Mudanya ve Muğla’da meydana gelen orman yangınlarında can kaybı yaşanmadı ama yangınların turizm alanlarında olması, bunların yerleşim yerlerine yakınlıkları Yunanistan’da 100 kişinin ölümüyle sonuçlanan büyük yangınla benzerlikler gösterdi. Yangınların imar affıyla bağlantılı olabileceği kuşkusunu,Türkiye Ormancılar Derneği dile getirdi. İstanbul’da orman alanlarına inşaatlar yapıldığı ve bazı muhtarlar tarafından bu inşaatlara yapı kayıt belgesi verildiği de anlaşıldı.

Orman Yasası 1956 yılında çıkarıldı. O tarihten, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılına kadar yasa 14 kez değiştirildi. AKP döneminde ise tam 18 değişiklik yapıldı. Uzmanlara göre bunların çoğu da rant amaçlı.

114 ORMANCI ŞEHİT

Ülkemizde özellikle Hatay ilimizden başlayıp Akdeniz ve Ege sahil bölgelerinden İstanbul’a kadar uzanan kıyı bandı orman yangınları için riskli bölgeyi oluşturuyor. Yaklaşık 12.5 milyon hektarlık orman alanı yangına çok hassas olan bu bölgelerde bulunuyor. Uluslararası verilere göre, orman yangınlarıyla mücadelede aynı iklim kuşağında bulunan Portekiz, İspanya, Fransa, İtalya ve Yunanistan’a göre daha iyi durumdayız. Bu da kolay olmuyor. Yangınlarla mücadele ederken bugüne kadar 114 şehit verilmiş.

Ülkemizde 22.3 milyon hektar ormanlık alandan, son 10 yılın uluslararası verilerine göre her yıl 9 bin hektarı kül oluyor. Son üç yılda ekim ve dikim yoluyla 33 milyon adet fidanın toprakla buluşturulduğu belirtiliyor. Evet, ekiliyor, dikiliyor ama bunların kaçının tuttuğu önemli. Bakıyorsunuz dikim alanında fidan değil, sadece tabela kalmış...

Sevindirici bilgiler de var. Örneğin yangına hassas orman alanlarında, yangına ilk müdahale süresi 15 dakikanın altına indirilmiş. 11 bin 507 yangın işçisi, 3 bini teknik ve 5 bini diğerlerinden olmak üzere 19 bin 507 personel görev yapıyor. Orman yangınlarının belirlenmesi, müdahale ekiplerine bildirilmesi için 776 adet kuleden ormanlar 24 saat gözetleniyor. Yangınların uzaktan algılanması ve otomatik yangın bulma sistemi olarak 122 gözetleme kulesinde 244 kamera kullanılıyor. 6 helikopter, 5 adet uçak, 24 adet su atar helikopter, 1052 adet arazöz olmak üzere 2402 araç ve iş makinesi bulunuyor.

ORMAN KÖYLÜSÜ ÇIKARILDI

Emekli Orman Genel Müdürü Cahit Nâsırlı da Akdeniz iklim kuşağında bulunan İspanya, İtalya, Yunanistan ve ülkemizde orman yangınları çıkmasının kaçınılmaz olduğunu, yangınların sıfıra indirilmesinin de mümkün olmadığını belirtiyor. Nâsırlı, “Önemli olan yangın sayısı ve yanan alanları en aza indirmektir. Bu arada yangına müdahale zamanı önemlidir. Ne kadar erken müdahale edilirse yangın  büyümeden kısa sürede söndürülür. Zamanın karesi ile doğru orantılıdır” diyor.

Orman Genel Müdürlüğü, ülkemizdeki 3 büyük genel müdürlükten biri. En ücra orman köyünü de içine  alacak biçimde Orman İşletme Şefliği, Orman İşletme Müdürlüğü, Orman Bölge Müdürlüğü olarak örgütlenmiş. Daha da önemlisi orman köylerinde yaşayan vatandaşlardan yaşları 18-55 olanların orman yangınları ile mücadeleye katılması zorunluydu. Ancak, çıkarılan torba yasaların içine konulan değişiklikle bu zorunluluk kaldırıldı. Yalnız o değil, orman köylüsünün ormandan yararlanma hakları da artık yok. Nasırlı da bu durumun, orman yangınları ile mücadeleyi olumsuz yönde etkileyeceğini belirtiyor.

YOKSA KAPATILACAK MI?

Ülkemizin beşte birini koruyan, her türlü ormancılık çalışmasını yürüten, orman köylüleri ile ilişkileri düzenleyen, bozuk orman alanlarını ıslah eden, ağaçlandırma çalışmalarını gerçekleştiren, erozyon ve toprak muhafaza, özellikle orman yangınlarını önleme ve mücadele çalışmalarını yürüten, oldukça eski ve deneyimli Orman Genel Müdürlüğü’nün şimdi kapatılacağına ilişkin söylentiler yaygın. Böyle bir durumun olmasını ormancılar “Ülkemize ihanet olur” diye niteliyor. Ormancılar arasında “Kapatılacak” denilse de konuyu sorduğum yetkililer, bu iddiaların doğru olmadığını söylediler.

Anayasamızın 169. maddesini hatırlatalım: “Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.” 

Ancak, anayasa hükmü geriye işlemediği için “Atı alan Üsküdar’ı geçiyor” haberiniz olsun.

plusbanner2x