Adnan Hoca olarak bilinen Adnan Oktar’ın, “Harun Yahya” adıyla yazdığı kitaplar milletvekillerinin odasında, TBMM kütüphanesinde bulunuyordu. Bu kitaplar parti ayrımı yapılmadan nasıl oluyor da kapılardan sokulup milletvekillerine dağıtıldı? Anlaşılıyor ki Fetullah Gülen grubunun geçmişte uyguladığı yol ve yöntemler, Adnan Oktar grubu tarafından da harfiyen uygulanmış.

Milletvekillerinden, kütüphaneden bu kitapların toplanması için yıllardır çaba gösterenler arasında MHP Milletvekili (Yeni görevi TBMM İdare Amiri) Erkan Haberal da bulunuyor.

Aslında, Adnan Hoca ve kitapları geçmişte de gündeme getirilmişti. 2007 yılında dönemin Genç Parti Milletvekili Emin Şirin, CHP Milletvekili Atilla Kart, kendilerine gönderilen Oktar’ın kitaplarını TBMM Başkanı’na iade ettikleri gibi, milletvekillerine mektup yazıp onların da iade etmelerini istemişlerdi.

MHP, “TOPLATILSIN” DEMİŞ

29 Ocak 2016 tarihinde MHP Ankara Milletvekili Erkan Haberal TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuşuyor. O konuşma tutanaklarda şöyle yer aldı:

- Haberal: Sayın TÜBİTAK Başkanı, 50 binden fazla kitabı imha edilmek üzere toplattıklarını açıkladı. Bunun gerekçesi, kriteri vardır. Bakın, TBMM’de, milletvekillerinin odasına Adnan Oktar’ın “Harun Yahya” adıyla yazdığı kitaplar var. Bunlar ‘toplatılacak kitaplar’ kategorisinde yer almıyor mu?

- Bakan Fikri Işık: Kim göndermiş?

- Haberal: Adnan Oktar. Bunun kitapları bütün milletvekillerinin odasında var. Toplatılacaklar kategorisinde bu kitaplar neden yer almıyor? Bunu soruyorum. ‘Efendim, bu kitaplar din kitapları’ deniliyor. İslam diniyle ilgili referans alacağımız bir insan değil. Bu kadar din âlimimiz, ulemamız varken bunlar TBMM çatısı altında milletvekillerinin odasına dağıtma cesaretini buluyorsa bir yerde sıkıntı var demektir.

Şimdi mi ne oluyor? O zaman bu eleştiriler AKP tarafından ciddiye bile alınmamış ve kitaplar odalarda, kütüphanede durdu. Şimdi o kitaplar TBMM kütüphanesinden de, milletvekili odalarından da toplandı. Zaten bazıları kendiliğinden kitapları imha etme yolunu seçmiş.

AKP ELİYLE DAĞITILMIŞ

Aslında Haberal’dan önce de bu konuyu gündeme getiren, rahatsızlığını ortaya koyanlar vardı. Onlardan birisi de CHP Milletvekili Mustafa Gazalcı’ydı. Adnan Oktar’ın “Yaradılış Atlası” kitabı TBMM’de dağıtılınca, Gazalcı’nın 28 Şubat 2007’de TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesine TBMM Başkanvekili AKP’li İsmail Alptekin şu cevabı verdi:

“Söz konusu kitabın dağıtımına yönelik olarak yapılan araştırma neticesinde, Gaziantep Milletvekili Ahmet Uzer tarafından banko hizmetleri vasıtasıyla kapalı ve üzerinde isim yazılı paketler halinde bir kısım milletvekillerine elden gönderildiği tespit edilmiştir.”

Eski bir öğretmen olarak Gazalcı’ya, Adnan Hoca’ya okullarda “yaradılış”la ilgili konferans verdirildiği bilgisi geldi. Önergeyi cevaplandıran Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, “Adnan Oktar’ı davet eden biz değil, belediyelerdir” dedi. Oktar, o günlerde 35 okulda konferans vermişti. Mücadele bitmiyor. 3 Şubat 2007 yılında “Adnan Hoca ve Kitapları Okullarda” adlı bir basın açıklaması yaptı. Ancak, korunmaya devam etti.

Oktar da bütün uyarılara karşı, tıpkı Fetullah Gülen gibi iktidar tarafından korundu, desteklendi. O korunanlardan Fetullahçıların nasıl bir örgüt olduğunu 15 Temmuz darbe girişimiyle öğrendiler. Şimdi de Adnan Oktar grubu, önemli suçlamalarla yargı önünde çıkacak. Geç de olsa haklarında işlem başlatılmış oldu.

ASKERE BAYRAM KARTI

Adnan Oktar grubu bir yandan yayınlarla, konferanslarıyla okullara girerken, askeri de hiç ihmal etmiyorlardı. Çalışma yöntemleri FETÖ’cülere benziyordu ve bunu yıllardır farklı bir biçimde yürütüyorlardı. Emekli Pilot Yarbay Doğan Kapkıner’i dinliyorum:

“1990 yılında Elazığ Hava Tabur Komutanlığı’na tayinim çıktı. Birkaç gün sonra Atatürk resimli kutlama kartı geldi. Tabur Komutanlığımı kutluyor, başarı diliyor ve Atatürk’ten dem vuruyor. Altında Adnan Oktar’ın adı ve imzası var. Adını duyuyordum ama ciddiye almadım.

Sonra ilk bayramda yine Atatürk posterli bayram kartı geldi. Benzer ifadeler ve ‘Atatürkçü Subaylarımız’ şeklinde şişirme cümleler. Arkadaşlarla güldük geçtik. Bir sonraki bayram yine kart geldi. Bu sefer işi ciddiye aldım. Diğer şehirlerde bulunan arkadaşlarla konuştum ve bu tür benzeri kartların daha çok Atatürkçü düşünceyi benimsemiş subaylara gönderildiğini fark ettik. Durumu, kartları da ekleyip Kolordu Komutanlığı’na bildirdik. Aradan kaç yıl geçmiş, adam yeni gözaltına alınıyor.”

Adnan Oktar’la ilgili önemli iddialar gündeme getiriliyor. Fetullah Gülen gibi Adnan Oktar da bazı siyasilerden destek görüyordu. Şimdi ikisi de desteksiz. Yüce yargının kararı nasıl olacak göreceğiz.

plusbanner2x