“İnsan kanatsız kuştur” derler... Bir gün orada, bir gün burada...
Ali Şen’in çift motorlu ve yelkenli teknesi de dalgalar üzerinde martı gibi kayarak Akdeniz’de birçok limanı ve adaları dolaştı, sahilleri gezdi, dönüp Türkiye’ye geldi.
Uzun deniz gezisi tam 5 hafta sürdü, Ali Şen 35 gün denizlere egemen oldu.
Arkadaşları ona “Denizler hâkimi” adını verdiler.
Yorucu, fakat zevkli bir gezi... Ali Şen’e “Gezip gördüğün, yiyip içtiğin senin olsun, bize izlenimlerini anlat” dedim, anlattı:

* * *

“Benim dünyada gezmediğin yer yok. Karayip Adaları’ndan Hawaii’ye Maldiv Adaları’ndan Avustralya ve Yeni Zelanda’ya kadar karış karış gezdim... Bilmem kaçıncı defa da Yunan adalarını, Atina ve Pire’yi, Hırvatistan sahillerini dolaştım.
Avrupa’da hep Adriyatik Denizi’ndeki adaları ve koyları över dururlar... Neden böyle yaparlar? Türkiye sahillerini ve koylarını görmedikleri için...
Bizim ülkedeki deniz ve koylar, Gökova Körfezi, Datça’daki Bencik koyu, Fethiye’deki Ölüdeniz, Kekova Koyu, Kaş, Kalkan, Okluk Koyu ve diğerleri, saymakla bitmez.
Avrupalılar oraları görsünler, Adriyatik’e deniz demezler!
Bizim tekne sahiplerine sesleniyorum. Diyorum ki: “Masraf yapıp oralara gitmeyin. Fiyatlar Türkiye’den 5 misli daha fazla. Marina ücretleri çok pahalı, üstelik servis kötü...”
Bizim denizler havuz gibi temiz, Adriyatik adalarının yarısı temiz değil.
Biliyorum ki bizim yatçılar, ülkemizin koylarını gezmedi, görmedi. Kendi sahillerimizi dolaşsınlar, cennet ülkemizin değerini anlasınlar.
Türkiye koyları ve sahilleri dünyanın en güzel yerleridir, kıymetini bilelim.”

* * *

Gezide tek olumsuz olay Ali Şen’in arkadaşı Necmettin Nurkan’ın sol elinin baş parmağının kırılması oldu. Şiddetli rüzgârdan kapı hızla kapanınca, elini çekemeyen Necmettin Bey’in başparmağı ezilip kırıldı.
Fenerbahçe Kulübü’nün eski yönetim kurulu üyelerinden olan Necmettin Nurkan deniz gezisini yarıda bırakıp, Arnavutluk’un başkenti Tiran’dan uçakla Türkiye’ye dönmek zorunda kaldı. Tedaviden sonra iyileşti.

“Burayı hemen terk edin!”


Gökova Körfezi’nin cennet bir koyu olan Okluk’un halka kapatıldığını daha önce yazmıştım. Nasıl oldu bu?
Halk ve tatilciler âdeta korkutularak Okluk Koyu’nu terke zorlandı.
Sivil giyimli polisler tekneleri dolaşıp içindekilere hemen bölgeden çıkmalarını söyleyerek “Burayı derhal terk edin ve teknelerinizi başka yere bağlayın. Fazla oyalanmayın!” dediler.
Hava çok sertti ve deniz, koydan çıkılmayacak kadar dalgalıydı.
Kaptanlar ve tatilciler itiraz ederek bunun tehlikeli olduğunu söylemeye çalıştılar. Fakat polisler emir aldıklarını, Cumhurbaşkanı’nın yazlık sarayının bulunduğu Okluk civarındaki tüm teknelerin koyu boşaltmaları gerektiğini söylediler.
Bu arada Okluk’a gelişi engellemek için liman girişine bir muhrip konulmuş, ayrıca sahil güvenlik botu ile bir deniz polisi botu da devriye gezdirilmişti.
Türkiye’nin bir bölgesinin Türk vatandaşlarına kapatıldığı ve hatta oradan zorla atıldığı bir ülkede yaşıyoruz!

TEBESSÜM

Düşmanı olmayan kadın


Kilisedeki pazar ayininin sonunda rahip vaazını şöyle bitirir:
“Demek ki, Tanrı adına ne yapmamız lâzım? Düşmanlarımızı bile affetmeliyiz. Şimdi bu sohbetimizden sonra sorayım: Aranızda kaç kişi düşmanını affetti?”
Cemaatin yarısından fazlası elini, kaldırır. Rahip sorusunu tekrarlar. Bu defa hepsinin elleri havaya kalkar. En öndeki yaşlı kadın hariç...
Rahip sorar:
“Hayırdır bayan... Düşmanlarınızı affetmek size bu kadar zor mu geliyor?”
Yaşlı kadın titrek haliyle “Benim hiç düşmanım yok ki” der.
Cemaatten şaşkınlık sesleri yükselir. Rahip devam eder:
“Hanımefendi, bu gerçekten inanılmaz güzel bir şey. Kaç yaşındasınız?”
Yaşlı kadın “106 yaşımı yeni bitirdim” der.
Cemaat ayağa kalkıp onu alkışlar. Rahip konuşmaya devam eder:
“Hanımefendi, lütfen şöyle yanıma gelir misiniz? Yavaş yavaş. Aman merdivene dikkat... Hah, tamammm... Lütfen buradan cemaate bu işin sırrını söyler misiniz? Nasıl oluyor da bir insanın 106 yıl gibi uzun bir ömür zarfında hiç düşmanı olmuyor?”
Yaşlı kadın titrek adımlarla rahibe sırtını dönüp cemaate bakar:
“Hepsi öldü orospuların!”

GÜNÜN SÖZÜ


Milletin el-etek öptüğü bir ülkede işlerin iyi gitmesi mümkün olmaz!

ohal

plusbanner2x