Mart ayında yapılması planlanan Yerel Yönetim Seçimleri yaklaştıkça siyasi partilerde de hareketlilik artıyor. Aday olmak isteyenler şu günlerde Ankara’ya sıkça geliyor, temaslarda bulunuyor. Hükümete yakın yayın organları başta olmak üzere CHP’nin adaylarını nasıl belirleyeceği üzerine tartışmalar yapılıyor. Bu ülkede kimse diğer partilerin adaylarını nasıl belirlediğinin üzerinde durma gereği bile duymuyor.

Milletvekili seçimlerinde CHP’nin oy oranının beklenenin altında çıkmasından sonra partide yaşanan olağanüstü kurultay girişimleri, bundan sonuç alınamamasını farklı boyutlara taşıyanlar oluyor. CHP’li bazı seçmenler, yerel seçimde oy kullanmaya gitmeyeceklerini yayıyorlar. Bunu, parti yönetiminin üzerinde bir baskı aracı olarak kullanıyorlar. Verilmeyen her oy AKP’ye verilmiş sayılır. AKP’nin, oy oranını ve belediye başkan sayısını artırmak için çalıştığı bir dönemde, CHP’li olup da CHP’ye oy vermeyenlerin de sorumluluğu büyük olacaktır.

NASIL BELİRLENSİN?

CHP de adayların nasıl belirleneceği bu ay sonuna doğru toplanması planlanan Parti Meclisi’nde ele alınacak. Merkez yoklaması mı, eğilim mi, önseçim mi gibi seçeneklerin nerelerde uygulanacağı belirlenecek. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu konuda yetki isteyecek. Kasım ayı sonu, aralık ayı başlarında adaylar belirlenmiş olacak.

Bazı il ve ilçelerde kimlerin aday gösterileceği belli. CHP’nin çalışmalarından memnun olduğu bilinen Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu yeniden aday gösterilecekler arasında sayılıyor. Aynı isimlerle devam edilecek yerlerde adayların şimdiden çalışmalarının yolu açılmalı.

Diğer siyasi partilerde kıyamet kopmaz ama CHP’de aday yapılmayanların sesi gür çıkar. Bazıları bırakın partisi için çalışmayı, partilerinin aleyhine de çalışır, oy kullanmayı bile engellemeye kalkışırlar. “Ön seçim yapılmadı, böyle oldu” sesleri de sıkça yükselir.

KARAYALÇIN ÇALIŞMA YAPTI

Önseçim, parti üyeliğinin güçlü olduğu ortamda başarılı sonuçlar veriyor. Murat Karayalçın İstanbul İl Başkanlığı döneminde, CHP’nin taşra örgütünün yeniden yapılanması için bir model çalışması yaptı. Bu çalışmayı CHP İstanbul İl Örgütü’nün onayından geçirip 26 Aralık 2015’te kongreye sunmuştu.

Öneri şuydu: CHP’de üyelerin, birini seçebilmesi veya üyelerin bir yere aday olabilmesi için bazı ölçütler getirildi, belli puanların biriktirilmesi öngörüldü. Bunun için dört kriter esas alındı. Eğitim, aidat, parti etkinliklerine katılma, kıdem. Bu dört kritere göre her üyeye puan verilecekti.

En yüksek puan eğitime, ikinci puan aidat ödenmesine, üçüncü puan parti etkinliklerine katılmalarına, son sırada ise kıdem olması önerildi. Böylece, belli puanı elde edenler önseçimde oy kullanabilecek, belli puanı alanlar da aday olma hakkından yararlanacaktı.

BU HALİYLE OLMAMALI

Siyasette çok deneyimli isimlerden olan Murat Karayalçın’ın, önseçimle ilgili kaygısı da bazı üyelerin sırf önseçim için partiye kayıtlarının yapıldığıdır. Partinin hiçbir etkinliğine katılmayacak, aidat ödemeyecek, partide bir geçmişi olmayacak ama gelip aday olacak ya da oy kullanacak. Murat Karayalçın, önseçimle ilgili kaygısını şöyle anlattı:

“Bazı üyeler, önseçim olasılığına karşı ihtiyaten üye yapılıyor. Hiçbir etkinlikte olmayan bu kişiler, önseçim yapılacağı zaman uyandırılıyor, kozadan çıkan kelebekler gibi önseçime götürülüyor. Böyle olmaz. Açıkçası bu yapı işe yaramıyor. 2014 yılında, İstanbul’da adayların önseçimle belirlenmesini istemiştim. Bu konuda ısrarlı oldum. Önseçim yapıldı. Şu ortaya çıktı ki önseçimin işleyebilmesi için üye yapısının sağlamlaştırılması ve belli kriterlerin oturtulması gerekiyor. Bugün o altyapı yok.”

Aday belirlenmesinde, referandumda “hayır” oyu kullanmış CHP dışındaki siyasi partilerin de tercih edeceği ya da karşı olmayacağı isimlerin aday gösterilmesini öneren Karayalçın, değişik kesimlerin görüşlerinin alınmasının da önemine işaret ediyor.

Aday gösterilmeyeceğini bilen bazı isimler, önseçim yapılması konusunda hayli ısrarcı. Böylece, aday gösterilmemesi ve seçimin kaybedilmesi durumunda “Ben söylemiştim” diyebilecekler. Önseçim tamam ama altyapısı oluşturulmadan yapılacak önseçimin yararlı olacağına inanılmıyor.

Diğer siyasi partiler hangi yöntemle adayını belirlerse belirlesin bu konuyu kimse yazmaz, konuşmaz. Ama aynı kesimlerin CHP için yazacakları, söyleyecekleri hiç bitmez. Açıkçası CHP’yi CHP’lilere bırakmadan herkes partiyi kendince kurtarmaya çalışıyor.