Dün 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladık...
Bence, neşeden çok hüzün dolu bir kutlama günü oldu.
Türkiye’nin geleceği için umut bağladığımız evlâtlarımızı emanet ettiğimiz öğretmenler bin bir sıkıntı içinde yaşıyor. Bu gerçeği tüm siyasiler biliyor ama akılalmaz bir vurdumduymazlık içinde görünüyorlar.
Bir ülkeyi yok etmek için bombalara, füzelere ihtiyaç yoktur. Eğitim düzeyini düşürmek ve o milleti cahil bırakmak çöküş için yeterlidir.
Türkiye’de her 100 öğretmenden 65’i borç içinde... Ülkede 97 bin öğretmen açığı var ve bu açık atamayla değil “Ücretli öğretmenlerle” kapatılmak isteniyor. 70 bin ücretli öğretmen ders başına sadece 13 lira ücret alıyor.
Ayrıca... Gerici ve bölücü bir anlayışla Atatürk’ü ve Cumhuriyet devrimlerini hedef alan, şerefli öğretmenlik unvanını taşımayı hak etmeyen şerefsiz kişiler de bu onurlu mesleğin içine sızmış bulunuyor!
Bir ülkede öğretmenlik kurumu böyle olursa, uygarlık ışığı ülkenin her yanına ulaşabilir mi? O ülke karanlıktan aydınlığa çıkabilir mi?

arap-hayranligi

Artık tüm dünya, Türkiye’yi bir Ortadoğu ülkesi olarak görüyor.
Atatürk’ün gösterdiği büyük hedef olan muasır Batı uygarlığından uzaklaşıp, kendimizi Ortadoğu bataklığının içine attık.
AKP iktidarının Arap hayranlığı Türkiye’yi Avrupa’dan uzaklaştırdı. Saatlerimizi bile Arap ülkeleriyle eşitledik, İngiltere’den 3 saat, Almanya ve Fransa’dan 2 saat uzaklaştık.
Şimdi, Suudi Arabistan’la aynı saat dilimini kullanıyoruz. Acaba sevap mı işliyoruz?

★★★

Dün Türkiye’de “Öğretmenler Günü”nü kutladık.
Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Esergül Balcı ekibiyle birlikte, Türk eğitiminde tarikatların etkisini araştırdı.
Prof. Esergül’e göre; ülkemizde bir milyon öğrenci tarikatların elinde bulunuyor. Belli başlı 30 tarikat silsilesi ve bunların 400 kolu var.
Eğitim dışı kalan çocuklarımızın sayısı 482 bin 188.
Ülkemizin eğitimiyle ilgili uzun bir mesaj yollayan aydın okurum Hami Karslı “Durum böyle iken, öğretmenler günü kutlasak ne olur, kutlamasak ne olur?” diyor.

★★★

Ülke olarak Avrupa yerine Arapların peşine takılmış gibiyiz.
Peki Arap ülkelerinin eğitim düzeyi ne?
Ortadoğu uzmanı İngiliz Diplomat Jane Marriot, İngiltere Avam Kamarası’na sunduğu “Arap Dünyasında Eğitim” konulu raporunda şöyle diyor:
“En zeki öğrenciler tıp ve mühendisliğe gidiyorlar. İkinci derecede mezun olanlar ise iş idaresi ve iktisat gibi bölümlere giderek, birinci derecede mezun olanların yöneticisi oluyorlar.
Üçüncü derecede mezunlar ise siyasete yöneliyor, birinci ve ikinci derece mezunlara hükmediyorlar.
Eğitimde tamamen başarısız olanlar ise ordu ve emniyete katılarak ülkeye tahakküm ediyor, bazen darbe yapıp yönetime el koyuyor!
Gerçekten dehşet verici olansa, asla hiçbir okula gitmeyenler, din adamı olup herkesin kendilerine itaat etmesini sağlıyorlar!”
Büyükelçi Marriot’un raporundan çıkan sonuç: “Arap dünyasında yönetim hep cahillerin elinde!”
Bizimkiler Arapların neresine özeniyorlar? Bunu anlamak mümkün değil!

İstanbul’da insan bul!


Okurum Ersoy Öngün, İstanbul hakkındaki şikâyetlerini şöyle özetliyor:
“İstanbul, 15 milyonluk nüfusuyla artık yaşanılacak bir şehir olmaktan çıktı. Komşuluk, arkadaşlık, samimiyet gibi duygular çoktan unutuldu.
Asansörde komşu komşuya selam vermiyor, metroda, otobüste insanlar vahşi batıdaki gibi hareket ediyor. Yakın akrabalar dışında insanlar birbirlerine gidip gelmiyor. Yaşananların somut sonucunu cenaze ve düğünlerde görmeye başladık. Cenazeler 40-50 kişi ile, düğünler ise neredeyse boş masalara yapılır hale geldi.
Herkes yapay zekâdan bahsederken, kimse zekâların ve duyguların yapaylaşmasından bahsetmiyor. Bu şehir yaşanacak yer olmaktan çıktığı gibi artık ölünecek şehir de değil!
İstanbul’un adı artık “İnsan bul” olmalıdır. Çünkü artık İstanbul’da normal bir insan bulmak da zorlaştı!”

TEBESSÜM

Çamur atma üstadı!


Çamur basan tarlayı, küreği kapıp kısa sürede temizleyen adama çiftlik sahibi yeni iş vermiş:
“Şurada 7 çuval patates var, bunları 7 saatte soyacaksın.”
Adam yine işe koyulmuş. Ne var ki, 7 saatte 7 çuval şöyle dursun, bir çuval patates bile soyamamış. Çiftlik sahibi şaşırmış:
“Sen dün, 70 dönümlük yerdeki çamurları 7 saatte attın, patatesleri niye soyamadın?”
“Efendim” diye açıklamış adam “Bendeniz bir zamanlar politikacılık yapmıştım. Onun için, çamur atmasını iyi bilirim Ama patates soymakla ilgim olmadı hiç.”

GÜNÜN SÖZÜ


Vatan kutsalımızdır ve Tanrı her zaman vatanını sevenlerden yanadır.

rt