Bizim gazetenin yazı işlerindeki arkadaşlar dalga geçmiş olmalı. “Siyaset böyle bir şey!” diye 9 sütuna manşet koydular.
Bir ay önce ne dedi.
Bir ay sonra ne söyledi
Balonlar açılmış.
Söylenenler yazılmış.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, bir ay önceki balon konuşmasında, “yerel seçimde ittifak yok” diyor. AKP Genel Başkanı Erdoğan da “O zaman herkes kendi yoluna” diye karşılık veriyor.
Daha tükürüğü kurumadı.
30 gün sonra Erdoğan’ın balonun içinde: “Seçim ittifakını masaya yatıracağız” müjdesi (!) var. Bahçeli’nin balonunun içini; “Gündemi davet sahibi belirler” diyen gel gel yapışlar dolduruyor.
Bu siyaset değil.
Bu rezalet, rezalet!

★★★

Dün: Ak diyordu.
Bugün: Kara.
Dün: Seninle yokum.
Bugün: Hemen geliyorum.
Fikir değiştirmenin, karar çevirmenin, hikmet döndürmenin adı siyaset oldu.
Siyasetin ahlakı olmalı.
Tutarlılığı bulunmalı.
Belediyelere; “imar planları delinmiş, betonlaşmış, yeşilini yitirmiş, trafiği hep kilitlenen, suyu pahalı, doğalgazı el yakan, caddesi kir pas içinde, sokağı ütüsüz pantolona dönmüş, çarşısında, pazarında, halinde fiyatları aracıların insafına bırakılmış, Suriyeli, Afganlı, Pakistanlı, Afrikalı mültecilerin gündüz ışığında soygunculuk yaptığı, gece karanlığında dükkan yağmaladığı, Sayıştay raporlarına göre yolsuzluğa, hırsızlığa, adam kayırmaya batmış, partili müteahhide ihale verip çulsuzdan zengin yaratma çirkefine batırılmış kentlere” sorunları çözecek dürüst, düzgün, ahlaklı, tutarlı başkan adayı mı arıyoruz yoksa “dün yollarımızı ayırmıştık ama bugün ittifakımızı tazeliyoruz diyenlerin” ağzına bakmaya razı kimselere şehirleri, ilçeleri mi teslim ediyorsunuz?
Buysa siyaset!
Rezalet! Rezalet!

★★★

Bir fikir!
Bir ülkeyi kalkındırır.
Bir buluş!
Bir kenti yüceltir.
İttifak dedikleri: “Ben sana Ankara ile İstanbul’u vereyim, sen bana Adana ile Mersin’i ver” pazarlığı.
Bu mu fikir?
Bu mu buluş?
Bu koyun pazarlığı!
Halkın oyunu koyunlaştırmışlar, trampa yapıyorlar. Bu trampa mı kenti daha ileriye götürüp sorunları en az maliyetle çözecek, kentliyi yaşadığı şehirde mutlu edecek? Partiler “yarı tanrılaşmış tek adam lider tipi” yarattı. İktidarı da muhalefeti de aynı; yarı tanrılaşmış liderler balonlarla ittifak bozuyor-ittifak yeniliyorlar.
Rezalet! Rezalet!

KALEMİN GÖR DEDİĞİ

Yatağınıza tüküreyim, kalemini kır asla satma!


Dün bu köşede yer vermiştim, devam edeyim: Haber Türk yazarı Fatih Altaylı “Hürriyet yazarı Ayşe Arman, para ile röportaj yapıyor” diye yazdı. Ayşe Arman ve gazetesi, yalanlamadı. Sabah yazarı Hıncal Uluç, Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan’ın da “yıllardır süren sırt ağrılarım yüzde yüz yerli ve milli (.....) marka yatağa uzanınca birden kesilmesin mi?” diye yazdığını hatırlatıp “Ayşe para ile yazıyorsa Ahmet kaça yazmış acaba? Korkunç şüphe içinde kaldım” diye yazdı. Vecihi Tekdağ adlı okurum da sizi bilgilendireyim diye Hıncal Uluç’un bir yazısını bulmuş, gönderdi. Hıncal Uluç yazısında; “Geceleri Amerikan Başkanı’nın yatağında yatıyorum. Vallahi yanında değil, içinde yatıyorum, bir aydır.. Böyle bir şey olmaz.. Bir uzaktan kumandası var yatağın.. Düğmelere basmaya başlıyorsunuz.. Baş kısmı yükseliyor.. Okumak veya televizyon izlemek için.. Bu arada yorgun ayaklarınızı dinlendirmek isterseniz, ayak kısmını havaya kaldıran bir düğme de var.. Ama bunlar daha başlangıç.. Asıl harika.. Kumanda üzerindeki düğmelerle masaj başlatabiliyorsunuz.. Bacaklarınıza, sırtınıza, istediğiniz yere, istediğiniz program ve şiddetle bir titreşim masajı.. Müthiş bir şey.. Nasıl tatlı bir uykuya hazırlıyor sizi...(.....) yataklarını benim okurum zaten biliyor.. Bir uyudunuz mu bir daha uyku bölünmesi yok.. Bu müthiş yatağı daha yakından tanımak isterseniz....” diye yazmış, adres bildirmiş. (Kasım 2005). Yatağınıza tüküreyim. Kalemini kır, asla satma!