Artık parti genel başkanı düzeyindeki insanlar bile karşısındakine gözdağı vermek için ucuz yöntemlere başvurmaya başladı!
Devlet Bahçeli’nin, Meral Akşener’i tehdit etmesi yakışıksız oldu!
Ciddi bir siyasetçi olan Bahçeli, kullandığı o hafif sözleri kendisine nasıl yakıştırdı, anlamak zor!
Siyaset kaba kuvvetle yürütülmez!
Türk geleneklerinde, bir kadının evine gece yarısı adamlar yollamak, böyle hakaret ve tehditler savurmak var mı?
Bir partiye değil, külhanbeyi kahvehanesinde tavla oynayan bitirimlere bile yakışmayan türde bir davranıştır bu...
★★★
Bahçeli Bey, Twitter hesabında şöyle dedi:
“Bu hanımefendiye son ihtarım. Bölmek ve yok etmek istediğin MHP’ye karşı sinir ve sınırları ihlal eden vandal tutumuna devam edersen sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın. Demedi deme, büyük sözü dinle!”
Vay canına! Nasıl bir tehdit bu? Hem de bir kadına!
Meral Hanım’ın MHP’ye yönelik bazı ifadeleri, Bahçeli Bey’in endişesini artırmış olacak ki, milliyetçi oyları ona kaptırmamak için bu yanlış yolu seçti.
★★★
...Ve o gece MHP militanları Meral Akşener’in İstanbul Beylerbeyi’ndeki evinin önünde toplanıp tehdit sloganları atmaya başladı. Amaçları Akşener’e gözdağı vermek!
Meral Hanım’da korkacak göz yok. Evinin kapısına çıktı, eşi de onun yanında yer aldı. Slogan atan kalabalık sustu. Akşener bağırdı:
“Gelin! Erkekseniz gelin, vurun lan!”
MHP’li militanlar bu meydan okuma karşısında ne yapacağını şaşırdı.
Akşener devam etti:
“Beyefendi neden sizi yolluyor? Yüreği yetiyorsa kendisi gelsin! Bekleriz!”
Gülle gibi bir lâf... Yenir yutulur cinsten değil!
İYİ Parti Genel Sekreteri Cihan Paçacı’nın sözleri bu olaya noktayı koydu:
“Bir kadını tehdit etmek, bir kadının yoluna pusu atmak, gece karanlığında bir kadının kapısına adam yollamak, geçtik Türk töresini, affettirmeye pek hevesli olduğu mafyanın raconunda bile yoktur!”
İşte sözün bittiği yer!
MHP yönetimi kaş yapayım derken göz çıkarıyor, bu tür davranışlarla kendi kendisini bitiriyor!
“Gerçek gündem af değil!”
Türkiye af tartışmalarıyla vakit kaybediyor. Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, affın bir sonuç vermesinin zor olduğunu, Türkiye’nin asıl gündeminin af olmadığını belirterek şöyle diyor:
“İktidar yedi düvele karşı savaşıldığını belirtiyor. Öyleyse mücadeleyi veren kurumlar da gerekli alt yapının hazırlanması lâzım. Oysa bunu yapmıyorlar. Mücadele hukuk zemininde olursa uluslararası alanda kabul görür. Uluslararası sözleşmeler iç hukuka girmediği sürece, siz bu sözleşmelere taraf olmanıza rağmen yararlanamazsınız. Kurumlardaki nitelikli eleman eksikliğini de gidermediğinizden Türkiye kaybediyor. Yüksek sesle konuşmakla, bağırıp çağırmakla mücadele olmaz!”
TEBESSÜM
Temel’in İtalya serüveni
İtalya’nın Milano kentinde genelev işleten bir İtalyan, iddialı bir işletmecilik örneği göstermek için bütün kadınlarını toplar ve der ki:
“Bu evde müşterilerimizin bütün isteklerine evet demek zorundayız. Aksi takdirde rekabet şansımız olmaz.”
Kadınlar patronun isteğini zoraki de olsa kabul ederler.
Evin sahibi işadamı da girişteki panoya şöyle yazar:
“Bu evde kadınlarımıza ‘Hayır’ dedirtemezsiniz. Bütün istekleriniz yerine gelecektir. Aksini ispatlayana İtalya’nın en lüks restoranında bir ziyafet ve 10 bin dolar ödül teklif ediyoruz.”
Reklam etkisini gösterir ve her milletten müşteriler eve akın ederler.
İngiliz’i, Amerikalısı, Alman’ı gelir, acayip isteklerde bulunurlar, kadınlar hiçbirine ‘Hayır’ demez.
O sırada Milano’yu gezmekte olan Temel genelevi görünce kapıdaki yazıdan hiçbir şey anlamadan içeri dalar. Ancak işe başlamadan önce eğilip kadının kulağına bir şeyler fısıldar.
Kadın kaşlarını çatıp sert bir şekilde “HAYIR... Olmaz!” diye bağırır.
Sonuçta Temel bilmeden de olsa büyük ödülü kazanır, patron onu akşam bir restorana götürür, merak içinde olduğu için masada sorar:
“Sinyor Temel, bu kadına ne dedin de sana ‘HAYIR, olmaz!’ diye bağırdı.”
Temel boynunu büker: “Valla abi ben bir şey demedim. Sadece işin başında kadına ‘Türk Lirası ile ödeyebilir miyim?’ diye sordum...
O kadar!”
GÜNÜN SÖZÜ
Siyasetçinin tahtını taşıyan halk önce yükseğe çıkartır ki, daha sonra aşağı çekebilsin!
