Tuhaf bir dönemde yaşıyoruz... Milletin en az yarısı kime inanacağını, kime güveneceğini şaşırmış durumda...
Hacısı hocası, eski paşası politikacısı durmadan fırıldak gibi dönüyor ve dönenler şaşılacak bir şekilde takdir ve oy topluyor.
Mesela adamın biri iktidar partisine zehir zemberek sözlerle saldırıyor, demediğini bırakmıyor, hakarete varan lâflar ediyor...
Vay canına, bu ne yaman muhalif?” diyorsunuz. Sonra bir de bakıyorsunuz ki, aynı adam yüz seksen derece dönüyor, ya hakaret etiği partiye geçiyor, ya da o partinin şemsiyesi altına girip, destekçisi oluyor.
Bahane ise klasik... “Ülkenin beka sorunu var!”
Aslında ortada menfaat sorunu var. Menfaatin adı günümüzde “Beka sorunu” oldu. Yerseniz tabii...
9’uncu Cumhurbaşkanı rahmetli Demirel önemli bir siyaset adamıydı.
Başbakanlık ve parti genel başkanlığı yaptığı dönemde bir transfer nedeniyle ona sordular:
“Sayın Demirel, size sövüp duran o adamı neden partinize aldınız?”
Demirel cevap verdi:
“Orada iken bize saldırıp bağırıyordu. Şimdi bizim kapıya bağladık, karşı tarafa sövüyor!”

sigorta

Fatih Ertürk’ü tanıyanınız çoktur. Halk TV’nin sevilen programcısı... Eski yıllarda onunla Günaydın Gazetesi’nde birlikte çalışmıştık.
Yurtsever bir arkadaşımız olan Fatih, bir yazı hazırlayarak bana yollamış. Gerçekten ilginç... İktidar hep “Yerli ve millî” deyip duruyor ya... Bu yazıyı okuyunca yerli ve millilikle uzaktan yakından hiçbir ilgileri olmadığını, söylediklerinin boş lâflardan öteye gitmediğini bir kez daha anlayacaksınız.

★★★

Ayakkabı giydin Nike, Converse, Adidas, Slazenger, Salomon, Jump, vb. ithal.
Kapını açtın, asansöre bindin, Shindler, Kone, Valter, Otis, Siemens marka ithal.
Çin ve Hindistan’ın ardından dünyanın en büyük asansör pazarıyız.
İşe gideceksin, arabana bindin... BMW, Mercedes, Opel, Volkswagen, Peugeot, Volvo, vb. ithal.
Benzin, mazot, LPG ithal.
Eline telefonu aldın: iPhone, Samsung, Huawei, LG, Asus, Sony vb. ithal.
Sinirlendin, yoruldun, başın ağrıdı: İlaç olarak Majezik Brufen, Apranax Forte, Nurofen, vb. aldın. İthal ya da lisanslı yabancı ürün.
Acıktın, bir yerde yemek yiyeyim, dedin. Tost, hamburger, sandviç unlu mamullerin bir numaralı ismi UNO’nun yarısı İspanyol Vedatna Equity firmasının.
Sucuk ve pastırma üreticisi Namet, Bahreynli Investcorp’un oldu. Tavukçu Banvit de Brezilyalı BRF ile Katarlı Quatar Investment Authority firmasının.
İzmirli Ege-Tav, Japon Nippon Ham Foods’un.
Patates cipsi, Fritos-Lay ve Pringles, Trump’ın memleketinin.
Ceviz ve bademi yine Amerika’dan ithal edip paketliyoruz.
Sabancı’ların Peyman’ı da artık Çin menşeli Bridge Point’in.
Nuhun Ankara Makarnası, İtalyan Barilla’nın, Filiz Makarna, Japon gıda devi Nisshin Foods’un.
Cola, Fanta, Amerikan şirketlerinin.
Ülker Grubu’na ait Çamlıca gazozu, Cola Turka, Sırma Su firmaları Japon DyDo Drinco Grubu’nun.
Hazır çorba, yemek harçları, krem şanti çikolatalı sos gibi ürünlerle ‘Bizim Mutfak’ da artık Japon Ajinomoto’nun.
Bir bardak su içeyim dedin. Hayat Su, Danone’nin, Damla Su, Coca Cola’nın, Erikli, Nestle’nin, Aqua ise Pepsi’nin. Sırma Su da, Japon DyDo Drinco Grubu’nun.
Evine biraz alışveriş yapayım dedin...
Balık; Norveç, Fas, İspanya’dan.
Nohut, Meksika, Hindistan, ABD ve Arjantin’den.
Elma, Şili’den... Sarımsak, Çin’den...
Kavun, karpuz, kuru soğan, kuru fasulye,; ABD, Kırgızistan, Kanada, Peru, Etiyopya, Mısır, Bangladeş ve Çin’den...
Et, Fransa, Sırbistan, Brezilya’dan...
Bezelye, Rusya, ABD, Kanada, Macaristan ve Almanya’dan ithal.
Hastalandın, bir hastaneye gittin. MR cihazı, röntgen, tomografi, optik cihazlar, protezler, vb. hep yabancı, hep ithal.
Uçağa bindin, Airbus, Boeing, vb. ithal.
Hızlı trene bindin, Siemens, CAF, vb. ithal.
Metro araçları, ithal... Hepsi yabancı!

★★★

Tablo bu... Bir de çıkıp “Yerli ve millî olmalıyız” demiyorlar mı? İşte orada benim sigortam atıyor arkadaş...
Bu firmaların yüzde 95’inin yabancılara satışı “Yerli ve millî” AKP iktidarı döneminde oldu.
Neyse, takmayın siz kafanıza... Binin Alman arabanıza, basın gaz pedalına sonuna kadar... Allah sonumuzu hayırlı etsin!


TEBESSÜM

Gözlerini İstanbul’a diktiler!


İki Amerikalı diplomat Boğaziçi’nde dolaşıyor... Hayran hayran Boğaz’ın güzelliklerini seyreden Amerikalılardan biri:
“Şu İstanbul harika bir şehir” diyor.
Diğeri iç çekiyor:
“Evet. Ünlü bir şair ‘Bu şehr-i Sitanbul ki, bi mislü behadır, Bir sengine yekpare Acem mülkü fedadır” demiş... Yani İstanbul’un bir taşı bütün Acem mülkünden daha değerlidir” demek istemiş.
Öteki:
“Hepsi iyi de, ne yazık ki, bu kent Türklerde” diyor ve ekliyor:
“Ah bir de şu Türklerin elinde olmasa...”

GÜNÜN SÖZÜ


Dostun (!) Amerika ise, düşmana hiç ihtiyacın yoktur!

rt