Bunun en temel sebebi eğitimsizlik.
İnsanlarımız eğitimi okuma-yazma öğrenmek, dört işlem yapabilmek sanıyor. Ve tabii ki bir sürü ne olduğu, ne işe yaradığı bilinmeden, öğrenilmeden ezberlenmiş bilgi yığını söz konusu.
Ders listelerine bakarsanız her şey var. Ama ya içerikleri?
Spor yapılmayan spor dersleri var mesela. Bir türlü yabancı dil öğretilemeyen yabancı dil dersleri… Resim yapılmadan, sanat öğretilmeden, çoğunlukla boş geçen resim ve sanat dersleri var çocuklarımızın. İşte bu yüzden de büyüdüklerinde, etrafa nasıl zarar verdiklerini bilemeden o çirkin beton binaları yapıyorlar.
Tarih öğretilmeyen ve sadece bir sürü isim ve yıl ezberletilen tarih dersleri var. Harita görmeden ezberletilen coğrafya dersleri var. Sorduğunuzda Kıbrıs’ın yerini bile bilemiyorlar! Ve doğru dürüst bir kompozisyon yazmayı bile öğretemeyen Türkçe dersleri…
Çocuklarımız sadece belli bir kesime fayda sağlayan 4+4+4 diye tuhaf bir eğitim sisteminin içerisinde yıllarını geçiriyorlar.
Sonuç ortada!
Eğitim vermeyen bir eğitim sistemi…
Eğitim dediğimiz şey sadece çocuğa okuma-yazma öğretmek, dört işlemi göstermek değildir.
Eğer öyle olsa, bugün iki kere iki dört eder gibi anlattığınız şeylere sanki ‘kuantum fiziği’ anlatıyormuşsunuz gibi algılayamadan ve boş gözlerle bakmazlardı.
Hiç değilse yaşadıklarından ders çıkarıp masallara kanmazlardı. Sadece iyi ile kötüyü önyargısız ayırt edebilseler ona bile razı olurduk belki.
Her okula gitmiş kişi eğitimli olsa “Harf devrimi Siyonistlerin oyunudur. Ecdadımızın mezar taşlarını bile okuyamıyoruz” diyenler var olmazdı. Diyenler olsa bile buna inanan saflar bu kadar çok olmazdı!
* * *
Eğitimin esas amacı, muhakeme, doğru karar alabilme ve kendini doğru ifade edebilme yeteneklerinin kazandırılması, kişiye saygı ve ahlaki değerleri öğretip, doğa, hayvan ve insan sevgisi aşılamaktır.
Görüyoruz ki bunların hiçbiri bizim eğitim dediğimiz sistemin içinde yok!
Sadece sistemde mi problem var? İçindekiler de sorunlu tabii! Nitelikli elaman yetişmedikçe nitelikli eğitim de olamaz!
Çanakkale’de bir İngilizce öğretmeni saçı uzun olan bir erkek öğrencinin saçına toka takıp okulun önünde sıraya giren öğrencilerin karşısına çıkarıp alay ettiriyor.
Öğrencisine böyle davranabilen birine eğitimci diyebilir miyiz?
İşe önce eğitimcilerimizi eğitmekle başlamalı!
Sonuçta onlar da bu sistemin ürünleri.
