İstanbul’un Üçüncü Havalimanı 29 Ekim 2018 Pazartesi günü açılacak.
“Üçüncü” diyorlar ama aslında bu üçüncü değil, yine “İkinci Havaalanı” olacak. Çünkü Yeşilköy’deki tarihi Atatürk Havalimanı kapatılıp milli park haline getirilecek. (İnşallah park yapacağız deyip, sonradan vaz geçerek TOKİ’nin beton binalarıyla doldurmazlar!)
Peki, yeni havaalanının adı ne olacak?
Etrafta çeşitli söylentiler dolaşıyor.
İktidara yakın gazetecilerden Habertürk yazarı Sevilay Yükselir “Güvenilir bir kaynağım az önce ‘Üçüncü Havalimanı’mızın adı Abdülhamid Han olacak, dedi’ diye yazdı.
Birileri kulağını çekmiş olacak ki, daha sonra “Aceleci davranıp hata yaptım” diye kıvırttı.

★★★

Durum şunu gösteriyor:
İstanbul’un yeni havaalanına “Abdülhamid Han” adını vermeyi sinsi bir şekilde planlayanlar var.
Modern Türkiye Cumhuriyeti ile “Abdülhamid Han” taban tabana zıt karakterlerdir. Ülke insanlarını bölmek, toplumu iyice kutuplaştırmak isteyen bir takım art niyetli kişilerin bunu tezgâhlamaya çalıştıkları kuşkusuzdur.
Atatürk düşmanlığı hemen burada da kendisini göstermiş bulunuyor maalesef...
Abdülhamid Han adını inatla, ısrarla parlatmaya çalışanlar Türkiye Cumhuriyeti’ni sevmeyen insanlardır.

★★★

Şunu rahatlıkla iddia edebilirim:
Günümüzün muktedirleri İstanbul’un yeni havaalanına öyle bir isim koysalar bile, iktidar değiştiği an o isim de derhal kaldırılır. Hiçbir iktidar sonsuz değildir!
Dünyanın en büyük havalimanı olacağı belirtilen yeni hava meydanı için akılcı bir yol izlenip, herkesin kabul edeceği ortak bir isim bulunmalıdır.
Sevgili arkadaşım Emin Çölaşan dün sütununda kendi teklifini yaptı ve dedi ki:
“Yeni havalimanına verilmesi en uygun olan isim, hangi, açıdan bakarsanız bakın, Atatürk’tür.
Ancak başımızdakilerin böyle bir niyeti olmadığı anlaşılıyor...
Kafamdaki, ikinci ismi bir kez daha öneriyorum:
“GAZİ.”
Bu sözcük bize hem Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anımsatacak, hem de on binlerce savaş ve terör gazimizin anılmasına vesile olacaktır.”
Emin Çölaşan kardeşimin önerisine katılıyorum.

“Şiddetle kınıyoruz!”


Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Dursun Atılgan’dan bir mektup aldım. İstanbul’a yeni yapılan havaalanının adının “Abdülhamid Han” olacağı şeklindeki haberlere tepki göstererek şöyle yazıyor:
“Haberler doğruysa iktidarı şiddetle kınıyoruz.
Atatürk’ün saltanatçılara, hilafetçilere ve şeriatçılara karşı aldığı kararların ve önlemlerin nedeni, ülkeye cumhuriyetçi demokrasinin yerleşmesi, memlekette keyfi idarenin bir daha hortlamaması içindi.
Şu gerçeği hiçbir zaman göz ardı etmemek gerekir ki, Atatürk, ilköğretim aşamasından bile geçmemiş bir topluma dayanan demokrasinin her zaman teokrasiye (laiklik kavramının tam tersi olan ve devlete dini kuralların egemen olduğu bir rejime) ve monarşiye (saltanat süren hükümdarın devlet başkanı olduğu bir rejime) yeniden kayarak soysuzlaşabileceğini iyi biliyordu.
İşte iktidarın halkı cahil ve yoksul bırakma siyasetinin arkasında yatan amacın da, monarşiye ve mollarşiye geri dönüşün olduğu açıktır.
Şimdi soruyoruz: Nasıl olur da Cumhuriyet karşıtlarının isimleri Cumhuriyet’in eserlerine verilebilir?
Bizce, Abdülhamid ya da benzeri bir kişinin adı, söz konusu havalimanına verilirse, tüm toplum buna karşı çıkmalıdır. Din adına ulusumuzu uygar dünyadan koparan, cahil ve yoksul bırakan kafa yapısı ve düşünce tarzıyla mücadele etmek ulusal ve yaşamsal bir görevdir.”
Dursun Atılgan (Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı)

TEBESSÜM

“Etme Bulma Dünyası!”


Temel kendisine bir iş kurmaya hazırlanmaktadır. Arkadaşı Dursun’un fikrini almak için ona soruyor:
“Ula Dursun, bana bak hele... Memlekette Kahve Dünyası var değil mi?”
“Var”
“Simit Dünyası, Ayakkabı Dünyası da var, öyle değil mi?”
“He ya, var tabii...”
“Öyleyse ben de ‘Etme Bulma Dünyası’ diye bir kafe açmaya karar verdim, ne dersin?”
Dursun bir an düşünüp cevap veriyor:
“Bana kalırsa ‘Kendim Ettim, Kendim Buldum’ dünyası aç, daha iyi!”

GÜNÜN SÖZÜ


Her insan nankörlüklere, yalnızlıklara alışabilmeli ve buna hazır olmalıdır!

rrt

plusbanner2x