İyi bir dosttu...
Değerli bir meslektaştı...
Bilge bir ekonomistti...
Cumhuriyet değerlerine gönülden bağlı bir Atatürkçüydü...
Ayşe Hanım Teyze
ve Ali Rıza Amca tiplemeleriyle Milliyet Gazetesi’nde yazdığı köşe yazılarıyla okurlarına ekonomiyi öğretmeye çalışan bir hocaydı...
Günümüzün en çok okunan üç ekonomi yazarından biri olan Güngör Uras’ı son yolculuğuna uğurluyoruz.
Güngör Hoca bugün İstanbul Bebek Camii’nde öğle namazından sonra kılınacak cenaze namazının ardından Aşiyan Mezarlığı’ndaki aile kabristanında toprağa verilecek.

* * *

Güngör Uras bir Bodrum sevdalısıydı ve yaz aylarını eşi Nuran Hanım’la birlikte Bodrum’un gözde beldesi Gündoğan’da geçirirdi.
Bazen ona Gündoğan’ın ünlü restoranı Terzi Mustafa’nın lokantasında rastlardım. Sabahları eşi Nuran Hanım’la birlikte yürüyüş yapar, limandaki Balıkçılar Kahvesi’nde oturur, çayını yudumlarken vatandaşlarla konuşur, onların dertlerini dinlerdi.
Güngör Hoca’nın en büyük özelliklerinden biri köşe yazılarını titiz bir inceleme yaparak ve konuyla ilgili kişilerle bizzat konuşarak yazmasıydı.
En karmaşık ekonomi konularını, yarattığı Ayşe Hanım tiplemesiyle basit bir şekilde anlatırdı. Ayşe Hanım Teyze sorar, o herkesin anlayacağı şekilde cevap verirdi.
Güngör Uras, 85 yaşında öldüğü güne kadar, basit ve kolay anlatımıyla genç kuşaklara örnek oldu.
Güngör Hoca, kendisi için değil ama bu ülkenin insanları için dertliydi.
Faiz, enflasyon, döviz artışı, işsizlik...
Domates, patates, patlıcan, soğan...
İthalat, ihracat, cari açık (döviz açığı) pahalılık, geçim derdi, işsizlik hep onun uğraştığı konulardı.
Binlerce makale, 30’a yakın kitap yazdı ve görevini yapmış insanların huzuruyla hayata veda etti.
Başta eşi Nuran Uras ile kızı Elif Hanım olmak üzere tüm yakınları ve dostlarına başsağlığı diliyorum. Nur içinde yat sevgili Güngör Hocam.

* * *

“Derdi ıstırabı ben mi yarattım?”


Ekonomiden sorumlu eski Devlet Bakanımız H. Ufuk Söylemez “Bu ülkede derdi-ıstırabı ben mi yarattım?” diye soruyor ve anlatıyor:
“AKP’nin ünlü âkil adamı Orhan Gencebay’ın meşhur ‘Batsın bu dünya’ şarkısını bilmeyen yoktur.
Son günlerden ekonomimizde yaşananlara ilişkin aklıma takılan sorularla birlikte, bu şarkının sözlerini de kendi kendime mırıldanmaya başladığımı fark ettim.
Ben mi yarattım, ben mi yarattım?
Derdi, ıstırabı ben mi yarattım?
Yazıklar olsun, yazıklar olsun,
Kaderin böylesine yazıklar olsun!’

Bu şarkı sözlerini mırıldanırken, diğer yandan da kendi kendime sormaya başladım:
- 467 milyar dolar dış borcu ben mi aldım?
- İstanbul’daki devasa Trump Tower’ı ben mi açtım?
- Dolara endeksli köprü geçiş ücretlerini ben mi koydum?
- İhaleleri yandaş müteahhitlere dolara endeksli garantilerle ben mi verdim?
- Eş-dost ve akrabayı devlet görevlerine ben mi tayin ettim?
- 4 milyonu aşkın Suriyeliyi ben mi davet ettim?
- Enflasyonu, işsizliği ve de faizleri çift haneli rekor düzeylere ben mi yükselttim?
- Ehliyet ve liyakat sahibi olanlar yerine, sakallı-bıyıklı, cemaatçi-sadık ama kifayetsiz müritleri kamuya ben mi, doldurdum?
- Demokratik parlamenter rejimi ben mi ortadan kaldırdım?
- Gazete sahiplerinin kartelleşmesine ben mi sebep oldum?
Elbette derdi-ıstırabı ben yaratmadım. O halde kim yaptı derken cevabını buldum.
Tabii ki, dış güçler, siyonistler, Trump, vesaire yaptılar bütün bunları bize... Suçlu olan kahrolası dış güçler!

Tebessüm


Ekonomist kime derler?


Bugün toprağa vereceğimiz gazeteci-yazar Prof. Dr. Güngör Uras yaz aylarını Bodrum’un Gündoğan beldesinde geçirirdi.
Onunla zaman zaman karşılaşır, hal hatır sorar, şakalaşırdık.
Bilge bir ekonomistti.
“Bir odaya iki ayrı ekonomist girerse, iki farklı fikir duyarsınız. Dünyada her ekonomistin söylediğinin tam tersini savunan diğer bir ekonomist mutlaka bulunur” der ve eklerdi:
“İşin tuhafı, her iki görüş de hatalı olabilir!”
Peki, bu ülkede ekonomist kime derler?
“Dün öngördüklerinin bugün neden gerçekleşmediğini yarın açıklayan insana ekonomist diyoruz” diye şaka yolu cevap verirdi.

GÜNÜN SÖZÜ


Ülkeler, bilmediğini bilmeyen yöneticiler yüzünden batarlar!

22szt11a_ist_izm_ant_trb

plusbanner2x