Cumhurbaşkanı adayları iyi gidiyor.
Muharrem İnce sağlam çıktı. Anadolu’nun altını üstüne getiriyor. Enerjisi tartışılmaz.
Meydanlar tıklım tıklım dolu. Bunlar öyle bindirilmiş kıtalar, taşıma kalabalıklar değil, gönüllü olarak sel gibi akıp gelen vatandaşlar...
Meral Hanım da çok iyi gidiyor. Konuşmaları samimi ve inandırıcı... Toplumda umulmadık bir heyecan, beklenmedik bir umut patlaması yaptı.
Ya Temel Karamollaoğlu... Bu seçimlerin sürpriz siyasetçisi... İçtenlikle konuşuyor, sakin fakat akılcı ve sarsıcı sözleri ile iktidar cephesini allak bullak ediyor.
Meral Hanım’ın tabiriyle “Eylemsiz Doçent Devlet Bahçeli” ve patronu AKP Genel Başkanı Tayyip Bey bu defa işlerinin çok zor olduğunu anlamışa benziyorlar.
Her şey normal, kurallarına uygun giderse ve seçimlere şaibe karışmazsa (Trabzon Milletvekili Halûk Pekşen’in iddia ettiği gibi) 100 yıl önce ölen insanlara oy kullandırılmazsa 24 Haziran’da iktidar hüsrana uğrayacağa benziyor. Meydanlardaki tepkiler ve iktidar kanadının endişeleri bunun işareti!

* * *

Okurlarımdan Kâzım Üçok (kazimucokka@gmail.com) Muharrem İnce için şu mesajı göndermiş... Okuyalım:
“Muharrem İnce
Bitmez tükenmez enerjiyle
Yurdu dolaştıkça
Milletin umudu artıyor.
O konuştukça,
Bir ışık doğuyor içimize,
Umutla göklere yükseliyor,
Uyan gaflet uykusundan kardeşim,
Muharrem İnce geliyor!”

* * *

Muharrem İnce gerçekten meydanları harekete geçirdi. Diyor ki:
“Yıllardır millet kemer sıktı. Artık kemer sıkma sırası devlette olacak. Milletin kemer sıkacak hali kalmadı. Kemerin son deliğine gelindi.”
İnce, devletin aşırı masraflarının büyük ölçüde kısılacağını, lüks araç saltanatına son verileceğini, Saray’ın aklı almaz giderlerinin en aza indirileceğini, seçildiği takdirde bin küsur odalı o Saray’da değil, önceki Cumhurbaşkanları gibi Çankaya Köşkü’nde oturacağını vadediyor.

"MUHARREM İNCE, TAYYİP BEY'İN YOLUNDAN GİTMESİN"


“Muharrem İnce iyi gidiyor” demiştik. Fakat Hüsamettin Cindoruk’tan ona ciddi eleştiri ve uyarılar var.
Hüsamettin Cindoruk, siyaset dünyamızın bilge kişisidir. Halk TV’de Ayşenur Aslan’ın “Medya Mahallesi” programında şunları söyledi:
“Muharrem Bey’in kafasına kasket takmasının sırası değil... ‘Şunu yapacağım, bunu yapacağım, onu vereceğim, bunu vereceğim’ diyor, çeşitli vaatlerde bulunuyor ama en önemli şeyi söylemiyor.
Nedir bu en önemli şey?
Parlamento’nun durumu... Türkiye’nin istikbalini ilgilendiriyor bu.
Muharrem Bey Cumhurbaşkanı seçilirse ilk işi ne olacak? Meclis’i ne yapacak? Parlamenter sisteme dönecek mi? Yoksa Tayyip Bey’in getirdiği “Tek Adam” sistemini benimseyip ona devam mı edecek?
Muharrem İnce’nin meydanlarda anlatacağı en önemli şey yeni dönemde Meclis’in  durumu olmalı. Bunu ihmal etmesin ve Tayyip Bey’in yolundan gitmesin!”

* * *

Duayen siyaset adamı Hüsamettin Cindoruk’un “Kasket takmanın zamanı değil” diye eleştirdiği Muharrem İnce’nin kasketinin önemli anlamları var. Bunun 8 köşeli imal edilen bir kasket olduğu ve her köşesinin ayrı anlamlar taşıdığı belirtiliyor:
1) Vatanseverlik, 2) Yiğitlik, 3) Mertlik, 4) Cömertlik) 5) Delikanlılık, 6) Alçakgönüllülük, 7) Dürüstlük, 8) Konukseverlik.
Bunlar şapkaya Muharrem İnce’nin verdiği anlamlar değil. Kasketi imal eden ve sayıları her geçen gün azalan şapka-kasket ustalarının sözleri. Bu özellikler, Muharrem İnce’nin kuralları haline geldi. Ayrıca, İnce’ye yakışıyor da...

TEBESSÜM

YORGUN ZEYTİN!


Mübarek ramazan günü Temel iftar için bir lokantaya girmiş. Önüne iftarlık çerezler getirmişler. Bir kaç tane de yeşil zeytin var.
Temel orucu yeşil zeytinle bozmak istemiş. Çatalı saplamış, zeytin kaçmış. Bir daha denemiş, yine kaçmış. Üçüncü defa yine kaçınca vazgeçmiş.
Müşterinin zorluğa düştüğünü gören dikkatli bir garson bir çatal almış, gelmiş, zeytinin içine saplayıp müşteri Temel’e vermiş.
Temel, kendi beceremediği şeyi garsonun yapmış olmasına içerlemiş ve ona dik dik bakmış:
“Ben yormasaydım sen zor yakalardın oni...”

GÜNÜN SÖZÜ

Akıllı toplumlarda uyanan düşünceler kolay kolay uyumaz!

basliksiz-13

sozcu-banner-1