Son 3 haftadır ABD-Türkiye gerilimi sonrasında döviz kurlarının bir günde %25’lik artışlara ulaşmasıyla birlikte, ülkemiz bütün dünyada tekrar gündem olmayı başardı. Türkiye’ye borç verenler, Türkiye’yle iş yapanlar, Türkiye bu krizden nasıl çıkar konusunda görüşlerini ifade ederken, uluslararası derecelendirme kuruluşları da ülkemize son darbeyi vurmak ister gibi, cuma günü alelacele Türkiye’nin notunu düşürdüler ve önümüzdeki ekonomik tabloya ilişkin karamsar bir resim ortaya koydular.

Hükümetin örtülü bir şekilde faizleri yükseltmesine ve alınan birçok önleme rağmen, dövizin ateşinin düşmediği bir dönemde, kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptığı değerlendirmeleri dış güçlerin sözcülerinin bizi bağlamayan görüşleri şeklinde mi, yoksa tespitlerinde gerçeklik payı var mı yok mu gözüyle değerlendirmek bizlere bağlı. İki derecelendirme kuruluşunun yaptığı değerlendirmeyi ana başlıklarla aşağıda dikkatinize sunuyorum.

TÜRKİYE’NİN KREDİ NOTU ÇÖP KAMYONLARINA MI SÜRÜKLENİYOR?


Standard & Poor, Türkiye’nin yabancı para cinsinden kredi notunun “BB”den “BB-”ye, yerli para cinsinden notunun “BB”dan “BB”ye düşürdü ve görünümünü “durağan” olarak teyit etti.

S&P, cuma günü yaptığı kredi derecelendirmesinde, Türkiye’nin devlet borçlarını esas değerden daha düşük olarak hesaba katarak bu kredi notunu verdiklerini söyledi.

S&P, mayıs ayında zaten Türkiye’deki tahvilleri ‘çöp ve çürük’ olarak nitelendirip, kuruluş Türkiye’nin yabancı para cinsinden kredi notunu “BB”den “BB-”ye çekmiş, yerli para cinsinden notunu ise “BB+”dan “BB”ye düşürmüştü.

S&P, Türk Lirası’nın son iki haftadır aşırı bir volatilite gösterdiği tespitini yaptı.

S&P, Türk Lirası’nın bu yıl dolar karşısında % 40’dan fazla değer kaybetmesinin, gelişen piyasalarda büyük bir tasfiye sürecinin başlamasıyla ilgili korkuları ateşlediği görüşünde.

Cuma günü, daha da vahim bir hal alan kredi notundan sonra, S&P gelecek yıl için Türkiye’de ekonomik bir duraklama dönemi beklediklerine dikkat çekti.

Derecelendirme kuruluşu, Türkiye’nin uzun süredir ekonomik olarak ısınması, hatta kaynama durumu, yabancı ülkelere borçlanarak yapılan yatırımlar ve ekonomik politikalardaki dengesizlikleri de bu sürecin sebepleri olarak gösterdi.Bilindiği üzere ‘çürük tahvil’, kuruluş tarafından BB notu verilen ya da altında değerlendiren her şeye denebilir ve yüksek riskli yatırım olarak görülür. Tahvil kredi değerlendirmesi, o piyasanın kredi alabilirliğini gösterir ve yatırımcılara verdikleri borcun ödenip ödenemeyeceği hakkında bilgi verir.

S&P, Türkiye ekonomisinin 2019’da büyük bir daralma yaşayacağını, parasının değer kaybetmesinin, kurumsal bilanço tablosunun gerilmesi ve yurtiçindeki bankalara baskının artması gibi olumsuz mali sonuçlara yol açağını belirtti.

Türk hükümetinin sermaye kontrolünü hayata geçirmesinin, gelişen piyasalardaki korkuları daha da ateşleyeceği ifade edildi.

S&P, Merkez Bankası’nın %5 olarak hedeflediği enflasyonun şu an %15’i aştığını ve artacağını dile getirdi.

Moody’s hükümetin planı yok diyor


Moody’s Türkiye’nin bu ekonomik kriz için henüz güvenilir ve net bir planla gelemediğini ve mali açıdan büyük bir stres yaşadığını söyledi. Moody’s cuma günü Türkiye’nin kötü bir tablo çizdiğini söyleyerek, kredi notunu “Ba2”den “Ba3”e düşürdü. Zayıf döviz kurunun, yüksek ve artan dış borçlanmaların, mali sıkıntıların; ödeme krizi riskini artırdığını belirten Moody’s Türkiye’yi uyardı.

GERÇEĞE KARŞI SAVAŞAMAZSINIZ

Her iki derecelendirme kuruluşu; yabancı ülkelere borçlanarak yapılan yatırımlar, ekonomik politikalardaki dengesizlikler, yüksek enflasyon, yüksek cari açık, yüksek borçluluk oranı ,güvenilir ve net bir planımızın olmaması nedeniyle önümüzdeki dönem için döviz kurlarının yükselişinin ucunun açık olduğunu, 2019’da çok büyük bir durgunluk olacağını, Türk kağıtlarının çöp değerinde olduğunu ifade ediyor.

Derecelendirme kuruluşlarının yaptıkları tespitleri; “Bizi bağlamaz, bizi kıskanıyorlar, ülkeyi yıkmak istiyorlar”şeklinde okumak yerine; gerçeğe karşı savaşmayı bırakıp güvenilir ve ciddi bir ekonomik program hazırlayıp, bir an önce icraata başlamakta büyük yarar var. Her geçen dakika, ülkemizde 80 milyonun kaybetmesi demek.

plusbanner2x