Sevgili okurlar... Biliyorsunuz Türk Hava Yolları uçaklarında sadece iktidar yandaşı gazeteler dağıtılıyor ve bu gazeteler yolculara zorla okutulmak isteniyor. SÖZCÜ başta olmak üzere muhalif gazetelere ambargo uygulanıyor.
Oysa THY milli havayolumuz. Böyle ayrımcılık yapmaması lâzım. THY yöneticileri, yasaları çiğneyip, iktidara yaranmak için vatandaşın haber alma hürriyetini yok ediyor.
Uçaklarda gazete dağıtan hosteslerle yolcular arasında sık sık tatsız tartışmalar oluyor.
“Neden SÖZCÜ yok? Neden Yeniçağ yok? Neden Cumhuriyet yok?” gibi sorular karşısında zavallı hostesler ezilip büzülüyorlar. Tabii ki onların hiçbir kabahati yok. Bütün suç THY yönetiminin...
CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, THY’nin ayrımcılığını Meclis gündemine taşıdı ve Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan’a “Havaalanları ile THY uçaklarında yolculara neden SÖZCÜ, Yeniçağ, Cumhuriyet, Birgün, Evrensel gibi gazeteler dağıtılmıyor?” diye sordu.
Bakan Bey kem küm etti, inandırıcılıktan çok uzak cevaplar verdi. Koskoca Bakan’a doğru konuşmamak ve haksızlığın üzerini örtmeye çalışmak hiç yakışmadı doğrusu!

serit-kalip-tokmak-12-kasim

Ortada hazin bir durum var. Bu, ülkemizin ne hale geldiğini göstermesi bakımından önemlidir.
Prof. Dr. Ali Erbaş kimdir? Nasıl profesör olmuştur?
Bu şahıs Türkiye’nin Diyanet İşleri Başkanı’dır. Bu şahıs işgal ettiği o makamı kime borçludur? Mustafa Kemal Atatürk’e...
Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı, 3 Mart 1924 tarihinde Atatürk tarafından kurulmuştur.
Atatürk, ünlü düşünür Ziya Gökalp’ın dinde savunduğu laiklik fikrini aynen kabul ederek onun teklifiyle Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurdu.
Eğer Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmasaydı, devleti, tarikatlar ve mezhepler kaplardı.

★★★

Günümüzün Diyanet İşleri Başkanı’nın, manen borçlu olduğu Atatürk’e şükran duyması gerekir, değil mi? Ne gezer? Bu devirde şükran duygusu kalmadı ki!
10 Kasım günü öncesinde ve sonrasında “Cuma hutbelerinde” Türkiye’nin ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurucusu Atatürk’ün adı hiç geçmedi.
Prof. Ali Erbaş, Atatürk düşmanlığı tescilli olan ve bir zamanlar akıl hastanesinde yatan Kadir Mısıroğlu adındaki fesli şahsı ziyaret ederek ona “Geçmiş olsun hocam” dedi. Haber fotoğraflarıyla gazetelerde yayınlandı.
Eğer Mısıroğlu gibi biri Diyanet İşleri Başkanı’nın hocasıysa, gerisini siz düşünün artık!
O Kadir Mısıroğlu ki Kurtuluş Savaşı için “Keşke Yunan kazansaydı” diyen Yunan hayranı bir adamdır.

★★★

Yeniçağ’da yazan meslektaşım Orhan Uğuroğlu, Prof. Ali Erbaş’ı eleştirerek “Ey Diyanet, nedir bu hıyanet?” diye sordu. Hicivleriyle ünlenen İbrahim Ormancı da bu konuyla ilgili şu dörtlüğü yolladı:
“Keşke Yunan kazansaydı” diyen kaçkını,
Ne diye ziyaret eder Diyanet İşleri Başkanı?
Hem de 10 Kasım öncesi olması manidar,
Bütün bunlar sadece bir rastlantı mı?”

Bodrum’da ilk aday belli oldu


Yerel seçimlere 4 ay 18 gün kala Bodrum’da Belediye Başkan adaylığı kesinleşen ilk isim: Mehmet Tosun. CHP, AKP ve MHP’nin adayları daha belli değil...
İYİ Parti bu konuda öne geçip Mehmet Tosun’u Bodrum Belediye Başkanı adayı ilan etti. Mehmet Tosun kim?
Bodrumluların sevdiği bir isim... 44 yaşında, mühendis... Daha önce 10 yıl Konacık Belediye Başkanı olarak görev yapmıştı. Adaylığı kesinleştikten sonra belediyecilik anlayışını şöyle özetledi:
“Bodrum ekonomisinin can damarı olan turizm sektöründe süreyi yeniden yapılandıracağız. Göreve gediğimiz takdirde başta Muğla Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm içerisinde ortaklaşa çalışarak halkımızın ihtiyaçlarını karşılayacağız. Mazeret üreten değil, sorunları çözen belediye olacağız.”

Üretken olmanın yaşı yok


Eskiden “Yaş yetmiş, iş bitmiş” derlerdi... Şimdi ortalama ömür uzadı insanlar 80 yaşında bile üretken olup değerli işler yapmaya başladı. Bunun son örneklerinden biri emekli bürokrat Halil Erden.
80 yaşını geçen Halil Erden, eşim Emel Turan ile birlikte beni “Akatlar Kültür Merkezi”nde açtığı resim sergisine davet etti.
Sergiye gittiğimiz vakit Hüsamettin Cindoruk’u da orada bulduk. İyi bir ressam olan eşim Emel sanatçı gözüyle bakıp resimleri çok beğendi. Siyaset duayeni Hüsamettin Cindoruk da “Halil Bey’le yaklaşık aynı yaşlardayız. Bizim kuşakta hâlâ iş var demek ki. Öğrenmenin ve üretmenin yaşı yok” dedi.
Halil Erden resim sanatında geldiği bu noktayı ünlü Ressam Sait Günal’dan aldığı derslere borçlu olduğunu söyledi.
İnsan her yaşta yaratıcı ve üretken olabiliyor. Yeter ki azmetsin.

GÜNÜN SÖZÜ


Hayatta başarı için usta bir avcı gibi tetiğe basma zamanını iyi bileceksin!

11rahmibeyicin