Yeditepe Üniversitesi’nin restoranı... Zaman öğle vakti...
Büyük yuvarlak masanın etrafına üniversitenin kurucu başkanı Bedrettin Dalan ve misafirleri oturmuş, hem öğle yemeklerini yiyor, hem de sohbet ediyorlar...
Konuklar arasında iki futbol adamı da var. Biri Türkiye Futbol Federasyonu eski başkanlarından, diğeri de yönetim kurulu üyelerinden...
İki futbol adamı sözü sık sık futbola getiriyor. Bunun üzerine Bedrettin Dalan hafifçe tebessüm ederek:
“Aramızda iki önemli futbol yöneticisi var. Hem onlara, hem de tüm konuklara bir sorum olacak. Bakalım bilen çıkacak mı?” diyor.
Masadaki konukların toplamı 16 kişi... Dalan, hepsinin kendisini dikkatle dinlediğini görünce devam ediyor:
“Bugün tüm dünyada en çok ilgi gören spor dalı olan futbolu ilk bulan ve ilk defa oynayan kimlerdir?”

* * *

Masada sessizlik... İki futbol adamı dahil herkes susuyor!
Dünyada futbolun anavatanı olarak İngiltere bilinir. Fakat cevap bu kadar kolay olsa Dalan böyle bir soru sorar mı?
Kimseden cevap alamayınca Bedrettin Dalan cevabı kendisi veriyor:
“Ayak topu denilen futbolu ilk oynayan Orta Asya Türkleri’dir. Bunu Çin kaynakları ayrıntılı olarak açıklıyor.”
Konuklar kendisini hayretle dinlerken Dalan bir profesörü masaya davet ediyor. Gelen kişi, Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Ahmet Taşağıl’dır.
Ahmet Hoca, Türkiye’de eski Çince’yi en iyi bilen birkaç kişiden biridir.
“Evet, Sayın Dalan haklıdır” diyor ve anlatıyor:

* * *

“Eski Türk tarihi hakkında geniş bilgi veren Çin kaynakları, Türklerin sosyal hayatları hakkında da ayrıntılı bilgiler aktarır.
Çin tarihçileri, Milattan Sonra 6’ncı yüzyılın ikinci yarısında genç Türk kızlarının ayaklarıyla top oynadıklarını yazıyor.
Açık alanlarda ve kırsal bölgelerde kızlar, deriden yapılmış topların içine yün ya da kıl doldurarak esnek hale getirdikleri topları ayaklarıyla tepiyorlar.
Bu, ‘Ayak topu’ anlamına gelen futbolun bir çeşidi olarak değerlendiriliyor.
Çin kaynaklarındaki bazı metinlerde ‘sadece kızlar oynardı’ diye yazılıyken, bazı kaynaklarda da ‘Kızlı-erkekli oynarlardı’ ifadesi geçiyor.”

* * *

Yüzyıllar sonra 19’uncu asrın ikinci yarısında İngilizlerin ayak topunu Çinlilerden öğrendikleri, koydukları kurallarla modern hale getirerek oynamaya başladıkları düşünülüyor.

* * *

Ölülerin diriltilmesi!


Ciddi bir hukukçu ve milletvekili günlerdir “Bu seçimler hileli olacak!” diye haykırıyor ama nedense hiç kimse bu iddianın üzerine gitmiyor.
CHP’nin önde gelenleri bile genellikle suskun... Ne oluyor? Nedendir bu? Seçimlerin hileli olma ihtimali onları ilgilendirmiyor mu?
CHP Trabzon Milletvekili Halûk Pekşen’in ısrarla dile getirdiği durum çok vahimdir.
“Ölmüş olan insanların kayıtlarıyla oynanarak, nüfusta yeni bir vatandaşlık numarasıyla sahte kimlikler oluşturulmuş. Türkiye bu skandal kayıtlarla seçim yapamaz! İddia ediyorum: Seçimler şimdiden şaibeli ve lekelidir” diyor ve elindeki belgeleri gösteriyor.
Ölülerin diriltilmesi olayını ilk defa FETÖ’nün elebaşısı Fetullah Gülen dile getirmiş, 2010 Referandumu’nda “Ölüleri mezardan kaldırın ve oy kullandırın!” diye talimat vermişti. Anlaşılan şimdi de o hainin yolundan gidenler var. Bunlar bulunmalıdır.
Sahte seçmen işinin özellikle muhalefeti çok ilgilendirmesi lâzım ama muhtemel hileyi önlemek için Halûk Pekşen’den başka uğraşan yok! Yazık!

TEBESSÜM

Kamyon arkası yazıları


Ölürsem kabrime gelme sakın, sıkışırız.

Ben her dilde korna çalarım abicim.

Hava atmayı sevsem pilot olurdum. Hava almayı seçtim, kamyoncu oldum.

Tuttuğun direksiyon, yapma lan atraksiyon.

Trafik canavarı olan bir Türk, öbür cihana bedeldir.

Hatalı solladı, kendini de cennete yolladı.

Bir sana, bir de kamyonuma hastayım.

Ananı değil, arabanı al git!

Sarışına yol verdim, saygımdan değil, aşkımdan.

Güzelleri sollamam, cennete de yollamam.

Yolların generali, aşkımın neferiyim.

Beni kamyonumla gömün.

Hatalıysam “Allah cezanı verecek@com” adresine bildiriniz.

GÜNÜN SÖZÜ


Ülkenin güzel günlere kavuşacağı umudu insanı yaşatan hayat oksijenidir!

basliksiz-2