Siyasi partilerde, milletvekili adaylarının belirlenmesi sürecine girilmesiyle siyaset iyice ısındı. Aday olabilmek, hele seçilecek sırada yer alabilmek için kıran kırana bir mücadele sürüyor. Parlamento dengesinin değişmesi halinde, en çok üzerinde durulacak ve gündeme getirilecek konu ise yolsuzluk iddiaları olacak.
Gerek mülkiye müfettişliği, gerekse Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu üyeliği döneminde Recep Sanal büyük yolsuzlukları ortaya çıkardı. O şimdi kurucuları arasında bulunduğu İYİ Parti’nin, Ankara’da Yozgatlı seçmenlerin yoğunlaştığı 3. bölgeden aday adayı.

“BEKA” DEĞİL, “ZEKA” SORUNU

Recep Sanal, kendi çapında devletin hep daha iyi yönetilmesi için çırpındı. Ama günümüzde her şeyin “kötüye gittiğine” inanıyor ve şunları anlatıyor:
“Bugün ülkemizin beka sorunuyla karşı karşıya kalmasının temel sebebi, 15 yıldır ülkeyi yönetenlerdeki zeka sorunudur. İçeride huzursuz, dışarıda itibarsız hale gelmemizin baş sorumluları; yağcı siyasetçiler ile yalaka medyanın şımarttıklarıdır.”
Yoksullukla mücadele edebilmek için önce yolsuzlukla mücadele etmek gerekir. Yolsuzlukla mücadele avcısı Recep Sanal, “Yüce dinimiz bir yana, yeryüzündeki hiçbir inanç sisteminin kabul etmeyeceği tarzda inanç sömürüsü yaparak, kul hakkını besmeleyle çalan besmelesizlerin önü kesilmediği takdirde, üstümüzdeki vergi yükü de artacaktır” diyor.

PEKİ NELER YAPILMALI?

Yolsuzlukla mücadele bir süreçtir. Buna önce lider, partinin yönetim karoları inanmalı ve nihayet seçilecek milletvekilleri inanmalı. Devletin yeniden yapılandırılması ve yolsuzluklarla mücadele konusunda neler yapılması gerektiğini Sanal şöyle sıraladı:
- Devletin kurumlarını, yolsuzluk üretmeyecek tarzda yeniden yapılandırmak.
- Devlet hazinesini pis ilişkilere dayalı kirli ihalelerle soyan organize çetelerden ve yetim hakkı yiyen ahlaksız yöneticilerden hesap sormak.
- Devleti yönetenlerin sütüne teslim edilen örtülü ödenek hesaplarının istismarını önleyecek tedbirler almak.
- Parlamentoda yolsuzlukla mücadele komisyonu oluşturarak devlet harcamaları üzerindeki yasama denetimini güçlendirmek.
- Hükümet içerisinde yolsuzlukla mücadeleyi üstlenecek güçlü bir kurumsal yapı oluşturulmasına katkı sağlamak.
- Yargı bünyesinde yolsuzlukla etkili mücadeleyi sağlayacak bir sistem geliştirmek.
- Son 15 yılda iyice itibarsızlaştırılan kamu denetim birimlerini devlet hayatına yeniden katmak.
- Ülkemizde bilgelik ve dürüstlüğün yeniden değer kazanması için ilköğretim çağından itibaren çocuklarımızın daha iyi eğitilmesine yönelik çalışmalar yapmak.
Geçmişten günümüze görebildiğimiz kadarıyla bilgili, dürüst ve çalışkan insanlar siyasetten genellikle dışlandı. Dileriz, buna son verilir.

FETÖ MAĞDURLARI AKŞENER’İN YANINDA

Söz adaylardan açılmışken, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi eski Başkanı Osman Kaçmaz Antalya’dan aday adayı. Kaçmaz, yıllarca FETÖ ile mücadele etti ve etmeye bu kez avukat olarak da devam ediyor. FETÖ mağduru gazeteci yazar Vedat Yenerer bir yıl cezaevinde yattı şimdi İstanbul'dan aday. Kardak kayalıklarına bayrağımızı diken Ergenekon tutuklusu Emekli Albay Ali Türkşen İstanbul’dan, Balyoz’dan uzun süre tutuklu kalan “Yörük Ali” olarak bilinen emekli General Ali Aydın Adana’dan aday adayı. 15 Temmuz FETÖ darbe girişimine direnen ve gazi olan Emniyet mensubu Fatih Eryılmaz da ilk günden beri Akşener’in yanında.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e “FETÖ”yü bulaştırmaya çalışanlar, FETÖ mağdurlarının bu partide toplandığını da görmeli. Peki, Akşener, nasıl FETÖ’cü oluyor? FETÖ’cülüğü, FETÖ mağdurlarının toplandığı partinin genel başkanı olması mı?
Yıllarca PKK ile mücadele eden Genelkurmay Başkanlığı Asayiş Dairesi Şube Müdürü emekli Albay Ünal Atabay Kocaeli’den, gerek FETÖ gerekse PKK’nın iç yüzünü bir bilim insanı olarak ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Çakmak Ankara’dan, yazılarıyla, konuşmalarıyla FETÖ ve PKK’ya karşı mücadeleleri bilinen gazeteci-yazarlardan Orhan Uğuroğlu Ankara’dan, Feyzi Hepşenkal İzmir’den, Mardinli ünlü işadamı Metin Ateş de İstanbul’dan İYİ Parti’nin aday adayları arasında. Akşener de adaylar açıklandıktan sonra ilk mitingini Antalya’da yapacak.

İKİNCİ DENİZ BAYKAL

CHP’de de bir sürpriz var. Ergenekon davasında eski rektör Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran’ın avukatlığını yapan, gazeteciliğin her alanında görev yapmış kıymetli meslektaşımız, “Tutuklu CHP Milletvekili” arkadaşımız Enis Berberoğlu’nu duruşmalarında yalnız bırakmayan avukat Deniz Baykal da CHP’nin Bursa aday adayları arasında yer alıyor. Eğer, avukat Deniz Baykal’da seçilirse, CHP’nin parlamentoda iki Deniz Baykal’ı olacak.

sozcu-banner-1