Okuma-yazma oranı bir dönem yüzde 96’ya çıkmıştı. “Niçin daha yüksek değil” diye yöneticiler eleştirilirdi. Bugün oran giderek düşüyor. Zorunlu eğitimin 8 yıldan 4 yıla indirilmesi, ilkokulu bitirenin ortaokula gitmemesinden kaynaklanan önemli sorunlar da var. Bunun en büyük mağduru da daha çok kızlar oluyor.

Okullar “Nitelikli”, “Niteliksiz” diye ayrıldı. Öğrenci “Niteliksiz” denilen liseye gideceğine bu kez açık liseyi tercih ediyor. Okula gitme gibi zorunlulukları olmadığı için bu öğrencilerin çoğu sokakta. Bazı illerde, “Nitelikli” denilen Anadolu lisesi kalmadı. Çünkü bunların tamamı imam hatip lisesi yapıldı.

SORUMLULAR YERİNDE

İstanbul Milli Eğitim eski Müdürü Muammer Yıldız, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’ne atandı. Mustafa Safran’ın bakan yardımcılığına atanacağını duyurmuştuk. O da gerçekleşti. Önümüzdeki günlerde değişiklikler devam edecek.

Klasik liselerin tabelasına “Anadolu” eklenmesinin, köklü liselerin imam hatibe dönüştürülmesinin öncüsü olan ve bunu da “Reform” diye tanıtan, sınav kargaşasının sorumlularından Ortaöğretim Genel Müdürü Ercan Türk koltuğunu koruyor. O günlerde sistemi övenler, bugün “Ayy, ne rezalet bir sistemmiş” diyor.

İmam hatip liselerine “meslek lisesi” deseniz meslek lisesi değil. Doğrusu meslek lisesi olması. Ancak ders programlarına, kitaplarına bakınca yüzde 50 meslek, yüzde 50 kültür dersleri var. Üniversite sınavında başarılı olsun diye meslek derslerinden kısıntı yapılıyor, kültür derslerine ağırlık veriliyor. Açıkçası mesleğini de tam öğrenemiyor, üniversite sınavında da başarılı olamıyor. O yüzden “İki arada bir derede kaldı” deniliyor. Ülkeyi yönetenler de ayrıcalığın ülkeye, eğitime bir yararı olmadığını gördü.

Anıtkabir’in karşısında bulunan Alpaslan İlköğretim Okulu’nu alıp imam hatip lisesine çevirmişlerdi.  Ankara’nın en merkezi yerinde olan, öğrencilerine her türlü destek verilen imam hatip lisesinde bugün 500 öğrenci bile yok. Bakanlık bir taraftan okullarda tekli öğretime geçeceğini açıklıyor ama bazı okullar ikili öğretimde bile zorlanıyor.

YEMEK, BURS BİZDEN…

Sinop’un bir ilçesinde yaşanan olayın benzeri birçok il ve ilçede yaşanıyor. O ilçede çok programlı lise var. Bu lise bünyesinde Anadolu imam hatip ve meslek lisesinin sınıfları da bulunuyor.

İlçedeki ortaokul öğrencilerinden sadece biri imam hatip lisesini tercih etmiş. Ne yapsın müftülük, kendilerine gelen sözlü emir doğrultusunda imamları “öğrenci bulmaları” için görevlendirmiş. Şimdi, imamlar köy köy dolaşıyor, “Çocuğunuzun kaydını imam hatibe yaptırın” diyorlar. Tabii bu kuru sözle de olmuyor. Çocuklarının elbise, yemek, ulaşım masraflarının karşılanacağı, karşılıksız burs verileceği de söyleniyor. İşte, çocukları bu şekilde okullara çekmeye, anne-babalardan bu yolla çocuklarını almaya çalışıyorlar.

İŞTE BÖYLE SEÇİLİYOR

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “profesyonel okul yöneticiliği”nden söz etti, özellikle hükümete yakınlığıyla bilinen öğretmen sendikası ayağa kalktı. Bakan, bunun “okul yönetiminde görev alan eğitim kökenli yöneticilerin yöneticilikte uzmanlaşması” anlamına geldiğini açıkladı.

Boş okul yöneticiliklerine atama için nisan ayında illerde adaylar mülakata alındı. Sonuçların seçimden 2 gün sonra açıklanacağı duyuruldu. Komisyonlar puan vermedi, adaylar mülakata alındı gibi gösterildi. 26 Haziran’dan sonraki süreçt EK-2 denilen bir puan ile mülakat puanının ortalaması yerleştirme puanı olarak hesaplanıyor normalde. EK-2 puanı öğretmenlerin hizmet yılından aldığı ödüllere, öğrenim farklılıklarına göre hesaplanan bir puan. Ancak çok işe yaramıyor. Sistem şöyle işliyor:
1- Önce tüm adayların EK-2 puanı hesaplanır.
2- Sendikanın ve siyasilerin aracı olduğu kişilerin listesi yapılır. Bu listedeki kişilerin, tercih başvurusu alınmadan atanacakları okullar seçilir.
3- Bu kişilere, yapılmış olan mülakatta komisyonun doldurmadan imzalayıp verdiği formlarda 100 puan masa başında verilir ve puanları ortaya çıkmış olur. Bu iki puan toplanıp ortalaması alınır.
4- Örneğin mülakat 80 , EK-2’de 20,5 olmak üzere toplamı 100,5 puanın, aritmetik ortalaması 50,25. Bu, okul tercihinde kullanılacak olan puandır. “Torpilli” adayların puanları zaten hesaplandığı için bunların  yerleştirme puanlarını geçemeyecek şekilde diğer adaylara mülakat puanları verilir.
5- EK-2 puanı düşük olduğu için 100 mülakat puanı verilenlerin bile atanamadığı durumlar yaşanıyor.
Okul müdürü olacaklar belirlendi. Ancak, kimin kaç puanla yönetici olarak atandığını bilen yok. Bilinen, kazananların tamamına yakınının aynı sendikanın üyeleri olduğudur...

plusbanner2x