Bir süre Paris’te, bir hafta kadar da Londra’da dolaştıktan sonra vatana döndüm. İnsanın evi gibi yok gerçekten de. Döner dönmez de üzerinize afiyet grip olmuşum. Dört gündür salya sümük yatıyorum, başımı kaldıramadım. Artık nazar mı, göz mü bilmem… “Amma da gezdi bu kadın, bir evinde oturamadı” dediler herhalde.
Bir de üzerine oradan oraya koşturmanın verdiği yorgunluk. Üzerine de İstanbulumuzun tertemiz havası, suyu eklenince, işte sonuç… O yüzden bu haftalık affınıza sığınarak biraz kısa keseceğim.

* * *

Hasta olunca insan ne yapar? Bol bol televizyon, dizi ve film izler. Ben de öyle yaptım.
Normalde televizyon izlemediğim için bu hafta seyrettiklerim hakkında yorum yapacağım.
En beğendiklerim: Seren Serengil ve Cengiz Semercioğlu’nun sunduğu ‘Duymayan Kalmasın’’. Bu arada Seren Serengil için Aile Mahkemesi’nden çıkarılan üç günlük zorlama hapis cezası beni gerçekten üzdü.
Müge Anlı’nın sunduğu ‘Müge Anlı ile Tatlı Sert’ de favorilerim arasında. Bence tam yurdum insanının belgeseli.
Ve, TV8’deki ‘Yemekteyiz’ programı…
Eskiden de seyrederdim ama yarışanların yaptığı adaletsiz yorumları dinledikçe şişerdim…
Yarışmanın bu yeni versiyonunda Onur Büyüktopçu’yu hem sunucu hem de bir hakem vasfında yarışmaya dahil etmeleri süper olmuş. Benim izleyici koltuğunda söylediklerimi onun ağzından duyunca içim rahatlıyor valla…
Ve bu sene tek izlediğim dizi ‘Ufak Tefek Cinayetler’. Arada saçmaladıkları bölümler oldu ama geneli gayet güzel gidiyor. RTÜK dizideki Serhan ve Oya’nın ilişkisini uygunsuz bulup diziye yüklü bir ceza kesmiş! Ne alaka, kel alaka…
Bir kere şunu anlamıyorum; bu bir dizi, hayal ve senaryo… Peki nesi uygunsuz? Evli bir adamla bir kadının ilişkisi görülmedik, duyulmadık bir şey mi? Bunu seyredenler zaten hayal ürünü olduğunu bilerek seyrediyorlar.
Esas bilim adamı, din adamı kisvesinde halka abuk subuk mesajlar veren programların peşine düşmeleri gerekmiyor mu? Çocuk gelinlerin, kadın cinayetlerinin, dini nikah kandırmacasıyla yapılan tecavüzlerin zirve yaptığı bir ülkede böyle masum yaşanan bir aşk hikayesine ceza kesilmesi artık beni şaşırtmasa da üzüyor.
Bir de ara ara gözüm Fox TV de ‘Kadın’ dizisine takıldı. Başını yakalasaymışım mutlaka seyredermişim. Beğendim.
Yabancı yapımlardan ‘Black Mirror’ diye bir dizi izledim. Zaten bir izlemeye başlayınca rahatsız olsanız da gerilseniz de bırakamıyorsunuz. Ardı ardına seyrediyorsunuz bölümleri. Her bölüm birbirinden bağımsız ayrı ayrı hikayeleri anlatıyor.
‘Black Mirror’ yani ‘Kara Ayna’ cep telefonlarımızın ya da bilgisayarlarımızın siyah ekranlarını temsil ediyor.
Dizi teknolojinin aslında insan hayatında ne anlama geldiğini, etkilerini ve gelecekteki olası zararlarını anlatıyor.
Gerçekten olabilecek olayları seyredince gelecek yıllarda insanlığı nelerin beklediğini daha iyi anlayıp ürperiyorsunuz.
Tüm okurlarıma sağlık dolu bir hafta dileğiyle…