Ortada erken seçim yapılacağının işaretleri olsa bile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçimlerin zamanında yani 2019 yılında yapılacağını söylüyordu. Gazetelerin Ankara Temsilcileriyle 8 Ocak 2018 tarihinde kahvaltıda buluşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, o güne kadar söylenmeyen bir konuyu gündeme getirdi. Seçim ittifakı düzenlemesini, oy pusulasında bunun nasıl yer alması gerektiğini ayrıntılı bir biçimde anlatmıştı. İşte, aslında seçim hazırlıklarının olduğunun da işaretiydi. Bahçeli, bu açıklamayı yaparken, Cumhurbaşkanı ile önceden bir görüşme yaptığı akla geldi. Ancak böyle bir görüşmenin olmadığını söylemişti. Bahçeli, “MHP’nin Cumhurbaşkanı adayı yoktur. MHP Genel Başkanı, aday olmayacaktır. MHP olursa ittifakla, olmazsa kendi partisi olarak milletvekilliği seçimine girer. Cumhurbaşkanı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı alır. Herhangi bir sebeple Sayın Recep Tayyip Erdoğan aday olmaktan vazgeçerse, başka türlü gerekçeler ortaya konulursa kendisinin bileceği iştir” dedi.

PARTİLERE DAMGA VURULUYOR

İşte bu açıklamanın ardından hızlı bir süreç başladı. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı  Erdoğan, partisinin ilçe ve il kongrelerine gidiyor, “açılış” adı altında miting de düzenliyordu. Aslında bunlar hep “Erken seçim” hazırlıklarıydı. Diğer siyasi partiler her ne kadar seçimin erkene alınabileceği konusunda yorumlar yapsa da, Erdoğan’ın bırakın erken seçimi, erken seçim yapılmasını isteyenleri bile ağır dille suçlaması nedeniyle, seçimin erkene alınacağına tam da ihtimal vermiyordu.

Devlet olanakları kullanılarak seçim çalışmaları aslında çoktan başlamış demekti. Bu da bir taktikti. Diğer partilerin propagandası için zaman da kısıtlı tutulacaktı. Parti genel merkezinde seçim merkezi bile kurmuştu. Diğer siyasi partilerin, bu durumdan habersiz olması ise bir yerde önemli bir eksiklikti. Nasıl, Erdoğan, kendileri dışındaki partilerin içinden haber alıyorsa, diğerleri de AKP içinden haber alabilmeli.

Geçmişte terör örgütü militanları için Habur Sınır Kapısı’nda seyyar mahkeme kuranlar, otobüsün üstünde terörist kıyafetleriyle il il, ilçe ilçe dolaştırılmasının yolunu açanlar, onların propaganda yapmasına seyirci kalanlar, günümüzde CHP’yi, HDP ile vurmaya çalışıyorlar. AKP sürekli yumruk sallıyor. CHP’ye, “HDP ile PKK işbirliği yapıyorsunuz” derken, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i de “FETÖ” ile bağlantılı gibi gösterip ona da yumruk sallıyor. Açıkçası CHP’nin, önemli bir oy oranına sahip olan HDP ile ittifak kurması, AKP’nin şerri yüzünden gerçekleştirilemiyor. Öyle bir güç ki, CHP’nin, HDP ile bırakın ittifakı, bir araya gelip konuşması bile imkansız hale getiriliyor.

HDP’DEN BEKLENEN

Bölücü terör örgütü PKK’nın, HDP üzerindeki baskısı biliniyor. HDP içinde de bu PKK ile aralarına bir set çekilmesini isteyenler çoğunlukta. Ancak, yıllardır örgütle iç içe olunması, Güneydoğu’da tam anlamıyla güvenliğin sağlanamaması partinin, terör örgütüyle bağını koparamamasında en önemli etken. Hem örgütü yakından bilen, hem de 12 yıl Güneydoğu’nun sınır boylarında görev yapmış hem de siyasi parti kurmuş, genel başkanlığını yürütmüş, bugün ise kurucusu olduğu HEPAR’ın onursal başkanlığı görevini yürüten emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu’yla konuştuk. İşte Pamukoğlu’nun anlattığı:

“Kesinlikle Kürt kökenli vatandaşlarımız PKK’dan soyutlanmalı. Bunun için sosyo, ekonomik, kültürel önlemler bellidir. PKK, siyasi  ve güvenlik alanında söndürülmeli. Dağ başında, gece gelip kapısını çalan teröriste istediği ekmeği, unu kim vermez? Bunlar yaşandığına göre güvenlik ‘yok’ demektir. HDP’nin, PKK ile arasına mesafe koyması değil, tamamen kesmesi, İmralı’nın, Kandil’in talimatlarını yerine getirmemesi gerekiyor.”

Ne zaman seçim yaklaşsa, CHP ile HDP arasında hiçbir temas olmasa bile vatandaşlarımızı etkilemek için AKP sözcüleri hemen “CHP’nin HDP ile yani terör örgütü PKK ile işbirliği yaptığını” öne sürüyor. Bu açıklamalar, halk üzerinde, hatta CHP yönetimi üzerinde büyük etki yaratıyor, Kürt kökenli vatandaşlarımızın oylarını istemek bile PKK ile ilişki kurmak biçiminde yorumlanıyor. Bu kadar da olmaz ki!

YÜKSEK CESARET ZAMANI

AKP, her fırsatta HDP üzerinden CHP’yi hırpalıyor ve CHP seçmeninin kafasını karıştırıyor. Pamukoğlu, “HDP’ye düşen, yüksek bir cesaret gösterip açık bir deklarasyon yayımlayıp, PKK ile ilişkilerinin bundan sonra olmayacağını söylemeli, hiçbir bağı, irtibatı olmamalı. İşte o zaman  HDP, Türkiye’nin doğal partisi olur. Kandil’le bağını kesmedikleri sürece ise etnik bir azınlığın partisi olmaya mahkumlar” diyor.

Önemli bir gençlik teşkilatı bulunan, sosyal medyayı çok iyi kullanan HEPAR’ın bu aşamada herhangi bir partiyle işbirliği yok. Pamukoğlu, “Biz Mevlana gibiyiz. ‘Kim olursan ol, gel’ diyoruz. Bunun için kollarımızı açmış bekliyoruz” derken, kitlenin yabana atılmamasını öneriyor ve bekliyor.

sozcu-banner-1