İzmir’in sevimli ilçesi Çeşme’de önemli bir yürüyüş gerçekleşti. Günlerden 28 Ocak Pazar idi.
Ne yazık ki medyamız, vatandaşlarımızın tepkisini gösteren bu protesto yürüyüşünden hiç söz etmedi.
Ege’deki 18 Türk adasının işgaline karşı sessiz kalmayan kalabalık bir grup Çeşme Adliyesi’nin yanında toplanıp, Çeşme Cumhuriyet Meydanı’na kadar coşkulu bir şekilde yürüdü.
Yürüyüş boyunca “İşgalci Yunanistan, adalardan defol”, “Adalar vatan toprağı, işbirlikçiler hesap verecek!”, “Katil ABD, Ortadoğu’dan defol” sloganları atıldı.

* * *

Ege’de, Çeşme, Bodrum, Didim sınırları içinde bulunan toplam 18 adamızla bir kayalık 14 yıldır Yunan işgali altında... Bu işgal, Türkiye sessiz kaldıkça ilhaka dönüşüyor!
O adalar ve kayalık Lozan Antlaşması’nın 12’nci maddesi ile Türkiye’ye bırakılan yerlerdir. Oysa AKP yönetimi onlardan “Ege’de aidiyeti belli olmayan kara parçaları” diye bahsediyor, vatan topraklarına sahip çıkmıyor!
Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım’ın dediği gibi, iktidar bu işgallere karşı, siyasi bir “Nota” değil, “müzik notası” bile vermedi.
Bundan cesaret alan Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos adalar konusunda Türkiye’ye meydan okuyarak “Gelin de alın!” demek küstahlığını gösterdi... Bizimkilerden bu efelenmeye karşı hiç bir ses çıkmadı!

* * *

Yunanistan, Lozan Antlaşması’na aykırı olarak, burnumuzun dibindeki Kalalimnoz Adası’nda askeri tatbikatlar yaptı, 105 mm’lik Obüs toplarının patlayışları, MG 3 makineli tüfek sesleri Bodrum ve Didim’den duyuldu. Bizimkilerden yine gık çıkmadı!
Nasıl bir vurdumduymazlıktır bu? Yunanistan’a antlaşmayı ihlal ettiği için hiç değilse bir nota verin, öyle değil mi? Ümit Yalım’ın ifadesiyle “Müzik notası bile vermediler.”
Madem vatan topraklarını koruyamayacaklar, o koltuklarda neden oturuyorlar?
Yazık değil mi bu memlekete?

Lozan’ı bilmiyorlar!


Adalet eski Bakanı ve DSP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk Lozan Antlaşması’nı iyi bilen siyasetçilerinden biridir.
Hikmet Sami Bey, haksız bulduğu AKP iktidarını eleştirerek:
“95 yıllık Lozan Barış Antlaşması’nı tartışmaya açmak yerine, antlaşmadan doğan haklarımızı tam olarak kullanmalıyız” diyor.
Peki, bu iktidar Lozan’daki haklarımızı kullanıyor mu? Hayır! Tam tersine CHP’ye çatarak “Adaları siz verdiniz. Sizin partinizin başında olanlar (Atatürk ile İnönü) verdi” diyor, haksızlık yapıyor!
Cumhuriyet tarihimizi ve Lozan’ı bilmemenin hazin sonucu bu lâflar...
Lozan’ı tartışmaya açmanın Türkiye’ye hiç bir faydası yoktur.
Bahsi geçen 18 ada, Lozan’da Yunanistan’a verilmemiştir. Tam tersine Türkiye’ye verilmiştir.
Lozan Barış Antlaşması’nın 12’nci maddesinin sonunda şu hüküm yer alıyor:
“Asya sahilinden 3 milden az mesafede bulunan adalar, işbu antlaşmada tersine açıklık bulunmadıkça Türkiye egemenliği altında kalacaklardır.”
Demek ki neymiş? Bahsi geçen 18 ada ve bir kayalık, 3 mil sınırı içinde kaldığından Türkiye’nin egemenliğindeymiş...
“Lozan dahil olmak üzere tarih dosyaları hazırlattığını” söyleyen iktidarın bunu bilmesinde fayda var!

TEBESSÜM

“Oynatmaya az kaldı!”


Zam konusunda, her biri anlam yüklü olan birçok fıkra vardır. Bunlardan biri de şudur:
Padişah her şeye zam yapmış ve ertesi gün vezire sormuş:
“Halkın durumu ne?”
“Çok üzgünler padişahım, kara kara düşünüyorlar!”
Padişah bir zam daha emretmiş ve ertesi gün vezire yine sormuş:
“Durum nasıl?”
“Ağızlarını bıçak açmıyor devletlûm!”
Bir zam daha... Bir zam daha... Vezir hemen koşa koşa padişahın huzuruna çıkıp haberi vermiş:
“Devletlûm, çok garip, herkes zil takıp oynuyor. Davul, zurna, halay çekiyorlar. Göbek atan atana...”
Padişah yerinden fırlamış:
“Aman ha, sakın bir daha zam yapmayın!”
Vezir şaşırmış:
“Neden devletlûm? Halk zamlara alıştı, insanlar ne güzel oynuyorlar!”
Padişah kaşlarını çatmış:
“Anlaşılan, oynatmaya az kalmış. Bundan sonra bunların ne yapacağı belli olmaz!

GÜNÜN SÖZÜ


Bir anlık sabır felâketi önler, bir anlık sabırsızlık bütün bir yaşamı yıkar!

11rahmibey_aynen