Yargıyı yargı yapan bağımsızlığıdır, hukukun üstünlüğüne bağlı kalmasıdır.
Peki, bizim yargımız böyle mi?
Yaşadığımız olaylar Türkiye’de hukukun üstünlüğünün lâfta kaldığını gösteriyor!
Bir milletvekilinin, dokunulmazlığı olduğu halde buna hiç aldırış edilmeden hapse atılması, tüm uyarılarına rağmen serbest bırakılmaması, aynı suçtan yargılanan gazetecilerin bir kısmı salıverilirken, bir kısmının ısrarla içeride tutulması yargıya olan güveni azaltıyor.
Türkiye’de yargımıza güvenin yüzde 20’lere düştüğünü bizzat Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu söyledi.
Bir ülkenin yargısına yüzde 80 oranında güvenilmemesi çok hazin bir sonuçtur!

★★★

2018-2019 Adlî Yılı önceki gün başladı.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu her zamanki gibi ciddi uyarılarda bulundu.
Dinleyen olur mu? Günümüzün iktidarı yargıya baskı yapmaktan vazgeçer mi? Bunu bilemiyor ve hepimizin güvencesi olan yargının, uygar Batı ülkelerdeki gibi bağımsız olmasını diliyoruz.
Metin Feyzioğlu’nun yeni adlî yıl nedeniyle söylediklerini okurlarımla (özetle) paylaşmak istiyorum. Okuyalım:

★★★

“İsterdim ki, yargının üç kurucu unsurundan biri olan savunmanın temsilcisi olarak bu konuşmayı Yargıtay’ımızla birlikte düzenlediğimiz ortak toplantıda yapabilmiş olsaydık. Bunu yapabilmiş olsaydık, yargıyı güvenilir olma yolunda önemli bir adımı atmış olurduk!
Amacımız, hangi, etnik kökenden, mezhepten, inançtan, dilden, cinsel kimlikten olursa olsun, 81 milyon vatandaşımızı adalet paydasında kucaklaştırmaktır. Türkiye’nin birliği, beraberliği, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ve refahı ancak bu şekilde korunabilir.

★★★

Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunmaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de adalet savaşçılarının omuzları üzerinde durmaktadır.
Biz kürsüde siyaset yapan hâkim ve savcı istemiyoruz. Biz siyasetin yönlendirmesine açık hâkim ve savcı da istemiyoruz. Yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının anayasal güvenceye kavuşturulması gerektiğini söylüyoruz. Bunu ülkemizin bekası adına yapıyoruz.
Maalesef yargımız siyasetin etkisine açılmış durumdadır.
Yargıya duyulan güvenin yüzde 20’ler seviyesine düşmüş olması, ülkemizin ve milletimizin yaşamsal menfaatleri açısından açık ve yakın bir tehlikeye işaret etmektedir.

★★★

Ülkemiz ekonomik açıdan sıkıntılı bir sürecin içindedir. Türk Lirası hızla değer kaybetmektedir.
Hukukuna ve adaletine güven duyulmayan bir ülkeye yatırımcı gelmez, fabrika açılmaz.
Yargıyı güvenilir kılmadan dövizi düşüremezsiniz. Hayat pahalılığını önleyemezsiniz. İşsizliği çözemezsiniz. Refahı sağlayamazsınız. Evlâtlarımıza parlak bir gelecek inşa edemezsiniz. Çağdaş uygarlık seviyesini yakalayamazsınız!
Sorunlarımız büyüktür. Ancak hepsinin çözümü vardır. Yeter ki, önyargıların yıkalım!”

Hâkimin hür ve temiz vicdanı


Yargı insanların hayatında ekmek gibi, su gibi, teneffüs edilen hava gibi önemlidir.
Tarih, yargı adaleti olmayan ülkelerin çöktüğünü gösterir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz, hâkimin kimsenin çalışanı olmadığını belirterek “Hâkimin karar verme yetkisindeki amiri hukuk, adalet duygusu, akıl süzgeci ve hukuk mantığı ile donatılmış hür ve temiz vicdanıdır” diyor ve ekliyor:
“Unutma! Kıyamet günü Allah’ın gölgesinde insanlar arasında hükmettiklerinde kendilerini onların yerine koyup tarafsız hüküm verenler öncelikle yer alacaktır!”

TEBESSÜM

“Gel de gülme!”


Kanada’da yaşayan okurlarımdan Tarık Karslı zaman zaman ilginç mesajlar yolluyor. Binlerce kilometre uzaktan bile Türkiye’deki olayları saati saatine takip eden Tarık Karslı’nın son yolladığı e-mail şöyle:
“Savaş hâlindeki Suriye’den patates alıyoruz...
Sırbistan’dan et satın alıyoruz...
Bulgaristan’dan saman ithal ediyoruz... Fakat...
En gelişmiş F-35 savaş uçaklarını kendimiz üretecekmişiz!
Affedersiniz, beni bir gülme krizi tuttu!”

GÜNÜN SÖZÜ


Eğer yanlış yoldaysan tüm gücünle koşmanın sana faydası yoktur!

11rahmibey30cm

plusbanner2x