İktidar seçimleri zorda görünce “İmar Barışı” adı altında bir imar affı çıkardı.
Bu aftan 13 milyon kişi faydalanacak.
Affa harika bir oy potansiyeli olarak bakıyorlar.
Tabii ki, sadece oy değil, milyarlarca lira para da gelecek.
Çünkü devlet kasasında paralar tükendi...
O kadar savurgan bir yönetim var ki, ağır vergilere rağmen para yetişmiyor... Saraylar, uçaklar, zırhlı araçlar... Suriyelilere harcanan, Ekvador’a, Sudan’a yollanan milyonlar... Bakanlıklarda herkesin altına lüks otolar... Para mı dayanır buna?

* * *

Neyse, imar affı insanlarımızın birçoğunu memnun ettiği, önemli bir yaraya merhem olacağı için fazla ses etmeyelim ama bundan sonra yapılacak binaların yasaya uygun olmasına dikkat edelim, öyle değil mi?
Hiç değilse onbeş-yirmi yıl sonra yeni bir imar affı mecburiyeti doğmasın!
Uygar Batı ülkelerinde kaçak yapı diye bir şey asla yoktur. Her şey kuralına uygun yapılır.
Fakat bizde bu konuda maalesef bir umut yok!

* * *

Çarpık yapılaşma olanca hızıyla devam ediyor.
Özellikle turizm bölgelerinde...
Bir süredir Bodrum’dayım... Bu cennet ilçenin görüntüsü içler acısı...
Kıyılar yağmalanmış vaziyette... Oteller, moteller, lokantalar, milyon dolarlık inşaatlar, iskeleler kurup bunları denize uzatmışlar. Maliye’ye para veriyorlarmış! Ee, “Parayı veren düdüğü çalar” diyorlar.
Onlar da parayı verip denizi çalmış! Ya vatandaş ne yapacak?
Vatandaşa da, denize girilebilecek sahillerin ancak onda biri kalmış...
Bir de kanunlar der ki: “Sahiller halkındır!” Nah halkın! Bu memlekette sahiller, parayı bastıranındır! Bazı zadegânlar 30 yıllığına kiralamışlar sahilleri...
Vatandaşını düşünmeyen devlet olur mu? Bizde oluyor maalesef!

* * *

Gündoğan’ın Küçük Bük bölgesinde imar rezaleti yaşanıyor. Dağlar oyulmuş, denize çok yakın lüks binalar yapılıyor.
Yine Küçük Bük’te “Muhtarın Yeri” denilen yerde, denize 5 metre mesafede kocaman beton bina dikiliyor!
Yalıkavak’ta da aynı rezalet devam ediyor. Dağlar tepeler iş makineleriyle delik deşik edilmiş, süper lüks inşaatlar yapılıyor.
Bu binaların en ucuzunun fiyatı 3,5 milyon Euro imiş! Yaklaşık 19 milyon Türk Lirası! Fiyatı 40 milyon liraya kadar yükselen binalar da varmış!
Güvercinlik’te de devasa ve çirkin inşaatlar yapılıyor! Görüntüleri rezalet!

* * *

Eski bir belediye mensubuna sordum:
“Sen mevzuatı bilirsin. Bu rezalet kimin eseri?”
Şöyle dedi:
“En büyük suç Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın... Çünkü sahillerde imar izni Ankara’dan geliyor. Bakanlık, akıl almaz nedenlerle kıyılarda imar izni veriyor. Tabii ki belediyeler de bu suça ortak oluyor. Direnmeleri, menfaat kokan ya da torpilli inşaat izinlerini yargıya taşımaları lâzım. Fakat bunu maalesef yapmıyorlar!”
Kısacası, turizm cenneti Bodrum elbirliği ile mahvediliyor!

Sigaraya bir kurban daha!


Gazeteciliğe aynı yıllarda başladığımız meslektaşım, değerli arkadaşım Eyüp Karadayı sevgili eşi Ayla Hanım’ı kaybetti.
Dün başsağlığı için onu aradığımda ilk sözü:
“Ah şu sigara... Sigaraya bir kurban daha verdik” demek oldu.
Sigaradan vazgeçemeyen Ayla Karadayı günde iki pakete varan miktarda sigara içiyordu. Sonunda ciğerleri dayanamadı, KOAH hastası oldu. Önceki gece onu kaybettik. Merhume bugün Karacaahmet Şakirin Camii’nde kılınacak öğle namazından sonra son yolculuğuna uğurlanacak. Mekânı cennet olsun.

TEBESSÜM

Bir seçim fıkrası!


Cenk Tuncay anlatıyor:
Adam seçim günü oyunu kullandıktan sonra görevliye “Ah keşke karım da burada olsaydı” der. Görevli sorar:
“Hanımınızın adı neydi?”
Adam, karısının adını söyler, görevli listeye bakıp “Hanımınız 2 saat önce oyunu kullanmış efendim” der.
“Emin misiniz?”
“Tabii ki eminim. İmzası işte burada”
“Tüüh” der adam “Demek iki saat önce gelseydim karımı görürdüm.”
Görevli şaşırmış halde sorar:
“Beraber oturmuyor musunuz?”
“Hayır! Karım 10 yıl önce öldü de!”
* NOT: Bu fıkra “Ölülere kimlik kartı çıkardılar” diyen Trabzon Milletvekili Halûk Pekşen’e ithaf olunur.

GÜNÜN SÖZÜ


İktidar hırsı, aklı ve vicdanı devreden çıkarır insanı kör ve sağır yapar!

basliksiz-1

sozcu-banner-1