Kamuoyuna “Balyoz Darbe Planı” olarak yansıyan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne tam anlamıyla “Balyoz” vurulmasının yolunu açan gelişmelerin aslında bir “FETÖ kumpası” olduğunu bazıları ancak yıllar sonra anlayabildi. FETÖ’de olduğu gibi.

Hulusi Akar’ın, Kolordu Komutanlığı döneminde Kurmay Albay İkrami Özturan aynı kolorduda görevliydi. Balyoz soruşturmasının tanığıydı. Bunları “Çuvaldız” isimli kitabında yazdı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel arasındaki “Balyoz” tartışmasına ışık tutacağı için Özturan’la konuştum, kitaptan alıntılar yaptım. Dönemin Askeri Savcısı Bülent Münger, “Benim de söyleyeceklerim var” dedi.

“3 DVD VE 1 CD VERDİK”

“Ordu Komutanlığı’nca görevlendirilen bilirkişi Binbaşı Ahmet Erdoğan’a, Balyoz Planı ile ilgili evrakları değil, Taraf Gazetesi’nden elde edilen 3 adet DVD ve 1 adet CD teslim edilmiş, olayın ne olduğu anlamaya çalışılmıştır.

Bu DVD’ler içinde on binlerce belge taralı vaziyettedir. Belgeleri, plan subaylığı yapmamış birisinin inceleyip sıraya koyması oldukça zordur. Bu esnada diğer 2 bilirkişi de teknik inceleme yapmakta ve 2003 yılındaki bilgisayarları araştırmaktadır. Bu çalışma sonucu askeri savcılığımıza hangi tanıkların çağrılacağı, seminer faaliyetinin kronolojisi, nasıl bir toplantı yapıldığı, kimlerin katıldığı, belgelerin nerede muhafaza edildiği, hangi emirlerin verildiği, hangi birliklerin katıldığı, nelerin konuşulduğu gibi hususlar ön bir bilgi olarak belirlenmiş bu çerçevede soruşturmaya başlanılmıştır.

TAKİPSİZLİK KARARI

Esas belgeler olduğu iddia olunan belgelerin bavulla birlikte teslim yeri olan Beşiktaş’taki özel yetkili savcılık makamı tarafından askeri savcılığımıza herhangi bir belge gönderilmemiş, yazışmalarımıza rağmen de herhangi bir belge aslı temin edilememiştir.

Bu aşamada sadece gazete kupürleri, gazeteden elde edilmiş DVD’ler mevcuttu. Nitekim askeri savcılığımızca deliller toplandıkça, tanık beyanları tespit edildikçe ardından bilirkişi beyanlarına başvurulmuş, raporlar arasındaki çelişkiler giderilip, belgelerdeki çeşitli gerçek dışı hususlar  ortaya konulduktan sonra  askeri savcılığımızca TAKİPSİZLİK kararı verilmiştir.”

Askeri Savcı Albay Bülent Münger, Binbaşı Erdoğan’ın, bir faraziyeye dayandırarak “Eğer bu belgeler doğruysa, bu seminerde darbe hazırlığı yapılmıştır” şeklindeki ifadenin de yanlış, haksız bir algı yaratmaya yönelik olduğunu öne sürüyor ve şunları belirtiyor:

SUGA-SAKAL-ORAJ

“Şöyle ki; bilirkişi sadece gazeteden alınan DVD ve CD’leri incelemektedir. Bunların içinde seminer faaliyeti ile ilgili olsun ya da olmasın birçok komutanlık emri, harekat planları, sıkıyönetim planları  ve çeşitli askeri doküman taralı halde bulunmaktadır.

Seminerle ilgili olmasa bile sonuçta bunlar da sızdırılmış ve seminer faaliyetleri ile ilişkili vaziyette DVD’ler taranmıştır. Bunların birçoğunun gerçek olduğu sabittir. Tanıklar tarafından da bunlar doğrulanmaktadır. Bilirkişinin savcılığımızda alınan ifadesinde de Çarşaf, Suga, Sakal, Oraj gibi darbe eylem planlarının 1. Ordu Karargahı’nda hazırlandığı, seminerde faaliyet olarak görüşüldüğü yolunda bir tespite varamadığını beyan etmiştir.”

İSTEDİLER, GÖNDERİLDİ

Kitapta, “Bilirkişi raporu Askeri Savcı Bülent Münger’e teslim edilir. O da raporu savcılığa gönderir” deniliyor. Münger, “Yanlış” diyor ve konuyu şöyle açıklıyor:

“Askeri savcılık soruşturmasında gazete haberlerinin doğru olup olmadığı, belgelerin nasıl ve kim tarafından sızdırıldığına ilişkindir. Özel yetkili savcılık bu sırada Balyoz soruşturması yürütmektedir. Bizden, soruşturma evrakı ve bilirkişi raporunu istediler. Teslim ettik. Tarih 2010 yılı şubat ayıdır. Bu tarihte herhangi bir art niyet, hukuk dışı oluşum ya da örgüt faaliyetinden şüphe duyulmamıştı. Biz de, aslı bulunmayan belgelerle kimsenin suçlanamayacağını belirtip takipsizlik kararı vermiştik.”

Balyoz soruşturması, davası ve o dönem kurulan kumpaslar daha uzun süre konuşulacak, taraflar açıklama yapmaya devam edecektir. Bilirkişi Ahmet Erdoğan’ın da FETÖ’cülükten yurtdışına kaçtığını, hakkında yakalama kararı çıkarıldığını, İstanbul 32. Asliye Ceza’da yargılanmasının devam ettiğini de hatırlatalım...