Millet ağır sıkıntılar içinde... Ekonomimiz dar boğazda ve Cumhuriyet değerleri saldırı altında...
Ee... Böyle bir “ahval ve şerait içinde” liderlerimiz ne yapıyor?
Kayıkçı kavgası yapıyorlar!
Nedir kayıkçı kavgası?
Göstermelik kavgalara ve sonuç alınamadan sürüp giden bıktırıcı tartışmalara “Kayıkçı kavgası” deniliyor.
Cumhur İttifakı’nın liderleri, “Sepeti koluna, herkes yoluna” dediler.
Şimdi AKP-MHP ittifakının bittiğini söyleyenler var. Fakat...
Bana öyle gelmiyor. Dikkat ederseniz Erdoğan da, Bahçeli de “Belediye seçimleri” için ittifakın bittiğini söylüyor, “Cumhur İttifakı”na  toz kondurmuyorlar. Çünkü ikisi de birbirine muhtaç!
AKP’nin desteği olmazsa Bahçeli’nin koltuğu tehlikeye girer. MHP’nin desteği olmazsa, Meclis’te azınlıkta olan AKP zor duruma düşer. Muhtemel bir seçimde Erdoğan’ın oyları da yüzde 50’nin altına iner!
Bahçeli’nin “İşin tadı kaçtı” sözü doğrudur ama “acı kahveyi” içmeye de mecburdur.
İki lider de ortaklığı bitirmeye cesaret edemiyor “Cumhur İttifakı devam ediyor” diyor. Ancak... Bu ittifakın ağır yara aldığı da bir gerçek!

serit-kalip-tokmak-25-ekim

AKP iktidarının, Danıştay’ın “Andımız” için verdiği serbestlik kararını dinlemeyeceği anlaşılıyor.
Peki, hukuk nerede?
AKP için, işine geldiği vakit hukuk vardır, işine gelmediği vakit hukuk, Danıştay, Yüksek yargı, Anayasa-babayasa yoktur!
“Adalet mülkün temelidir” sözü sadece bir lâf... İktidarın hukuka saygısı, kendi çıkarlarıyla orantılı!

★★★

“Andımız” 1933 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından hazırlatıldı, 1972 yılında bazı cümleleri değiştirildi, 1997 yılında son şeklini aldı, fakat ne yazık ki, 2013 yılında AKP iktidarı tarafından kaldırıldı!
Danıştay’ın verdiği kararla şimdi “Andımız”ın geri gelmesi gerekiyor. Fakat AKP iktidarının bunu uygulamaya niyeti yok!
Nasıl bir hukuk devletiyiz Allah aşkına?
“Andımız”daki “Türküm, doğruyum, çalışkanım” sözleri iktidarı rahatsız ediyor. Fakat “Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim” sözleri onlar için daha büyük bir rahatsızlık nedeni...

★★★

Celâl Bayar, Türkiye’nin 3’üncü Cumhurbaşkanı’dır. İlahiyatçı yazar Nazif Ay, Celâl Bayar’ın “Atatürk’ü sevmek milli bir ibadettir” sözünü hatırlatarak şöyle diyor:
“Bize biz olma şansını veren yüce Atatürk’ü sevmek, onun ilke ve hedeflerine sahip çıkmak, tıpkı dinin emri, gibi mukaddes bir görevdir. Aksi halde “küfran-ı nimet” edilmiş olur. Yani yüce Allah’ın bize bahşettiği Atatürk adlı nimete nankörlük edilmiş olur.
Çanakkale savaşlarında bir güneş gibi doğan Mustafa Kemal, Türklere karşı düzenlenen son ‘Haçlı Seferi’nin muzaffer komutanı, Selahattin Eyyubi gibi en büyük haçlı ordularını dağıtan şanlı bir liderdir.
Hintli lider Gandhi’nin deyimiyle “O, İngilizleri yenene kadar biz İngilizleri tanrı sanırdık.” ifadesindeki ‘O’ zamirinin şerefli muhatabı, Mehmet Akif’in ‘Bedr’in arslanları ancak bu kadar şanlı idi’ diye tasvir ettiği Çanakkale’nin kanlı sahasından zafer çıkaran bir ‘Peygamber naibi’ idi.”

★★★

Atatürk’ün ve Türk ulusunun değerini haykırmak üzere yazılmış milli bir deklarasyon olan ‘Andımız’ı okutmak, her anlamda kutsal bir ibadettir. Irkçılık söylemiyle ilgisi yoktur ve abartıya dayalı hiçbir vurguya sahip değildir.
Türk adını ağzına alamayan ve içerisinde hem Türk, hem de Türklüğün asil evlâdı olan Atatürk’ün adı geçtiği için ‘Andımız’a muhalefet edip düşmanlık besleyenlerden değil ‘millî ve yerli’ olmak, gerçek anlamda bir Müslüman bile olamaz!”

Şüpheli asker ölümleri!


CHP Burdur Milletvekili Dr. Mehmet Göker, önemli bir yaraya parmak bastı.
Göker, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a:
“Askerlik görevlerini ifa ederken ölen ve ölümleri şüpheli sayılan askerlerimizin sayısı neden her geçen gün artıyor?” diye sordu.
Milli Savunma Bakanı’nın cevap vermesi istemiyle Meclis Başkanlığı’na yazılı bir soru önergesi veren Mehmet Göker:
“Askerlerimizin şüpheli ölümlerinin artması ve davaların uzayarak bir türlü sonuçlanmaması, halkımızın Türk Silahlı Kuvvetleri’ne olan güvenini zedeliyor. Askerlerimizin psikolojilerini bozarak intihara sürüklenmelerine sebep olan kişilerin bir an önce bulunarak cezalandırılması yerinde bir davranış olacaktır” diyor ve soruyor:
“Askeri birliklerimizde yaşanan ölümlerin nedenlerinin araştırılarak ortaya çıkarılması ve bu ölümlerin önlenerek başka ailelerin evlat acısı yaşamamaları için ne gibi tedbirler düşünülüyor?”

TEBESSÜM

İntikam listesi!


Kuduz bir vakitler tedavisi olmayan korkunç bir hastalıktı. 1882 yılında Fransız bilim adamı Louis Pasteur tarafından bulunan “kuduz aşısı” ilk defa 1885 yılında insana uygulandı.
Amerika’nın 16’ncı başkanı Abraham Lincoln (1809-1865) zamanında aşısı henüz bulunmamış olan kuduz ölümcül bir hastalıktı.
Başkan Lincoln, bir toplantıda konuşurken dinleyicilerden biri sordu:
“Sayın Başkan, kuduza yakalanacak olursanız ne yaparsınız?”
Başkan Lincoln, toplantıyla ilgisi olmayan bu acayip soruya kızmadı, hafifçe gülümseyerek:
“İlk önce kâğıt isterim” cevabını verdi.
“Vasiyetinizi yazmak için mi?”
“Hayır, ısıracağım insanların listesini yazmak için...”

GÜNÜN SÖZÜ


İktidar psikolojisi ilginçtir. Koltuğun korunması için söylenmeyecek yalan yoktur!

11rahmibey30cm