Ağacı kurt, insanı dert yer... Ülkemizin hali içimi hain bir kurt gibi kemiriyor!
İktidar övünüyor: “450 milyon liralık ikinci 100 günlük programımıza başladık!”
İyi de, ilk 100 günlük programda ne yaptınız ki birader?
İlk 100 günde dolar hızla dalgalandı, Türkiye sallantıdan sarhoş gibi oldu, iflasın eşiğine gelen iki bine yakın firma konkordato ilan etti, ülke ekonomik bir krize doğru yürüdü!
Yaşananlar belli... İlk 100 günde ne yapıldı ki, ikinci 100 günde neler olacak? Havada kalan bol vaatlerden başka ortada ne var?
Uluslararası Para Fonu (IMF) ilginç bir açıklama yaptı:
“2019 için dünyada küresel bir fırtınanın bulutları yığılıyor. Her ülke hazırlıklı olmalı. Türkiye daha fazla hazırlanmalı!”
Bu çok ciddi bir uyarıdır.
İktidar “Yaptık, ettik” gibi lâfları bırakıp, yaklaşmakta olan bu küresel fırtınaya karşı önlemler almalıdır.
Elin oğlu aylar öncesinden haber veriyor, ekonomimizin kırılgan olduğunu hatırlatıp “2019’da dünyayı saracak ekonomik fırtınaya Türkiye daha fazla hazırlansın” diyerek bizi uyarıyor. Fena mı yapıyor?

acaip

Pamukova’da 41, Çorlu’da 24, Ankara’da 9 yurttaşımız can verdi...
Hepsi de tedbirsizliğin kurbanı oldu!
Bu kaçıncı ölümlü tren kazası? Kaçıncı facia?
Hiç mi önlen alınmıyor? Hiç mi aklımız yok?
Tren kullanmasını mı bilmiyoruz nedir?
Bu kadar kabiliyetsiz miyiz?
Hayır, sadece ciddiyetsiziz!
Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan’a sordular:
“Nedir bu facianın sebebi Sayın Bakan?”
“Tedbirler mi yetersiz?”
“Sinyalizasyon sistemi olmadan seferler nasıl başlatıldı?” v.s.
Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan soruları tüm ciddiyetiyle dinledi. Kaşları çatık, yüzü asıktı. Sanırsınız ki, Bakan Bey bir cevap verecek, önemli bir açıklama yapacak... Hayır! Sadece:
“Teşekkür ederim!” dedi ve yürüyüp gitti.
Neden? Neye teşekkür etti?
Feci kazanın “9 ölü ve 86 yaralı” ile atlatılmasına mı?
Aslında Bakan Bey’in söyleyecek bir sözü yok!
Cinayet gibi kazayı nasıl savunacak ki?
Haa, Sayın Bakan’ın bir lâfı daha var ki, evlere şenlik!
“Sinyalizasyon olmazsa olmaz değil!” dedi, iyi mi?
Ondan iyi bilecek değiliz tabii ki... Herhalde doğrudur... Sinyalizasyon olmazsa böyle kazalar olur, ölen ölür, kalan sağlar bizimdir. Öyle mi acaba?

★★★

Aslında ulaştırmadan sorumlu bir Bakan olarak Cahit Turhan beyefendinin derhal istifa etmesi gerekiyor. Fakat... Ülkemizde böyle bir meslek anlayışı yok!
Olaylardan sorumlu siyasetçilerin istifaları Avrupa’da, Amerika’da, Kanada’da olur. Japonya’da ise sorumlular şereflerini kurtarmak için harakiri yaparlar!
Türkiye’de istifa olmaz! En büyük facialar karşısında bile o işi yöneten bakanlar, genel müdürler asla sorumlu değildir! Kabahat, en alt kademedeki zavallı görevlilerindir.
Şimdi, Ankara hızlı tren faciasında suçu ölen makinistlere atarlar, sonra gidip gönül rahatlığı içinde yatarlar!
Daha önceki tren kazalarından biliyoruz bunu...
Hangi faciada gerçek sorumlular bulunup kamuoyuna açıklandı ki?
Gerçekler kamuoyundan gizlendikçe ülkemizin düzlüğe çıkması mümkün değildir!

Hızlı tren şovu kurbanları


Ülkede her gün bir sürü olay meydana geliyor...
Peki, sorumlu kim?
AKP iktidarı bunların hiçbirinde sorumluluk kabul etmiyor ve mutlaka başka bir suçlu buluyor!
Olacak iş mi bu?
AKP, iktidarda olduğu 16 yıl boyunca hayata geçirdiği tüm projelerde insan hayatını ve kamusal çıkarları değil, siyasi menfaatlerini ön planda tuttu.
Ülkemizde sık sık ölümlü tren kazalarının olmasının sebebi bu...
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir durumu şöyle açıklıyor:
“Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) yetkililerinden aldığım bilgilere göre hızlı tren faciası demiryolu hattında bulunması gereken sinyalizasyon sistemlerinin hazır durumda bulunmamasından kaynaklanıyor.
Buradaki temel sorun, tren işletmeye alınmadan önce tamamlanması zorunlu altyapı sistemleri hazır olmadan hızlı trenin çalıştırılmasına göz yuman AKP anlayışıdır!
16 yıldır ülkeyi yöneten bu anlayış, Pamukova’da, Çorlu’da, Ankara’daki tren kazalarında 74 yurttaşımızın hayatını kaybetmesine sebep olmuştur.”
İşin özeti; Hayatlarını kaybeden talihsiz yurttaşlarımız, Hızlandırılmış Tren Şovu’nun kurbanlarıdır!

217 gazeteci hapiste!


Dün TOKMAK-1 sütunumda, tüm dünyaya yayın yapan CNN İnternational televizyonunun “Türkiye hapishanelerinde 251 gazeteci var” diye yayın yaptığını belirtmiştim.
Türkiye Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) bu rakamın gerçekten biraz fazla olduğunu ve doğru rakamın 217 olduğunu belirtti.
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu Sözcüsü Necati Abay hapisteki gazetecilerin isimlerini, görevlerini ve tutuklu bulundukları hapishaneleri 19 Kasım 2018 tarihinde kamuoyuna açıkladı.
Tutuklu ve hükümlü gazetecilerden 32’sinin imtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürü, 185’inin yazar ve muhabir olduğu belirtildi.

GÜNÜN SÖZÜ


Taşla kavga eden yumurtanın asla mutluluğu olmaz!

rt