Milli Eğitim Bakanlığı, en az 5 yıl ve  2017-2018 eğitim öğretim yılında çalışmış, 540 gün sigorta primi ödemiş sözleşmeli öğretmenlerden 5 binini kadrolu öğretmen olarak atayacak. Ama, seçim mülakatla olacak. Yani “Adrese teslim öğretmenlik” planı yapılmış. Geçen eğitim öğretim yılında ücretli öğretmen sayısı 63 bin 829’du. Bunların 27 bin 409’u eğitim fakültesi mezunu, 27 bin 936’sı eğitim fakültesi dışındaki fakültelerden, 8 bin 484’ü ise önlisans mezunu. Türkiye’de öğretmen olarak atanabilme koşullarını karşılayanların sayısı bir milyona yaklaşmışken 8 bin 484 kişinin önlisans mezunu olarak ücretli öğretmenlik yapıyor olması izah edilebilir bir durum değil.

ATATÜRKÇÜLÜK’TEN UZAKLAŞILIYOR

Öğretmeni, müfettişi, yöneticisi mutsuz bir sistemin içinde ,öğrencinin sınav sisteminin bile sağlıklı belirlenemediği bir ortamda, belirsizlikleri yaşayan ailelerin durumunu da varın siz hesaplayın. Devlet okulunun içinde dini bir vakıf ana sınıfı açıyor. Devletin elektriğini, suyunu kullanıyor, hiçbir ücret ödemiyor. Üstelik de velilerden her ay 600 bin lira alınıyor.

Okullarda denetim olmadığı için Atatürkçülük’ten hızla uzaklaşılıyor. Uzağa gitmeye gerek yok, Ankara’da bazı okulların sınıflarında Atatürk’ün fotoğrafı da, Gençliğe Hitabesi de indirilmiş durumda. Yerlerine başka fotoğraf mı konulmuş? Evet öyle... Fetullahçı okullar kapatıldı ama onların yerini bu kez başka tarikat ve cemaatler doldurmaya başladı.

Bir bakanın yaptığı, kamuoyuna “reform” diye yutturuluyor. Bakan değiştiğinde, “Reform” diye getirilen sistem kaldırıldığında da “Reform” deniliyor. Sınav sistemini belirlemekte bile kararsızlık yaşayan, ders kitaplarından Atatürk’ü çıkaran, dini ağırlıklı müfredata yönelen bakanlığın hedefinde, bütün okulları imam hatipleştirmek olduğu da biliniyor.

EĞİTİM DEĞERLENDİRME RAPORU

Eğitim alanında faaliyet gösteren en köklü sivil toplum kuruluşu olan, Genel Başkanlığını Selçuk Pehlivanoğlu’nun yaptığı Türk Eğitim Derneği’nin (TED) düşünce kuruluşu tarafından Değerlendirme Raporu hazırlandı. O rapordan alıntıladığımız birkaç konu başlığından aktaralım:

- Eğitim hedeflerinin gerçekleştirilmesi için mevcut bütçe kaynakları yetersiz.
- Eğitim yöneticiliği ve denetçiliği konularında “mülakatlar ve seçme işlemi” ile ilgili tartışmalar uzun vadeli ve okullarda öğrenme üzerinde pozitif etki yaratacak çözümlere odaklanmayı engelliyor.
- Eğitimde kalitenin geliştirilmesine yönelik çabalar okul düzeyinde karşılık bulmuyor.

SİYASİ SÖYLEMLER

- Geçen yıl yenilenen öğretim programlarına ilişkin düzenlemeler, yapılan değerlendirmeler ve sunulan önerilerde çoğunlukla siyasi/ideolojik söylemler öne çıktı.
- Öğretmenlerin öğretim materyalleri ve içerikleri konusunda bağımlılığı ile öğretim programlarında sadeleştirme argümanı çelişiyor.
- Öğretmen Strateji Belgesi çerçevesinde ilk uygulamalar sorunlu başladı.
- Destekleme ve yetiştirme kursları amacından uzaklaşarak sınava hazırlık çalışmalarına dönüştü.
- Öğretmen yerleştirme alanında nitelikle ilgili kaygılar ve arz-talep dengesizliği devam ediyor. Pek çok üst politika belgesi öğretmen niteliği ile ilgili ciddi boyutta sorun olduğu varsayımına dayanıyor.
- Uluslararası araştırmaların sonuçları sürdürülebilir ve nitelikli kalkınma için temel yeterliliklerin geliştirilmesinin Türkiye için bir ulusal güvenlik meselesi olduğunu gösteriyor.

- Okul öncesi eğitimde okullaşma oranı hedefleri ile insan kaynakları, fiziki altyapı ve bütçe planlaması verileri uyumlu gözükmüyor.

ODAKTA SINAVLAR VAR

- Ortaokullarda 5.sınıf yabancı dil ağırlıklı eğitim uygulamasının pilot çalışması sorunlu başladı.
- Program ve ders saatlerinde yeni düzenlemeler yapıldı. Açık öğretim liseleri, örgün eğitim yanında bir seçenek olmaya devam ediyor.
- Mesleki ve teknik eğitimde teorik eğitim derslerinde yüz yüze eğitim zorunluluğu bulunmaması temel becerilerin geliştirilmesi açısından sorun oluşturuyor.
- Son yıllarda ortaöğretime ve yükseköğretime geçiş sınavlarına ilişkin tartışmalar ve düzenlemeler sınavların eğitim gündeminin odağına yerleşmesine neden oldu.
- 2017 yılında etüt eğitim merkezlerinin kapatılması veya sosyal etkinlik merkezlerinin açılması gibi okul dışı destek eğitimine dair düzenlemeler, sınav sisteminin mevcut koşullarını koruması durumunda içeriksel ve yapısal bir dönüşüm yaratması mümkün görünmüyor.

Ülkemizin saygın, alanında en etkili derneği tarafından hazırlattırılan değerlendirme raporundan alınacak çok dersler var.