G20’nin ritmi bu yıl Arjantin’in kalbi Buenos Aires’te tutuldu. Zirve kapsamında masaya yatırılan konulardan ekonomiye dair net kararlar çıkamadı.

G20’de buluşan dünyanın en büyük 20 ekonomisini temsil eden maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarının ana gündemi, ticaret ve ticaret savaşları ile başladı.

YAPISAL YAVAŞ BÜYÜME

13 maddelik sonuç bildirgesinde, ülkelerin vergi ve tarifelerindeki dengesizliğin küresel büyümeyi olumsuz etkilediği, kısa ve orta vadeli aşağı yönlü risklerin yükseldiği vurgulandı.

Bu risklerden bazıları: Mali kırılganlıklar, artan ticaret ve jeopolitik gerginlikler, küresel dengesizlikler, eşitsizlik ve yapısal yavaş büyüme

Bildiride, şu an bu risklere karşı harekete geçilmeyeceğine, yakından takip edileceğine ve hafifletmeye çalışılacağına dair ifadelere yer verildi.

Yükselen piyasa ekonomilerinin değişen ekonomik koşullara karşı geçmişe göre daha sağlam olmasına rağmen, hâlâ piyasalardaki oynamalar, dalgalanma ve ters sermaye akımlarına karşı hassas olduğunun altı çizildi.

İstanbul, Berlin, Brüksel, Brasilia, Buenos Aires, Londra, Madrid, Yeni Delhi, Ottawa, Paris, Roma, Seul, Sydney ve Washington’daki üyelerden oluşan Küresel Ticaret Koalisyonu, G20 üyelerini serbest ticareti tehdit eden uygulamaların karşısında durmaya çağırmıştı.

Ancak, bildiride korumacı politikaların uygulanmayacağına dair bir ifadeye yer verilmedi. Sağlam, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümeyi desteklemek için tüm araçları kullanmaya devam edileceği belirtildi.

Uluslararası ticaret ve yatırımlar; büyümenin, verimliliğin, teknolojik yeniliklerin, istihdamın ve kalkınmanın mihenk taşları olduğu, riskleri azaltmak için iletişimin güçlendirilmesi, risklerin azaltılması ve karşılıklı güveninin güçlendirilmesine ihtiyaç olduğu konusunda fikir birliği sağlandı.

KORUMACILIK DEVAM EDECEK

ABD Hazine Müsteşarlığı Başkanı Mnuchin, Amerika’nın endişe yaratan ticaret politikalarıyla ilgili soru yağmuruna tutuldu, ancak tatmin edici bir cevap alınamadı.

Küresel ticaretin ortaya çıkardığı vergi sorunları, artan vergi tarifeleri de masaya yatırıldı. ABD ve Çin’in haziranda yürürlüğe giren ek gümrük vergilerinin küresel ticaret savaşını kızıştırdığı belirtildi. ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, AB’den gelen çelik ve alüminyuma yüzde 25 ve yüzde 10 gümrük vergisi uygulanacağını söylemişti. Buna karşılık Kanada, Meksika ve AB’den misilleme gelmişti. Şimdi ise ticaretin normal düzeyinde seyretmesi için, ülkeler ABD’den ve Çin’den yapıcı bir adım bekliyor.

Amerika Heyeti ve Mnuchin, Japonya, AB ve diğer G7 ülkelerini, Çin’in ticaret uygulamalarına karşı sert bir duruş sergilemeye ikna etmeye çalıştı.

G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı’nın sonuç bildirisi, korumacılık karşıtı ifadelere yer vermedi. Bu durum, ABD’nin istediğini aldığı anlamına geliyor.

TÜRKİYE’NİN İŞİ ZOR

G20 zirvesinde, ticaret sorunlarının yanı sıra, yapılan oturumlarda gelişen ekonomilerin karşılaştığı problemler de ele alındı. Bunların başında, zirveye ev sahipliği yapan, ekonomisini istikrarlı bir hale sokmak için IMF’den 50 milyar dolar borç alan Arjantin geliyor. Arjantin’in 50 milyar dolar kredi aldığı IMF’nin 2019 için küresel büyüme tahmini ise hâlâ %3.9 olduğu dikkate alındığında; önümüzdeki dönemde para bolluğunun yaşanmayacağı, daha yüksek maliyetlerle fonlara ulaşılabileceği görülmektedir.

Özel sektörün yüksek borçları ve geçen yıl verilen 57 milyar dolarlık cari açık dikkate alındığında, dış finansman ihtiyacı zirve yapmış olan Türkiye, Merkez Bankası’nın bağımsız olmadığı ile ilgili tespitler ve fon sağlayıcı kuruluşları ikna edici, ciddi bir ekonomik program ortaya koymadığı sürece; döviz cinsinden yüksek borçları nedeniyle sürekli kur riskleri ve ani dalgalanmalarla yaşamaya çalışacaktır.

Yüksek faiz oranlarının yatırımları durduracağı, işsizliği artıracağı, her yüz liralık ihracat için 72 liralık ithalat yapmak zorunda bulunan ekonominin ilacının ihracat olamayacağının da altını çizmemiz gerekiyor.

plusbanner2x