Topraklarımıza girmek isteyen bölücü örgüt mensuplarını, barındığı ülke topraklarında karşılamak, terörle mücadele için daha uygun yerlerde üs bölgesi oluşturmak öteden beri uygulanan bir yöntem. Bu yılın tek farkı, koşullar uygun olursa, seçim öncesi Kandil’e bayrağımızın dikilmesidir. Bu amaçla 10 Mart 2018 tarihinde Kuzey Irak’ın ağırlıklı olarak Hakurk bölgesine girildi, ağır ağır da ilerleniyor.

Teröristlerin sınır geçişlerini önlemek amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Irak tarafına bildirimde bulunup ülkenin 3-5 kilometre derinliklerinde geçici üs bölgeleri oluşturur. Kuzey Irak’ın 25-30 kilometre derinliğine inilmesi, asker sayısının iki katına çıkarılması, 11 üs bölgesi oluşturulması; “Askerimiz Kandil’e ilerliyor” yorumlarına ve önceki yıllardan farklı bir durum olduğunun işareti olarak gösterildi.

KANDİL İÇİN ÇIKIŞ ARAZİSİ

Halen operasyonun devam ettiği Hakurk sahası; Kandil Dağı için bir çıkış arazisidir. Gerektiğinde Kandil’e aktarılacak birliklerin ileri üs bölgesi, ağır ateş destek silahlarının mevzilenerek Kandil bölgesini rahatlıkla ateş altına alabilmesi, birliklerin ileri harekâtının emniyetini kolaylaştıracak bir güvenli saha oluşturması bakımından önemli bir bölge.

Kandil Dağı, bölücü terör örgütü PKK’nın sevk ve idare edildiği, örgüt liderlerinin barındığı, siyasi-ideolojik ve stratejik kararların alındığı, dış güçlerin istihbarat ve irtibat elemanları ile işbirlikçilerinin zaman zaman bir araya geldikleri, kurs ve eğitimlerinin verildiği stratejik coğrafi bir bölgedir.

POSTALIN BASMADIĞI YER

Kandil Dağı, Türk halkının hafızasında; terörle mücadelede yaşanan acıların çıkış noktası, bölücülüğün başı ve belası olarak bilindiğinden yok edilmesi gereken bir coğrafya olarak değerlendirilir. Aslında, Kandil’de örgütün mevcudunun 5’te 1’inden fazlası bulunmaz. Her teröristin yolu Kandil Dağı’ndan geçmez. Bununla birlikte teröristler; Kandil Dağı’na ulaşılması güç, manevi bir bölge gözüyle bakar. Örgütü destekleyen işbirlikçiler için psikolojik bir unsur, Türkiye için ise örgütün ortadan kaldırılmasını temin edecek “Mutlak stratejik bölge”dir.

Nitekim, bu bölgeye öteden beri defalarca hava harekâtı düzenlenmiş, örgüte kayıplar verdirilmişti. Askeri bir harekâtın temel düşüncelerinden olan; “Postalının basmadığı yer senin değildir” anlayışı ile hareket ettiğimizde, kara harekâtı yapılmadıkça, Kandil terör yuvası olmaktan çıkarılamaz.

KESİN SONUÇ İÇİN İŞBİRLİĞİ

Dağın, sınırımıza uzaklığı, coğrafi koşulları dikkate alındığında, Kandil’e yapılabilecek bir operasyonun beklenen etkiyi sağlayabilmesi, yani “Kesin sonuçlu bir harekâta” dönüşebilmesi için; Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) peşmergesi, Irak ve İran ile işbirliği yapılması zorunlu. Nedenini, Genelkurmay Başkanlığı İç Güvenlik eski Şube Müdürü emekli Kurmay Albay Ünal Atabay’dan dinliyorum:

- Peşmergeler, kendi kontrol ettiği alanlara, PKK’nın girip çıkmasını önlemeli, lojistik yollarını kapatmalı.

- İran, teröristlerin Kandil’den İran içerisine kaçışlarını engellemeli, ateş desteği sağlamalı, hava sahasını açmalı.

- Irak, Kandil Dağı’nı batı ve güney bölgesinden kuşatarak giriş-çıkışları kontrol altına almalı ve ateş/ istihbarat desteği sağlamalı. TSK’nın, insansız ve silahlı insansız hava araçları için platform yaratmalı.

Bunların hepsi önemli. Hakurk bölgesinde ve derinliklerinde yeterli alan açılmış olsa da Kandil için bu bölge tek başına yetmeyebilir. Kandil Dağı eteklerine yakın bölgede Irak Ordusu ile işbirliği halinde yeterli sayıda ileri üs bölgesi, hatta İran-Irak bölgesinde de birer helikopter üssü oluşturulması harekâtın seyrine önemli katkı sağlar.

TAMİL KAPLANLARINA YAPILAN

Terör örgütünün, sözde lider kadroya odaklı bir yapısı var. Ana yöneticilerinin yakalanmaları veya etkisiz hale getirilmeleri örgüt üzerinde büyük bir travma oluşturuyor. Terörist başı Öcalan’ın yakalanışı sonrası süreç iyi değerlendirilemediği için örgüt ayakta kalmayı sürdürdü. Benzer yanılgıya bir daha düşülmemeli.

Terörle mücadelenin yönetildiği İç Güvenlik Dairesi’nin çalışma yöntemini bilen Ünal Atabay, “Lider kadroya operasyon” sonrasında, örgütün nefesi almasına fırsat vermeden, ısrarla ve inatçı operasyonlarla, Sri Lanka Ordusu’nun “Tamil Kaplanları” adlı terör örgütüne karşı uyguladığı benzer yöntemle, örgütün etkisiz kılınması noktasına getirilebileceğini belirtiyor.

Harekat, Kandil Dağı ile sınırlı tutulmamalı. Doğrudan kemikleşmiş lider kadroyu hedef alan “Kesin sonuçlu lider/nokta operasyonuna” dönüştürülmesi kaçınılmaz bir hareket tarzı görülüyor.

sozcu-banner-1