Bölücü terör örgütü PKK, eski günlerine döndü. Bu hainler fırsat bulurlarsa yakın bir gelecekte köy, mezra baskınlarına girişebilirler. Kendilerine yardımcı olmayan köylerde bebek, kadın, yaşlı demeden yıllarca katliamlar yaptılar. Bugün bazı köylerde bulunan anıtlarda, isimleri bile konulmamış sadece “Bebek” denilip soyadı yazılanlar olduğunu okursunuz. Yöre halkını sindirdiler, korkuttular. Seçim dönemlerinde oyları istediği partiye, adaya yönlendirdiler.

Türk Silahlı Kuvvetleri, jandarma ve polis terör örgütleriyle etkili bir mücadele ediyor. Devletin “Çözüm süreci” adı altında teröristlerin şehirlere girmelerine, hendekler kazmalarına, barikatlar kurmalarına, askeri birlikler önünde sözde marşlarını söyleyerek geçiş yapmalarına seyirci kalınmasa, terörle “müzakere” değil, “mücadele” edilmiş olsaydı, önemli mesafeler alınmış olur, belki de 11 aylık bebeğimiz annesi ile birlikte şehit edilmez, hainler eylemleriyle bu kadar moral de kazanamazdı.

KARARLI MÜCADELE

Devlet, terörle mücadele ediyor. Teknik araç-gereçler de mücadelede alabildiğine etkili oluyor. İnsansız Hava Araçları (İHA), Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) etkili bir biçimde kullanılıyor. Devlet, yine AKP döneminde uygulanan “Bekle- gör- dokunma” politikasını sonunda terk etti, “Ara-bul, etkisiz hale getir” politikasını uygulamaya başladı. Politika değişikliği için konuyu bilenler çok anlattı ama siyaset dinlemedi. İşte yeni uygulanan politikaya geçinceye kadar da yüzlerce, evet yüzlerce askerimiz, polisimiz, güvenlik korucumuz şehit edildi.

Topraklarımızda her yıl bu aylarda 2 bine yakın terörist bulunurken, günümüzde dağlarda neredeyse terörist kalmadı. Bunda İHA ve SİHA’ların etkin kullanımının yanı sıra “Ara-bul etkisiz hale getir” politikası da etkili oldu. Şu anda, terör örgütü yurtiçinde en zor dönemini yaşıyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun askerin, jandarmanın, polisin yanında bulunması, kritik il ve ilçe ziyaretleri de önceki Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı emekli Orgeneral Hulusi Akar’ın emekleri de inkar edilemez.

EN ÇOK DUYDUĞUMUZ SÖZ

Örgütle mücadelenin en önemli işaretlerinden birisi örgüte katılımın olup olmadığıdır. Askeri yetkililerden, “Sahada terörist hemen hemen kalmadı. Örgütte sözde komutan denilen kişiler sahaya sürüldü. Örgüte katılım yüzde 1 bile değil” sözlerini duyuyorum. Hava araçlarının devrede olması nedeniyle teröristlere malzeme götürülmesi de kolay kolay mümkün olmuyor. Telefonla verilen siparişler, yerel destekçileri tarafından yerine getirilemiyor. Örgüt, bölge halkından neredeyse umudunu kesti. En azından şu andaki durum bunu gösteriyor. Geçmişte de “terörün beli kırıldı” sözlerini çok duyduk. Ama bu kez durum daha farklı gibi gözüküyor.

İşte örgütün kadınlara, çocuklara yönelik eylemleri de bunu gösteriyor. Örgüt, geçmişte, fırsat buldukça sivillere dönük eylemler yapıyordu. Son eylem de gösterdi ki, teröristler sivilleri öldürdüklerinde daha büyük ses getirdiklerini biliyor. Hainler, anneyi, bebeği öldürdükleri için “Tüh be, biz ne yaptık?” diye üzüldüğünü sanmayın. Onlar, bu durumdan memnun. Devlet yetkililerinin cenaze törenine katılmasını da kendileri açısından başarı olarak görürler. O yüzden, bu hain yapılarla mücadelede kararlı tutumdan hiç vazgeçilmemesi, hukuk içinde mücadelenin yapılması gerekiyor.

TERÖRÜN ACI TABLOSU

2 Ağustos 2018 tarihi itibariyle şehitlerimizle ilgili bazı sayılar vermek istiyorum:

7 Haziran 2015 milletvekili seçimlerinden sonra terör olayları yaygınlaştı. İşte o günden bu yana 918 askerimiz, 359 polisimiz, 103 güvenlik korucumuz olmak üzere tam bin 380 şehit verdik. O tarihten sonra patlamalarda hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 555 olarak belirlendi. 15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte 62 özel harekat polisi, 5 asker, 173 vatandaşımızın şehit edildiğini de hatırlatalım.

Konuyu biraz daha açtığımızda, AKP döneminde 2016 yılı dışında en fazla şehit verdiğimiz yıl 2017 olmuştu. Bu yılın ilk 7 ayındaki sayı da diğer yılları geçmiş durumda. Son 7 ayda 143 asker, 7 korucu, 14 polis olmak üzere 164 şehidimiz oldu.

Şehit veriyoruz ama yetkililerin açıklamalarına göre binlerce de terörist öldürüldü. Terör örgütü bir dönem Karadeniz’de etkili olmak için özel bir çalışma yürütmüştü. Bundan vazgeçmiş değil. Halktan asla destek görmeyen teröristlerin bu yörede olmasının bir nedeni de arazi ve bitki örtüsü, havanın çoğu kez sisli olması. Böylece hava araçlarından kurtuluyorlar. O yüzden Karadeniz’de askerimize oturmak yok. Sürekli arıyor.

plusbanner2x