İstanbul Boğazı, dünyanın en görkemli suyolu geçididir. Hakkında şiirler yazılan, şarkılar bestelenen muhteşem bir güzelliği vardır.
“Boğaziçi, şen gönüller yatağı,
Her köşesi âşıkların otağı,
Mehtabı hoş, güneşi hoş, günü hoş,
Boğaziçi herkesi eder sarhoş.”
diye terennüm eden ünlü şarkı hâlâ dillerdedir.
Galatasaray Adası, Boğaziçi’nin ortasında pırlanta bir yüzük gibi durur. Daha doğrusu dururdu...
Şimdi o güzelliğin yerinde yeller esiyor!
O şirin ada moloz yığınlarıyla dolu bir harabe hâlinde... Görenlerin yüreği sızlıyor!

* * *

Bu yılın ilk aylarından itibaren turizmde bir canlanma görüldü. İstanbul’a her milletten turist geliyor... Turistlerin ilk gezdikleri yerlerden biri Boğaziçi...
Teknelerle Boğaz’ı dolaşan turistler, Galatasaray Adası’nın yakınından geçerken şaşkına dönüyor.
Nedir bu mezbelelik?
Asya ile Avrupa kıtaları arasında cennet olması gereken bu emsalsiz adanın içler acısı halini görenler:
“Böyle güzel bir adada bütün tesisleri yıktırıp harabe haline sokanlar da, bu rezilliğe müdahale etmeyip seyredenler de bir doğa cinayeti işlemiş oluyorlar. Başbakanlık, Turizm Bakanlığı nerede?” diye soruyorlar.

* * *

O güzelim ada, sahibi olan Galatasaray Kulübü ile kiracısının anlaşmazlığı sonucu bu hale geldi. Kulüp, tesisleri yıktırdı.
“Kim haklı, kim haksız?” diye yargılamak durumunda değiliz ama halkın ve turistlerin tüm eleştirilerine katılıyor “Bu rezilliğe bir son verin!” diyoruz.
Toplum olarak güzellikleri bozmakta üstümüze yok!

O bahsin yankıları!


İYİ Parti Genel Sekreteri Aytun Çıray’la girdiğimiz bahis, tahminimden da fazla ilgi yarattı.
Bodrum’dan, çok sevdiğim Salih Kalfa telefonla arayıp:
“Davette ben yok muyum Rahmi Bey?” diye sitem etti.
Yazıyı isimlerle dolduramayacağım için sadece birkaç arkadaşı yazmış ve “Bodrum’daki diğer dostlar” ifadesini kullanmıştım.
Tabii ki, o tarihte Bodrum’da olacak bütün dostlar davetlidir.
Bahis konusu neydi?
Aytun Çıray “2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Genel Başkanımız Meral Akşener hanımefendi, Tayyip Erdoğan Beyefendi’yi 5 puan farkla geçip yeni cumhurbaşkanımız olacak” demişti.
Ben de o kadar fark olmayacağını söyleyerek farkın en fazla 2 puan olacağını söylemiştim.
Bu konuda aynı mealde çok sayıda mesaj geldi. İki örnek:
(selahattinturkoglu@mynet.com) “Ben de Aytun Bey’le bahse giriyorum. Eğer kazanırsa Adana Onbaşılar’da kebap ziyafeti, vereceğim.” derken Gündoğan’dan (korkmazgocmen06@gmail.com) “Önerim, ister siz kazanın, isterse Aytun Bey kazansın, Meral Hanım’ın Cumhurbaşkanı olması halinde harika Gündoğan-Küçükbük manzarası eşliğinde balkonumda sizleri mükellef bir sofraya davet ediyorum. Ben İYİ Partili değil, koyu bir CHP’liyim ama Akşener’in kazanmasını istiyorum” diyor.

Zaman hızlı bir ırmak gibi!


Ayhan Yetkiner öleli 11 yıl olmuş... Değerli bir gazeteci arkadaşımızdı.
Onunla aynı dönemlerde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nda görev yapmıştık. İnatçı bir kişiliği vardı. Yönetim kurulunda hep muhalif kalır, herkesle didişir fakat benimle iyi geçinirdi. Dürüst ve sözüne güvenilir bir insandı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti iyi bir iş yaparak, yönetim kurullarında görev alan böyle değerli arkadaşlarımızı ölüm günlerinde unutmuyor.
Başkan Turgay Olcayto, Yetkiner’i anma gününde şöyle konuştu:
“Önceki Yönetim Kurulu ve Onur Kurulu üyelerimizden Ayhan Yetkiner çalışkan, renkli ve değerli bir arkadaşımızdı. Gazeteci dostları arasında inatçı ve dürüst kimliği ile sevilirdi. Ölümünün 11’inci yılında kendisini sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz.”

TEBESSÜM

Ailenin başı kimdir?


Görmüş geçirmiş, hatta ermiş düzeyine gelmiş ak sakallı bir dedeye sormuşlar:
“Dede, toplumun temel taşı olan ailenin başı kadın mıdır, erkek midir?”
Dede düşünmeden şu cevabı vermiş:
“Hiç tereddüdünüz olmasın, ailenin başı erkektir.”
“Peki, kadın nedir?” demişler.
Dede cevap vermiş:
“Kadın ailenin boynudur... Nereye isterse başı oraya çevirir!”

GÜNÜN SÖZÜ


Bazı insanların değişmesini beklemeyin. KÜTÜK tersten okununca da KÜTÜK’tür!

basliksiz-1

sozcu-banner-1