Marmaris’in Okluk Koyu’nda, Cumhurbaşkanlığı yazlık sarayı inşaatı için yaratılan “doğa faciası” olanca hızıyla devam ediyor.
8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 230 metrekarelik mütevazı yazlık evi yıkıldı, yerine 300 odalı devasa bir yazlık saray yapılıyor.
Sarayın yapılmakta olduğu 20 hektar alanı beğenmediler ve 65 hektara çıkartılması için imar değişikliği yaptılar! Böylece saray ve çevresindeki yapıların yayılacağı alan 45 hektar daha büyümüş oldu.
Şehir Planlamacıları Odası yöneticileri “Çok daha büyük alanlar yapılaşmaya açılacak” diyor.
Yani, cennetten bir parça olan Okluk Koyu’na ve çevresindeki harika doğaya yazık olacak.

* * *

Asırlık dev çınarların kesilerek yol kenarlarında istif edilmesi, 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın başdanışmanı olan Can Pulak’ı da perişan etti. “Doğa cinayeti karşısında ağlamamak için kendimi zor tuttum” diyen Can Pulak yaratılan faciayı şöyle anlatıyor:
“Her hafta Karacasöğüt’e gidiyorum, yapılanları yakından izliyor, gözlerimle görüyorum. Aylardır gece-gündüz beton taşınıyor Okluk Koyu’na... O betonlarla bir baraj yapılabilir, koca bir kasaba kurulabilir. Yapılanlar köylünün huzurunu iyice kaçırdı ama korkudan kimse ağzını açamıyor.
Cumhurbaşkanlığı’nın tapulu alanı yetmemiş olacak ki, köylünün çevredeki arazilerini de istimlak etmişler, orman arazilerine girerek binlerce ağacı kesmişler. Yerdeki asırlık çam ağaçlarını görseniz ağlarsınız!”

* * *

“Elbette devlet başkanının bir yazlık konutu olmalı, orada dinlenmeli, misafirlerini kabul etmeli. Fakat bu kadar büyüğüne, böylesine masraflı ve gösterişlisine lüzum var mıydı? Değer miydi onca doğa faciasına, ormanın tahribine, güzelim köyün ve köylünün huzurunun kaçırılmasına?
Facia bu kadarla da kalmıyor!
Ormanı ortadan biçip yazlık saraya doğru giden “3 şeritli ekspres yolun” yapıldığına şahit olup, ağlarsınız.
Koca koca kepçeler tepeleri düzledi, dev kamyonlar hafriyatları çekti, yol için istinat duvarları yapıldı. Biz asfalt köy yolumuzdan memnunduk. Hiç acımadan ormanı ortasından delip yazlık saraya kestirme yol açma fikri nereden akıllarına geldi?
Cumhurbaşkanı bir vakit bulsa ve görse, kendisi için işlenen bu doğa cinayetini, inanıyorum ki engel olmaya ve hiç değilse geride kalan ağaçların kesilmesini önlemeye çalışırdı.
“Yaş kesen, baş keser” anlayışındaki hiçbir Müslüman bu doğa tahribatına izin vermez. Fakat bunun için görmek lâzım. Görmeden vicdanların sızlaması mümkün değil.”

İskoçya’dan davet var


İskoçya’da yaşayan okurum Haydar Baran’dan bir mail aldım. Diyor ki:
“26 senedir yurt dışında, 16 yıldır İskoçya’da yaşayan bir Türk vatandaşıyım. Biz aile boyu CHP’liyiz ama Cumhurbaşkanlığı seçimini Meral Akşener hanımefendi kazanırsa çok sevineceğiz.
Eşimin adı Birsen, oğlumun adı Erencem. SÖZCÜ Gazetesi ve yazarlarını internet üzerinden her gün okurum. Buradaki Türkler de, Türkiye’de yaşayanlar gibi ikiye ayrılmış durumunda... Bu dönemin en kötü yanı insanlarımızı ayrıştırmak, ötekileştirmek oldu. Yabancı diyarlarda bile bir araya gelemiyoruz.
İskoçların çoğu Türkiye’yi İspanya ve Yunanistan gibi bir tatil ülkesi olarak biliyor ve çok seviyorlar.”
Haydar Baran bunları anlattıktan sonra Meral Akşener konusunda bahse girdiğimiz Aytun Çıray Bey’le bana şu teklifte bulunuyor:
“Meral Hanım’ın kazanması halinde ben sizleri İskoçya’nın en güzel yeri olan İnverness-Highland bölgesine davet ediyorum. Deniz, somon balığı, Angnus bifteği, 25 yıllık harika viski... Hepsi benden... Yeter ki Türkiye’miz huzura kavuşsun”
Sevgili okurum. İşlerimiz hayli yoğun. İskoçya’ya gelemeyiz ama nazik davetin için çok teşekkür ediyorum.

TEBESSÜM

Anketin böylesi!


Bir Amerikan fıkrası...
Amerika Birleşik Devletleri’nde her zaman akla hayale gelmeyecek konularda bile kamuoyu yoklamaları yapılır. Bir araştırma şirketi, başka işi gücü kalmamış gibi 2000 kadın arasında acayip bir anket yapmış.
Araştırmaya katılan kadınlara şu soru sorulmuş:
“İmkân bulsanız Başkan Trump ile yatar mıydınız?”
Kadınların yüzde 5’i “Hayır”, yüzde 2’si “Evet” cevabını vermiş.
Yüzde 93’ü ise “Bir daha asla!” demiş!

GÜNÜN SÖZÜ


Aydın Doğan’a: “Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş.”

basliksiz-1

 

sozcu-banner-1