Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin İş Bankası’ndaki hisselerinin Hazine’ye geçmesi gerektiğini söyledi. Bu açıklamanın ardından “CHP’nin hisselerine el konulacak” yorumları yapıldı. Aslında bu konu ısıtılıp ısıtılıp gündeme getiriliyor. Duyan da, İş Bankası hisselerinden CHP’nin kasasına milyonlarca liranın girdiğini sanıyor.

Bankadaki CHP hisseleri 37 yıl önce Hazine’ye geçmişti. CHP sözcüsü, Atatürk hisselerinin yönetiminin, mahkeme kararıyla CHP tarafından geri alındığını açıklasa da bu doğru değil. Yöneticilerin açıklama yaparken doğru bilgi edinmeleri, dosyaları incelemeleri ya da CHP hafızasına sahip eski yöneticilerle konuşması gerekirdi. 1974’den 1980 darbesine kadar CHP Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulunan, eski bakanlardan Erol Tuncer’i dinlemiş olsalardı belki bu hata yapılmazdı.

GERÇEK DURUM ŞÖYLE

CHP’nin İş Bankası ile ilişkileri çokça spekülasyona konu oluyor. Bu konudaki en yanlış bilgi CHP’nin, İş Bankası’na ortak olduğudur. Gelin gerçeği öğrenelim: Atatürk, vasiyetinde İş Bankası’ndaki hisselerinin, CHP tarafından yönetilmesini belirtmiştir. Hisselerle ilgili oluşan gelirler Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu arasında paylaştırılıyor. Dolayısıyla CHP’nin bu hisselerden herhangi bir kazancı yok. CHP, bu hisselerden ötürü bankaya sadece yönetim kurulu üyesi atayabiliyor.

Bu üyeler, genel kurulda Atatürk adına oy kullanırlar. Bir genel kurulda Atatürk’ün hisseleri adına oy kullanan siyasetçi, “Doğrusu çok heyecanlanmıştım. O anı hiç unutamam” diyor.

HİSSELER NASIL ALINDI?

CHP’nin bazı yöneticileri, İş Bankası hisselerinin mahkeme kararıyla CHP tarafından alındığını açıklasa da, gerçek durum öyle değil. Bunu, sancılı yıllarda CHP yönetiminde etkili görevlerde bulunan Erol Tuncer’den dinliyorum:

12 Eylül 1980 askeri yönetimi, 16 Ekim 1981 yılında çıkardığı 2533 sayılı kanunla, o dönem faaliyette bulunan 17 siyasi parti ile birlikte CHP’yi de kapattı. Parti kapatılınca, Atatürk’ün İş Bankası’ndaki hisselerinin yönetimi Hazine’ye bırakıldı. Kapatılmış olan partilerin yeniden açılmasına olanak veren 19 Haziran 1992 tarih ve 3821 sayılı kanunun çıkarılması öyle kolay olmadı. CHP’nin 1979 yılı kurultayında seçilmiş olan yönetim kurulunun büyük emeği vardır. Kurulun sözcüsü ve eşgüdüm sorumlusu da bendim.”

9 Eylül 1992’de toplanan CHP kurultayı, partinin yeniden açılmasına karar verince, Atatürk hisselerinin yönetimi de Hazine’den alınıp yeniden CHP’ye geçmiş oldu. Yani, bu hisselerin alınması için mahkeme kararı yok, kanunla bunların iadesi gerçekleştirilmiş oldu.

CHP’DE ŞİKAYET KONUSU

İş Bankası’nın güçlü bir kurum kültürü var. Banka, dışarıdan müdahalelere açık değil. O dönemde de yöneticiler, bankanın kurallarından taviz vermiyorlardı. O yüzden, CHP’liler zaman zaman işe alma, personelin yer değiştirmesi gibi isteklerde bulunuyorlardı. Ancak bunların çoğu yanıtsız kalıyordu. Bu durum parti il, ilçe örgütleriyle, genel merkezde sıkıntıya yol açıyordu. Bir görüşe göre İş Bankası, CHP’nin görevlendirdiği yönetim kurulu üyelerini etkisi altına alıyor, CHP’li üyeleri etkisiz kalıyordu.

Bir gün durumdan dert yanan dönemin CHP Genel Sekreteri Mustafa Üstündağ’a, yardımcısı Erol Tuncer şunları söyledi:

“Kurum kültürü güçlü olan bir başka yerden, Karayolları Genel Müdürlüğü’nden geliyorum. O nedenle, İş Bankası’nı gayet iyi anlıyorum. Kendi kurallarını, bizim isteklerimizden önde tutuğu için bankayı eleştirmemiz değil, kutlamamız gerekiyor. Keşke ülkedeki bütün kurumlar öyle olabilse.”

CHP-banka ilişkisi işte bu durumda. CHP’nin, bankanın ortağı olduğunu sanıyorsanız yanılırsınız.

Eren Erdem yargı önünde

CHP’nin önceki dönem milletvekili Eren Erdem, 80 günlük tutukluluktan sonra Çağlayan Adliyesi’nde 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez yargı önüne çıkıyor. Milletvekili olduğu dönemde tutuklu gazetecileri, milletvekillerini yalnız bırakmayan Eren Erdem, kendisinin yalnız bırakılmamasını diliyor.
Savunmasının önemli bölümünü 2009’dan bu yana yazdığı kitaplar, televizyon konuşmalarından alıntılar oluşturuyor. Hakkındaki suçlamayı hazmedemiyor. Savunmayı da video makale ve kitaplar üzerine kuruyor. Avukatı Onur Cingil, hukuki açıdan umutlu olduğunu belirtiyor.
Eren Erdem, FETÖ’ye üye olmamakla birlikte eylem ve söylemlerinde FETÖ’ye yardımcı olmakla suçlanıyor. Hakkındaki suçlamalar da gizli tanık ifadesine dayanıyor. Erdem bu kişiyi deşifre ettiği için de yargılanıyor.

NOT: Duruşması başka bir dava ile birleştirilince Erdem, duruşmaya çıkamadı.

plusbanner2x