Gazeteci arkadaşım Ertuğ Karakullukçu, Celal Şengör Hoca’nın ilginç bir yazısını gönderdi.
Prof. Dr. Celal Şengör kamuoyunda “Deprem profesörü” olarak tanınır. Dünya çapında bir bilim adamımızdır. Onun serzeniş dolu yazısını sizlerle paylaşmak istedim:

★★★

“Türkiye halkı kravat takar, lüks otomobillerde dolaşır, bikinili hatunları sosyetik plajları doldurur veya şehirlerini şekilsiz gökdelenlerle doldurup oraları yaşanmaz hale getirir ama tüm bu halk zenginiyle, fakiriyle, şehirlisiyle, köylüsüyle zır cahildir!
Kendi tarihinden habersizdir. Aslında ne dilini, ne dinini bilir, ne geleneklerini tanır, ne de toplumsal değerlerinin evriminden haberdardır.
Muhteşem Yüzyıl diye televizyonlarda alkışladığı dönemde, Osmanlı Devleti'nde Amerika’dan gelen gümüşün ilk enflasyonu başlattığını bilmez. (çünkü Avrupalı dünyayı keşfederken, muhteşem (!) padişahları (Kanuni Süleyman) hareminde gönül eğlendirmekte, dünyayı öğrenelim diyen Piri Reis’in kafasını vurdurmaktadır.)

★★★

Avrupa’da ilk yenilgimizi Muhteşem (!) Süleyman devrinde aldığımız gibi (Birinci Viyana Bozgunu - 1529), Hint Okyanusu’na her çıkışımızda mini mini Portekiz’den sopayı yiyip Kızıldeniz’e veya Basra Körfezi’ne tıkılışımız da bu büyük (!) padişah efendimizin devrindedir.
Gene onun zamanında dünya keşfedilirken, Hint Okyanusu’na kadırga denen sandallarla açılan ve 1554’te Hindistan’da karaya vuran büyük (!) bir amiralimiz, yürüyerek 3 senede Hindistan’dan Edirne’ye gelmişti.
Büyük (!) sultanımız Süleyman’ın, Fransa Kralı Birinci François’i hapisten bir mektupla kurtardığını okurduk mektepte... O François’in kurduğu ‘College de France’ bugün dünyanın en önemli araştırma kurumlarından biridir. Bizimkinin hangi kurumu ayakta kaldı? Hangi kurumun insanlığa beş paralık bir faydası oldu?
Tek becerdiği kalıcı şey, aklı başında öz oğlu Şehzade Mustafa’yı, Hürrem Sultan uğruna katlettirip, devleti bir ayyaşa teslim ederek halkının geleceğini karartmak oldu.

★★★

Artık yeter! Bu ve benzeri rezillikleri yalanlarla bezeyip yücelten, buna karşılık bize bütün dünyada saygınlık kazandıran, aklımızı kullanıp onurlu insanlar olmamızı sağlayan Atatürk’ü aşağılayan âlim pozlu, ukalâ tavırlı zır cahilleri her gün halkın karşısına diken televizyon kanallarından ve gazetelerden gına geldi.
Yükselen ahlâksızlık grafiğimiz kimin eseridir sanıyorsunuz?
Cehalet tüm fenalıkların anasıdır. Biz de o anayı besleyip duruyoruz.
Artık yeter! Memleketimde her elimi attığım yerde cehalet çirkefine bulaşmaktan bıktım!” Prof. Dr. Celâl Şengör.

TEBESSÜM

Çapkın müdür!


İlçenin birinde çapkınlığıyla ünlü bir müdür varmış. Dedikodular ayyuka çıkınca kaymakam bu müdürün tayinini çıkarmış.
Veda ziyaretlerine çıkan müdür kaymakama gelmiş.
Merak eden kaymakam sormuş:
“Ya müdür bey, senin için çok çapkın diyorlar, nasıl yapıyorsun bu işi?”
Adam anlatmış:
“Kaymakam bey, hiç de zor değil, gözüme kestirdiğim bir kadına usulca yaklaşıp sağ elimi bir kalçasına koyuyorum. Baktım ki ses yok, sol elimi de öbür kalçasına atıp devam ediyorum.”
Kaymakam akşam eve gidince, karısını mutfakta bulaşık yıkarken görmüş “Dur bakalım bizim müdürden öğrendiğimi uygulayayım” demiş ve sağ elini karısının bir kalçasına, sol elini de öbür kalçasına atmış... Arkası dönük olan karısı:
“Ay müdür bey” demiş “Sizin tayininiz çıkmamış mıydı?”

GÜNÜN SÖZÜ


Genetik bilim şudur: Yalancının soyu yalancı, hırsızın soyu hırsız, katilin soyu katil üretir!

rtt

plusbanner2x