1933 yılından 2013 yılına kadar ilkokullarda söylenen “Andımız”la ilgili karar, AKP-MHP ittifakını çatlattı. AKP içinde de andımızdan asla rahatsız olmayan, ama üst yönetimden çekindikleri için konuşamayan geniş bir kitle var. Onlar da, andımızın okunması konusunda çaba gösteren CHP, MHP, İYİ Parti’nin sessiz destekçileridir. Andımız’da yer alan “Türk” sözcüğünün ırkçılığı çağrıştırdığını öne süren, bunun için AKP döneminde Danıştay’a başvuranlar oldu. Peki, AKP ne yaptı? Andımız’ın asla ırkçılık içermediğini mahkemelere bildirdi. Anayasa’nın 66. Maddesi “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” der. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk de, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denildiğini her fırsatta dile getirirdi.

8 DİLDE KİTAP

“Çözüm süreci” döneminde, PKK’nın başı Abdullah Öcalan’ın isteklerinden birisi de ilkokullarda okutulan Andımız’ın kaldırılmasıydı. 2013 yılında Andımız yönetmelikten çıkarıldı. 2002 yılında iktidara gelen AKP, tam 11 yıl sonra “Çözüm süreci” kapsamında andımızı kaldırırken, bunun ne kadar önemli olduğunu şöyle duyurdu:

“Soğuk Savaş döneminde, kapalı toplumlarda, bir dönem öğrencilerde milli bilinç uyandırılması amacıyla toplu ve sözlü tekrarlara dayanan törensel uygulamalar söz konusu olmuştur. Günümüzde bu tür uygulamalar güncelliğini yitirirken, ileri demokrasilerde benzer uygulamaların terk edildiği gözlenmektedir. Öğrencilerde milli bilincin uyandırılmasına yönelik bu tür uygulamaların yararlı bir etkisi bulunmamaktadır.

İlkokullarda her sabah esas duruşta and okunması uygulaması, pedagojik olarak da zararlı bulunmakta; öğretici olmayan, ezbere dayalı bu tip zorunlu tekrarların öğrencilerin zihinsel gelişimini olumsuz etkilediği vurgulanmaktadır. Bu yüzden okullardaki Andımız’ın okunmasına yönetmelik değişikliğiyle son verdik.”

Yapılan bu değişikliği de içeren düzenlemeler, 8 dilde bastırılan kitaplarla dünyaya duyuruldu. Madem bu kadar zararlıydı da, AKP hükümetleri 11 yıl niçin bekledi? Bırakın adım atmayı, kaldırılmasına ilişkin açılan davalarda, Andımız’ı canla-başla savundunuz? Ne yazık ki siyasetçilerimiz, o iktidara yakınlığı ile bilinen yazarlarımız o gün Andımız’ın gerekliliğini savunurken, bugün yerden yere vuruyor. Hangi söylediklerinize, yazdıklarınıza inanılsın?

BAKAN ADIM ATAR MI?

Danıştay kararı henüz ortada yokken, 7 Eylül 2018 tarihinde bu köşenin okurlarına “Danıştay, Andımız’ı kaldıran yönetmeliği iptal etse bile, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, Andımız’ı okullarda okutacağını beklemeyin” demiştim. Öyle de oldu. 18 Nisan 2018 tarihinde Danıştay, andımızın yeniden okunmasına karar verdi. Danıştay kararının Milli Eğitim Bakanlığı’na ulaşmasından sonra, andımızın ilkokullarda okutulmaya başlanması gerekiyordu. Ancak, Milli Eğitim kararla ilgili Dava Daireler Kurulu’na gitme yani yolunu yani davayı uzatmayı tercih etti.

Türk Eğitim Sen, Eğitim İş sendikaları, Andımız’ı kaldıran yönetmeliğin iptaline karşı Danıştay’da 2013 yılında açtıkları dava, tam 5 yıl sonra sonuçlandı. Karara bu kez itiraz eden Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri de şunu biliyor: Bu karar Danıştay’da kolay kolay görüşülüp sonuçlandırılmaz. Gerekçe olarak da, “Efendim henüz dava süreci bitmedi” denilecektir.

Danıştay yetkilileriyle konuştuğumuzda, davanın bu haliyle kısa sürede sonuçlanmayacağı görüşü hakim. Karara, 8. Dairenin 5 üyesinden Başkan Yüksel Öztürk ile Ahmet Yahya Özdemir karşı oy kullanmışlardı. Daire başkanlarından oluşan Danıştay Dava Daireleri Kurulu’nda, 8. Daire’nin kararının aynen benimsenmesi de zor gözüküyor. Çünkü, olay hukuki olmaktan çıkıp siyasi zemine kaymış durumda.

DÜN, NASIL SAVUNMUŞLARDI

AKP yöneticilerinin  bugün karşı çıktıkları Andımız’ı, çok değil, 2009 yılında Mazlum-Der tarafından açılan davada nasıl savunma yaptıklarına bakalım. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ydu. Danıştay’a andımızın kaldırılmasına ilişkin davaya karşı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı savunmayı okuyalım:

“Öğrenci Andı’nda yer alan ifadeler Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırılık taşımamaktadır. Öğrenci Andı’ndaki ‘Ülküm, yükselmek ileri gitmektir. Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim’ ifadeleri Anayasa’nın 2. maddesiyle doğrudan bağlantılı ve ilişkilidir. Anayasa’nın 2. maddesinde belirtildiği üzere ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı bir hukuk devleti olduğu’ belirtilmişti.”

Nimet Çubukçu AKP’nin bakanı değil miydi? Dün, Andımız’ı canla başla savunan, bugün ise Andımız’ın okunmamasına öncülük yapan AKP’lilere sormak gerekiyor peki değişen ne oldu? O Andımız, 1933 yılından bu yana okunmuyor muydu?