Yargıtay’ın kuruluşunun 150. yıl dönümü; sempozyum, yeni hizmet binasının temelinin atılması ve bu akşam da “onur gecesi”yle kutlanacak. Fetullahçı yapıların yargıyı ele geçirme planı ve kumpaslarına yıllarca seyirci kalındı. Bugün 4 bin 500 civarında hakim, savcı Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu oldukları gerekçesiyle meslekten atıldı, kimisi tutuklandı. Yargılamaları devam edenler olduğu gibi, hâlâ iddianameleri hazırlanmayan da tutuklu yüzlerce eski yargı mensubu bulunuyor.

Yargıdaki bu büyük boşalmadan sonra bugün hakim ve savcıların yüzde 47’si iki-üç yıllık yargı mensuplarından oluşuyor. Terör örgütü bağlantısı nedeniyle bu kadar hakim ve savcının tutuklanması, meslekten çıkarılmasını batılılar da hukukçular da anlamakta güçlük çekiyor. Çünkü, olayın siyasi ayağını gündeme getiremiyorlar.

İsmail Rüştü Cirit, Yargıtay’ın 150. kuruluş yıldönümünde Ankara’daki medya temsilcilerine yargının sorunlarını anlattı. İsmail Rüştü Cirit, Yargıtay’ın 150. kuruluş yıldönümünde Ankara’daki medya temsilcilerine yargının sorunlarını anlattı.


YANLI VE KÖTÜ NİYETLİ HABERLER

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, 8 Aralık 2017’de Yargıtay Büyük Genel Kurulu tarafından kabul edilen “Etik İlkeler” oluşturduklarını belirtiyor ve bundan sonra da “Şeffaflık Bileşeni” kapsamında Yargıtay ile medya arasındaki ilişkileri gözden geçireceklerini kaydediyor. Cirit davalarla ilgili haberlere bakışlarını da şöyle açıklıyor:

“İstanbul bildirgesinde, hangi davaların kamunun dikkatine getirileceğine ve haberin nasıl duyurulacağına karar verme özgürlüğü ve adalet sisteminin örgütlenme ve işleyişini eleştirme hakkının basına ait olduğu belirtiliyor. Diğer taraftan, davalar hakkında yanlış veya sansasyonel haberlerden yargı sistemi iyi etkilenmiyor. Bazen, yanlı veya kötü niyetli haberler yapılması halkın yargıya olan güvenini olumsuz etkileyebiliyor.”

ETKİLEYECEK YORUMDAN KAÇININ

Cirit, Yargıtay etik ilkelerinin hem yargı mensupları hem de görev gereği iletişim içinde oldukları kişiler bakımından bir “Mesleki davranış kılavuzu” özelliğini taşıdığını belirtiyor ve şöyle devam ediyor:

“Etik ilkeler, önümüzde olan ya da önümüze gelmesi muhtemel olan davaların süreçlerinin adil olma niteliğini veya sonuçları etkileyecek yorumlardan kaçınmamız gerektiğini düzenliyor. Hâkimlerin siyasi niteliğe bürünmüş, çekişmeli tartışmalara aleni olarak katılmaktan ve görüş bildirmekten kaçınmalarını öngörüyor. ‘Hakim, esas olarak verdiği hüküm ile konuşur’ şeklinde bir düzenlememiz var. Buna benzer mesleki davranış kuralları da mevcut. Bunlara uymak bizlere düşen bir yükümlülük. Yargıtay mensupları olarak, bu konuda kendimizi eğittiğimiz gibi, basın mensupları da dahil olmak üzere, toplumda bu konuda bir bilinç oluşturmamız da gerekiyor.”

BAŞKANA GÖRE BAĞIMSIZLIK DURUMU

Türkiye’de yargının bağımsız ve tarafsız olmadığı sıkça dile getiriliyor. Yargıtay Başkanı Cirit, bu önemli konu hakkında şunları söylüyor:

“Yargı bağımsızlığı önem verdiğimiz bir durumdur. Ne bizlere ne de dairelerimize herhangi bir telkin, talimat, herhangi bir talep şu ana kadar gelmemiştir. Yargı bağımsızlığının olmadığı ifade edilmekte  bu olgu üzerinden eleştirilmekteyiz. Ben de Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve en son anayasa değişikliği yargı tarafsızlığının en iyi şekilde yapıldığını görmekteyim. Bunun aksini iddia edenlere de bunu ispatlamalarını söylüyorum. Ben 3 yılıdır Yargıtay başkanıyım, ondan önce uzun yıllar ağır ceza mahkemesi başkanlığı, Yargıtay üyeliği, daire başkanlığı yaptım. Bu süre içerisinde bize herhangi bir telkin talimat gelmemiştir.”

“HAKİM, HERKÜL GİBİ GÜÇLÜ OLMALI”

Cirit, gittiği ülkelerde de “Yargı bağımsızlığı konusunda herhangi bir sıkıntımızın olmadığını” ifade ettiğini belirtiyor ve açıklamasını şöyle sürdürüyor:

“Türkiye’de yargı bağımsız ve tarafsızdır. Hiçbir merciden talimat ve emir alamaz. Hakimler, güç odaklarına karşı Herkül gibi güçlü olmalıdır. ‘Güç odağı’ derken bunun siyaseti de var, ekonomik bakımdan güçlü olanı da,  yeraltı dünyasına, birçok baskı grubuna karşı bağımsızlığını ifade ediyorum.”

O YARGILAMALAR YENİLENİR Mİ?

FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle meslekten atılan, tutuklanan hakimlerin verdikleri kararların yenilenip yenilenmeyeceği de sıkça gündeme getiriliyor. Bu konuda Yargıtay Başkanı şunları söyledi:

“Bunların verdiği kararlarla ilgili bize binlerce dilekçe geldi. Gerçekten bunlardan bazılarında insanların üzerine çöküp ellerinden paralarını aldıkları, oradaki küçük ilçelerdeki davaların da buraya kadar geldiğini, takip edildiğini ve istedikleri sonuçları aldığını maalesef gördük. Onun için yargıya güven düştü. Yargılamanın yenilenmesi müessesi vardır.  Çok sancılı bir süreç. Şu anda biz zararın faturası nedir, zarar nerdedir diye bakıyoruz. Türkiye’de belli bir mücadele yürütülüyor ama yurtdışına gittiğimizde karşımıza hep bunlar çıkıyor. Kamu diplomasisi ile birlikte bunların önüne geçmemiz gerekir diye düşünüyorum.”

“ABD’DE YARGI BAĞIMSIZ DEĞİL”

Ülkemizde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan ve ABD’den ülkemize iadesini istediğimiz Fetullah Gülen’in durumu sorulduğunda, Yargıtay Başkanı Cirit’in cevabı şöyle oldu:

“Bir sürü suçlar işleyen bu örgüt başının iade edilmemiş olması olayın çok farklı boyutları olduğunu göstermektedir. Ama diyorlar ki ‘ABD’de yargı bağımsız.’ ABD’de yargı bağımsız değil.”

“FETÖ DAVALARI SULANDIRILMAMALI”

Devam eden FETÖ davalarında bazı kişilerin menfaat sağladığına ilişkin yaygın iddialar hatırlatıldı. Kendilerinin de kulağına bu tür iddialar geldiğini kaydeden Cirit şöyle devam etti:

“Bunlar söylenti mi, yoksa olgu mu bunlar değerlendirildikten sonra bir bir sonuç çıkarılabilir. FETÖ ile mücadele yapabilmeniz için bunun sulandırılmaması gerekir. Sulandırma konusunda değişik Saiklerle, faktörlerle olayın asıl ele başısının  dışarıda olması, olayda çok daha geride olan  belki sadece birkaç toplantısına katılmış olanların içerde olması tabi bir zafiyet meydana getirebilir.”

SORUNUN MUHATABI HSK’DIR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında hakimlerin baskı altında tutulduğuna ilişkin bir belge göstermişti. Başkana bu hatırlatıldı. Cirit şöyle dedi:.

“Kılıçdaroğlu’nun sözlerini basından öğrendim. Buna bir anlam veremedim. Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekilimiz Sayın Mehmet Yılmaz’a meseleyi sordum. Tabi o iddianın muhatabı ben değil, HSK Başkanıdır. HSK Başkanı, hakim ve savcıların teminatı, onların yargılamalarının teminatı için böyle düşündüklerini söyledi.”

Şeffaf kimliğiyle tanıdığımız HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz, bu önemli iddia konusunda sessiz kalmamalı ve gerekçeleriyle Kılıçdaroğlu’nun iddiasını cevaplandırmalıdır. Ana muhalefet partisinin genel başkanının yargıya bakışı böyleyse, varın gerisini siz hesaplayın…

GELELİM SEÇİM YASASINA

Seçim Yasa Teklifi’nde hukuka aykırı bir şey bulunup bulunmadığına ilişkin soruya Yargıtay Başkanı şu cevabı verdi:

“Uzun yıllar seçim hakimliği yaptım. Yargı etik ilkemize göre, hakimlerin siyasi nitelikte çekişmelere, tartışmalara aleni olarak katılmaktan ve görüş bildirmekten kaçınmalarını öngörüyoruz. 150 yıllık bir Yargıtay, Yüksek Seçim Kurulu’nu ulu orta  tartışma  ortamına çekip de bunların yıpratılmasını da doğru bulmuyorum.”

Günümüzde bazı olayların hakim önüne çıkmadan arabuluculuk ve uzlaşma yoluyla çözümlenmesine de büyük ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. Yoksa, yargı bu yükün altında ezilmeye devam eder.