Hep sorarız: Mutlu muyuz?
Mutluluk nedir?
Yaşadığımız hayattır... Evet hayatta olmak bile mutluluktur ama dünyada tam mutluluk yoktur. Bütün âlemi arasak-tarasak, başka hiçbir isteği olmayacak kadar mutlu tek kişi bile bulamayız.
O halde “Mutluluk, var olanla yetinmektir” de diyebiliriz.
Her ulus kendi mutluluğunu kendi yaratır. Tüm mutluluklar çalışmaya ve toplumların aklına bağlıdır.
Goethe “Mutluluk özgür bir toprak üstünde, özgür bir millet arasında, huzur içinde özgürce iş yapmaktır” der.
Mutluluğun ilk adımı özgürlüktür. Eğer o özgür ortam yoksa, mutluluk da sınırlı kalır!

* * *

Peki Türk insanı olarak bizim “Mutluluk ve mutsuzluk” liginde dünyadaki yerimiz nedir?
Yerimiz ne yazık ki pek parlak değil!
İnsanların kendilerini mutlu hissedebilmeleri için öncelikle kendi varlıklarının güvende, yaşantılarının özgürce ve belirsizlik göstermeyen bir ortamda olması, iş ve para sıkıntısı çekmemeleri gerekir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de kadınlarda mutluluk oranı yüzde 62.4, erkeklerde mutluluk oranı yüzde 53.6, ortalama yüzde 58.
Birleşmiş Milletler (BM) 2018 Raporu’na göre Türkiye 156 ülke arasında 74’üncü...

* * *

Araştırmalar, insanların en mutlu olduğu ülkelerin dünyanın en zengin ekonomileri değil, sosyal devletin ve kurumsal desteklerin, özgürlük ve güvenin bulunduğu ülkeler olduğunu gösteriyor.
Türkiye’nin bu sıralamada 5 basamak daha gerileyerek 74’üncü sıraya düşmesi, küresel standartlar bakımından mutluluk liginde kırık not alıp ikmale kaldığımızın göstergesi...
Ekonomik sıkıntılar, sağlık sorunları, Milli Eğitim’deki çağ dışı uygulamalar, gericiliğin artması uygar toplumu nasıl mutlu eder ki? Mutlu etmediği gibi mutluluktan uzaklaşan insanlarımızın ruh sağlıkları da tehlikeye giriyor.

* * *

Birleşmiş Milletler raporuna göre dünyanın en mutlu insanları bir kuzey ülkesi olan Finlandiya’da yaşıyor.
Bir numarada olan Finlandiya’yı sırasıyla Norveç, Danimarka, İzlanda, İsviçre, Hollanda, Kanada, Yeni Zelanda, İsveç ve Avustralya izliyor.
Dünya kabadayısı Amerika geçen yıl 14’üncü idi, bu yıl 18’inci sıraya geriledi.
İngiltere 19’uncu, Fransa 23’üncü, Brezilya 28’inci, İtalya 47’nci, Japonya 54’üncü, Rusya 59’uncu, Çin 86’ncı, Hindistan 133’üncü.

Milli Eğitim iflas etti!!


Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, eğitimin önemine dikkat çekerek:
“Eğitim iyi giderse her şey iyi gider. Eğitimi ihmal ederseniz her şeyi de ihmal etmişsiniz demektir. Çünkü eğitim her şeyi yetiştirir. İyi doktor, iyi hemşire, iyi mühendis eğitimden çıkar” demiş.
Bunlar doğru sözler... İyi güzel de, bizim eğitimimiz ne âlemde?
Yıllardır, dünyanın en geri eğitim sistemleri Türkiye’de uygulanıyor.
Liseler kapatılıp, bu düz liselerin yerlerine imam hatip okulları açıldıkça ülkenin eğitiminin ileri gitmesi mümkün değildir. Bunu Türkiye’ye dayatanlar, sadece kendilerini aldatıyor ve ülkeye büyük kötülük yapıyorlar.
Bugün Türkiye’de Milli Eğitim iflas etmiş durumdadır.
Eğer kaliteli özel okulların çabaları da olmasa çocuklarımız “zır cahil” olarak yetişecekler!
Atatürk ilkelerinden ayrıldıkça Milli Eğitimimiz yozlaşıyor, çocuklarımız dünya gerçeklerinden uzaklaştırılıp  sadece öbür dünya için eğitilip yetiştiriliyor.
Fizik, matematik, kimya gibi, fen dersleri geri plana itilip, fenden ve bilimden uzaklaşıldıkça, bu ülke bir milimetre bile ileri gidemez.
O zaman ne olur? İşte böyle son günlerdeki gibi Genç kuşak ‘Deizm’e kayıyor” diye bazıları saçlarını başlarını yolarlar!

TEBESSÜM

Nazik bir adam!


Tiyatroda, iri yarı, aşırı kilolu bir adam, perde arasında eşiyle beraber dışarı çıkar. Karı-koca yerlerine dönerlerken iri adam bir sıranın ilk koltuğunda oturan kadına doğru eğilerek sorar:
“Biraz önce çıkarken ayağınıza bastım mı sizin?”
Kadın, adamın geç de olsa özür dileyeceğini zannederek:
“Evet, bastınız” der.
İri adam karısına dönerek seslenir:
“Tamam hanım, gel buraya, yerimizi buldum. Bizim sıramız burası!”

GÜNÜN SÖZÜ


İşin doğrusu, insanın insana yaptığı kötülüğü hiçbir hayvan yapmaz!

basliksiz-2

sozcu-banner-1