Ülke genelinde 715 gazete yayımlanıyor. Yaygın basınla birlikte resmi ilan alabilen 570 yerel gazete var. Gazetelerin önemli bir bölümünde valiliklerin baskısı nedeniyle muhalif sese, habere yer verilmediğini muhalefet temsilcileri de sıkça dillendiriyor. Partisi fark etmiyor; belediyelerin aleyhine haber yazmak, o yayın organının ölüm fermanı demektir.

Bir ilimizde resmi ilan alma koşulunu yerine getiren örneğin 5 gazete var. Her birinde en az 4 kadrolu eleman çalıştırılması zorunlu. Meslektaşlarımızın önemli bir bölümü asgari ücretle çalıştırılıyor. Birçok yerde de maaşı düzenli alamıyorlar. Gazetelerin resmi ilan geliri çalışanların maaşını bile karşılamayacak durumda. Açıkçası ilan geliri de olmayan, abonesi ve satışı çok sınırlı olan muhalif yayın organının Anadolu’da yaşaması zor...

12.5 LİRAYA KARŞIN, YÜZDE 300 ZAM

Belirli koşulları yerine getiren gazetelere resmi ilan veriliyor. 2016 yılının şubat ayında iyileştirme adı altında resmi ilanın sütun/santimine Bakanlar Kurulu tarafından 10 lira 40 kuruş zam yapılmış. 2017 yılında zam yok. 2018 yılının mayıs ayında ise resmi ilanın sütun/santimine yapılan zam ise 2 lira 10 kuruş olmuş. 2016 yılından bu yana resmi ilan için toplam 12 lira 50 kuruş zam yapılmasına karşın, gazetelerin başta kağıt, baskı giderlerindeki artış ise yüzde 300’ü geçiyor. Nasıl dayansın yerel basın?

Değerli meslektaşım İsmail Küçükkaya’nın Fox TV’de “Çalar Saat” programında “Her gün bir yerel gazete alın” çağrısını tabii ki yerel basından gelen, onların sorunlarını bilen ve onlardan hiç kopmayan meslektaşları olarak yürükten destekliyorum. Siz, gazetenize destek olmazsanız yerel basın da birilerinin tekelinde olacak.

Çok ilginç olaylar yaşanıyor. Bazı belediyeler, yerel televizyon ve gazetelerde haberlerinin yayınlanmasını ihaleye çıkarıyor. Yani, başkanın haberleri yayımlanacak, başkalarına yer yok. Allah aşkına böyle yerel basın olur mu? Daha vahim bir gerçeği daha aktarayım: Bazı illerimizde, gazete ve televizyonların sahipleri, yöneticileri etkili bazı yazarları belediye başkanının danışmanı. Yani maaşlı elemanları. Gelin de siz onların gazetecilik yaptığına inanın. Başkan aleyhine tek satır yazamayan gazeteciler topluluğu da türedi.

SİZİN DESTEĞİNİZLE

İşte gelinen bu ortamda, yerel basının işlevini yerine getirebilmesi için okuyucusunun desteğine ihtiyacı var. Size düşen, ilinizde, ilçenizde bulunan ve gerçek gazete olarak yayın hayatını sürdürmek isteyen gazete sahiplerine ve o gazeteyi ayakta tutmaya çalışan muhabire, yazara gazete alarak destek olmanızdır.

Birkaçı dışında yaygın basından insanlar umudunu kesmiş durumda. Satışların azalması da bunun bir sonucudur. Yerel haberciliğin giderek önem kazandığı günümüzde, gazetecilerin, gazete yöneticilerinin sizin desteğinize öyle ihtiyacı var ki bilemezsiniz. Yoksa ne oluyor biliyor musunuz? Parayı verenin haberinin yayınlandığı bir süreç başlıyor. Ne yazık ki bunun ayak sesleri de duyuluyor.

Rahmetle andığım Nazım Kayhan ağabeyimizin Yozgat’ın Yerköy İlçesi’nde yayımladığı tek yapraklı “Yerköy” Gazetesi’nde lise öğrencisiyken muhabirliğe başladım. Aslan Karadeli ağabeyimizin Yozgat’ta yayımladığı İleri Gazetesi’nde mesleğimi sürdürdüm. Yerel habercilikte başarılar, birçok meslektaşım gibi beni de o dönemde  Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu’na taşımıştı.

MİLLETİN SESİ

Bir dönem birlikte aynı gazetelerde çalıştığım kardeşim İsmail Küçükkaya, televizyon programında her sabah yerel basından haberleri de ekrana getirerek onlara büyük bir moral oluyor. Bunu da meslektaşlarımızın sevincini bizimle paylaştığı için biliyorum.

Mahalli gazetelerimizin çoğunun logosunun altında “Basın Milletin Müşterek Sesidir” yazılıydı. Ama günümüzde “Milletin müşterek sesi” olma özelliğini yitirmiş, “sahibinin sesi” olmaya başlamış. Tabii ki yerel basınımıza da, okunur olması için görev düştüğünü hatırlatalım.