Türkiye kadar vergi kanunlarının sürekli değiştiği, ikinci bir ülkeyi göstermek bu aralar pek mümkün görünmüyor. Torba yasalar ve yapılandırmalar derken, 2018 yılının 2’nci ayında TBMM’ne Maliye Bakanlığı tarafından yeni bir “Vergi Kanunlarında Değişiklik Tasarısı” sunuldu. Bu tasarının ayrıntılarına, bu satırlarda önümüzdeki günlerde yer vereceğim.
Bugün tasarının sunumunda dikkatimizi çeken “Ekonomik Canlılığın ve Tasarrufların Artırılması Yönünde Adımlar Atılıyor “başlığı ile sunulan düzenlemeleri irdelemek istiyorum.

EKONOMİK CANLILIK VE TASARRUF NASIL ARTACAK?

- Mevcut Konut Hesabı Sistemine işlerlik kazandırılması amacıyla, Devlet katkısı tutarı 15.000 liradan, 20.000 liraya, %20 olan azami Devlet katkısı oranı %25’e çıkarılmaktadır. Ayrıca, bu kapsamda alınacak konutların tapu harcında indirim yapılması, daha düşük kredi faizi imkânı sağlayacak sözleşmelere ilişkin esasların düzenlenmesi için Bakanlar Kuruluna yetki alınmaktadır. (Madde 42 ile 79)

- Bireysel emeklilik sisteminin teşvikine yönelik olarak, Devlet katkısı tutarlarının nemalandırılması ve nemalarıyla birlikte ödenmesine, Ek Devlet katkısının azami limiti ile iade edilmesine, 1.000 lira ilave Devlet katkısının yıllar itibarıyla yeniden değerlemeye tabi tutulabilmesine ve iki ay olan cayma süresinin üç katına kadar artırılabilmesine imkân sağlanmaktadır. (Madde 45)

- Tarımsal üreticilere ve esnafa verilecek Hazine faiz destekli kredilerin, faizsiz fon kullandırımını da içerecek biçimde kamu sermayeli bankaların iştiraki olan katılım bankalarınca da verilebilmesi ve buradan doğacak gelir kayıplarının Hazine Müsteşarlığı bütçesinden karşılanması öngörülmektedir. (Madde 68)

- Genel bütçeli idareleri kapsayan mevcut tek Hazine hesabı sisteminin, Bakanlar Kurulu Kararı ile diğer idareleri de kapsayacak şekilde genişletilerek kamu nakit yönetiminin etkinliğinin artırılması, kapsama alınacak kamu idarelerinin mevcut tüm hesapları kapatılarak TCMB nezdindeki Hazine adına açılacak ‘Tek Hazine Kurumlar Hesabı’na aktarılması ve nemalandırılması öngörülmektedir. ( Madde 49-50)

- Çeyiz desteğinin artırılması ve bu alanda tasarrufların özendirilmesi için Devlet katkısı oranı yüzde 20’den yüzde 25’e, azami katkı 5.000 liradan 7.500 liraya yükseltilmektedir. (Madde 78)

a

ADIMLAR AMACA ULAŞTIRMAYACAK…
Ülkemizde son yıllarda gayrisafi milli tasarruf oranı %2’lerin üzerinden %14’ler seviyesine düşmüştür. Hane halkı borçluluk oranının yükselişi de bu sonucu tetiklemiştir.
Gelir dağılımındaki adaletsizlik ve yükselen borçluluk oranları nedeni ile tasarruf oranını, tasarıdaki önlemler ile artırmak mümkün değildir.
Kamu kesiminin tasarrufta bulunması gerekmektedir. Ülkemizde vergi gelirlerini artırmak, bütçeyi büyütmek ve hesapsız harcamalar yapmak, kural haline getirilmiştir.
Ekonomiyi canlandırmak deyince aklımıza, vergi oranlarını düşürmek ve bankalardan geçen yıl olduğu gibi Hazine garantili kredi vermeyi anladığımız bir dönemde, yukarıdaki düzenlemelerle ekonominin nasıl canlanacağının birilerinin bize anlatması gerekmektedir.
Adaletsiz dolaylı vergiler üzerine kurulu olan Türk Vergi Sistemi’ni, dolaysız vergilerin (Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi ) vergi gelirleri içindeki ağırlığının arttığı bir vergi sistemine kavuşturmadığımız sürece; gelir dağılımındaki adaletsizlik ve dolayısıyla tasarrufların yetersizliği ve ekonomide canlılığa kavuşamamak sorunu devam edecektir.
Üretim yapısının, “ithalat bağımlılığına” ve gelir dağılımındaki adaletsizlik sorununa çözüm getirmeyen hiçbir düzenleme işe yaramayacaktır.