Ülkemizde son dört günün en çok konuşulan konusu, yazılı ve görsel medyada en büyük gruplardan birisi olan Doğan Grubu’nun, medya ile ilgili şirketlerinin Demirören Grubu tarafından satın alınmasıdır.

Herkes bu konuda bir şeyler söylemekte, konu en çok da bu tür bir satın almanın medyaya tekelleşmeye yol açacağı ve rekabeti ortadan kaldıracağı noktasına odaklanıyor.

Bugün sizlere, medyadaki büyük satın almanın Rekabet Hukuku çerçevesinde nasıl değerlendirileceğine ilişkin özet bilgiler vereceğim.

SATIŞ İŞLEMİ REKABET KURULU’NUN ONAYINA TABİDİR…

Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 7. Maddesi’ne göre “Bir ya da birden fazla teşebbüsün hakim durum yaratmaya veya hakim durumlarını daha da güçlendirmeye yönelik olarak ülkenin bütünü yahut bir kısmında herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak şekilde birleşmeleri veya herhangi bir teşebbüsün ya da kişinin diğer bir teşebbüsün mal varlığını yahut ortaklık paylarının tümünü veya bir kısmını ya da kendisine yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araçları, miras yoluyla iktisap durumu hariç olmak üzere, devralması hukuka aykırı ve yasaktır.

Hangi tür birleşme ve devralmaların hukuki geçerlilik kazanabilmesi için kurula bildirilerek izin alınması gerektiğini kurul, çıkaracağı tebliğlerle ilan eder.

Rekabet mevzuatımızda yoğunlaşmanın izne bağlılığı bakımından ciro esaslı sistem belirlenmiştir. Belirli ciro eşiklerini aşan yoğunlaşmaların, geçerli olabilmesi için izin alması gerekmektedir.

İlgili eşikler 2010/4 Tebliğ Madde 7’de düzenlenmiş olup;

- İşlem taraflarının Türkiye ciroları toplamının 100 milyon TL’yi aşması durumunda izin alınması zorunludur.

- Devralma işlemlerinde devre konu varlık ya da faaliyetin, birleşmede ise işlem taraflarından en az birinin Türkiye cirosunun otuz milyon TL’yi ve diğer işlem taraflarından en az birinin dünya cirosunun 500 milyon TL’yi aşması halinde yine söz konusu işlem izne tabidir.

İzne tabi olduğu tespit edilen yoğunlaşmaların hangi alanda rekabeti sınırlandırdığının tespiti için ilgili ürün ve ilgili coğrafi pazar tespitinin Rekabet Kurulu tarafından yapılması gerekmektedir.

basliksiz-3

REKABET KURULU HANGİ KRİTERLERİ DİKKATE ALACAK?


Rekabet Kurulu, medyadaki bu büyük satın alma ile ilgili olarak; izin verip vermeme konusunda değerlendirme yaparken, aşağıdaki kriterlere göre değerlendirme yapmak zorundadır.

a. Pazar payı

Öncelikle bir yoğunlaşma işleminin hakim durum veya birlikte hakim durum oluşturduğunu ya da bu durumu güçlendirdiğini belirlemek ve rekabeti sınırladığını tespit etmek için, tarafların sahip olduğu pazar payı dikkate alınacak ilk faktör olacaktır. Çok yüksek pazar payları (Örneğin %50’den yüksek paylar) hakim durumun varlığının göstergesi kabul edilebilir.

b. Birbirine yakın rakipler

İşleme taraf olan teşebbüslerin birbirine yakın rakip olması halinde, yoğunlaşmaya izin verilmemelidir. Örneğin Rekabet Kurulu marina kararında, Koç Holding’in, Kalamış Marina’nın en yakın rakibi olan İstanbul City Port Marina’yı devralmasını, yoğunlaşmaya izin vermeme sebebi olarak değerlendirmiştir.

c. Önemli bir rekabetçi gücü ortadan kaldırma

Yoğunlaşmanın önemli bir rekabetçi gücü ortadan kaldırıp kaldırmadığı da dikkate alınacaktır. Özellikle yeniliğin önemli olduğu pazarlarda bu nitelikte bir teşebbüsü kapsayan bir yoğunlaşma işlemi, pazarın rekabetçi dinamiklerinde, ciddi ve rekabet karşıtı değişikliğe yol açabilmektedir. Örneğin Migros/Kipa Tesco kararında Rekabet Kurulu, Kipa Tesco’nun pazar gücünü son yıllarda kaybettiğini belirterek, Migros tarafından devralınmasının önemli bir rekabet gücünü ortadan kaldırmayacağı sonucuna ulaşmıştır.

d. Pazara girişi zorlaştırma

Bir pazara giriş yeterince kolaysa bu pazardaki yoğunlaşmaların rekabeti kısıtlayıcı etkiler doğurma riski az olacaktır. Bu kapsamda yoğunlaşma tarafı teşebbüslerin potansiyel rakipleri karşısında önemli bir avantaja sahip olup olmadığı incelenmek zorundadır.

İzinde sorun çıkmayacaktır


Yukarıda açıklamaya çalıştığım üzere; Rekabet Kurulu, birleşme ve devirleri “herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak şekilde” olup olmadığı ile ilgili bir değerlendirme yapacaktır. Medyanın bu satış işlemi ile beraber tamamen iktidarın kontrolüne girip girmediği ile ilgili bir değerlendirmesi söz konusu olmayacaktır.

Rekabet Kurulu’nun iznine tabi bu satış işlemine ait bütün sözleşmelerin ve devir alacak şirket hisse yapısının Kurul’un onay vereceği bir yapıda kurulduğunu ve Kurul’dan izin verilmemesinin ihtimal dahilinde olmadığını şimdiden söyleyebilirim.