Mehmet Orhan Karadeniz, 1990’da Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne (DGM) atandı. Terörün en azgın döneminde altı yıl mahkeme başkanlığı yaptı. 1996’da atandığı Ankara DGM’de 2004’e kadar başkanlık görevini sürdürdü. Bu mahkeme 2004’te kapanınca yerine kurulan özel yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanlığına getirildi. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı’na “Reis” denilir. O yüzden Karadeniz’den söz edilince “Reis Bey” denilirdi.
Sivas davası, Hizbullah ana davası, Umut davası (Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy cinayetleri), Fetullah Gülen davası, Danıştay saldırısı gibi davalara da baktı. 2008 yılında emekliye ayrıldı.

MOTOSİKLET ÇARPTI

Terör örgütleri, haklarında karar verenlerin peşini bırakmaz. Orhan Karadeniz’in 14 Mart’ta trafik kazası sonucu hayatını kaybetmesi de başta şüpheli bulundu. Alanya İlçe Emniyet Müdürü Alper Avcı, “Reis”in baktığı davaları, dosyaları da inceledi, özel bir ekip oluşturdu. Karadeniz’e çarpan motosikletli gençle ilgili de her şeyi araştırdı. Nereden geldiği, bağlantılı olduğu kişiler, telefon irtibatları, geçmişi, kısaca her şeyi incelendi. Emniyetin tüm araştırmaları şüpheli bir durum olmadığını ortaya koysa da şüpheler yine de kalkmaz.

Siyasetin etkisinde olmadan, en kritik davalara bakan ve “Babacan” tavırlarıyla bilinen Orhan Karadeniz, meslek hayatında belki de ilk kez bir sanık hakkında şikayetçi olmuştu. O da, Danıştay Üyesi Yücel Özbilgin’in şehit edilmesi olayına karışan, geçen cuma günü yurtdışına kaçmaya çalışırken yakalanan, 39 yıl hapse mahkum edilen Osman Yıldırım’dı.

2008 yılında Osman Yıldırım müebbet hapis cezasına çarptırıldığında mahkeme heyetine, Atatürk’e hakaret etti. Reis Orhan Karadeniz, suç duyurusunda bulundu. Yıldırım, Ankara 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2008/617 esas, 2008/728 sayılı kararıyla görevli memura hakaretten 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Cezası, hakime hakaretten ağırlaştırıldı ve 1 yıl 9 aya yükseltildi, Atatürk’e hakaretten 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

REİS BEY’İN ANLATTIKLARI

Orhan  Karadeniz’le davalarla ilgili zaman zaman telefonla konuşuyorduk. Mahkumiyet kararı verilinceye kadar, hakkındaki suçlamaları hep reddeden Osman Yıldırım, birden “itirafçı” olmuştu. Ergenekon davasının sanığı, tanığı, gizli tanığı yapılmıştı. Onun itiraflarına dayanarak, Danıştay davası, Ergenekon davasıyla birleştirilmişti. Son konuşmamızdaki notlardan aktarıyorum:

“Osman Yıldırım, dava aşamasında mahkememize bilgi vermemiş, Danıştay saldırısıyla bağının, bağlantısının olmadığını, İstanbul’dan Ankara’ya özel bir işi için geldiğini öne sürmüştü. Biz, hakkında mahkumiyet kararı verdikten sonra itirafçı oldu. Aslında, biz Danıştay davasını yürüttüğümüz dönemde, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılığa sözü edilen örgütün, Danıştay saldırısıyla bir bağının olup olmadığını sorduk, belgeleri istedik. Gelen belgelerden, Ergenekon’la bağının olmadığına karar verdik.

Alparslan Arslan, saldırıyı tek başına gerçekleştirdiğini öne sürüyor, Osman’la irtibatının olmadığını söylüyordu. Buna rağmen biz delilleri değerlendirdik. Eğer, Osman Yıldırım’ı beraat ettirmiş olsaydık, büyük bir adli hata yapmış olurduk. Hepsi o zaman cezasını aldı.”

DOSYALAR BİRLEŞTİRİLİRKEN

Ceza aldı da ne oldu? Osman “Ergenekon” olarak bilinen davanın tanığı, gizli tanığı olunca cezaevinden çıkarılmıştı. Davaların birleştirilmesiyle ilgili Orhan Karadeniz şu uyarıda bulunuyordu:

“Davaları birleştirme kararları mutlaka sınırlı olmalı. Dosyalar birleştirilirse, adli hata yapma ihtimali çok daha fazla olur. PKK’nın başı Abdullah Öcalan davasında, Öcalan hakkında dava açıldığında, Türkiye’deki bütün PKK davalarının İmralı’da birleştirilmesi lazımdı. O zaman, o davanın içinden çıkılabilir miydi? Şimdi de bütün suçlar Ergenekon davasıyla birleştiriliyor. Adli hata yapma oranı da yüksek olur.”

Öyle de oldu. “Ergenekon” diye bir örgüt olmadığı ortaya çıktı. Danıştay saldırısının da iddia edildiği gibi Ergenekon’la bağının bulunmadığı anlaşıldı. Osman, kendini kurtarmak için ne söylenmesi isteniyorsa yaptı. Karadeniz, davaları birleştirmenin sakıncalarını ortaya koyarken, olacakları da görmüş gibiydi. Birleştirme ister istemez davaları da uzatıyor. Danıştay davası da tam 12 yıl sonra sonuçlandı.

Türkiye’yi sarsan davalara bakan Orhan Karadeniz’le konuşurken son sözleri “Türkiye için üzülüyorum. Böyle olaylar yaşanmamalıydı” oldu. “Yeni adli yıl” törenle açıldı Reis Bey. Dileriz, o çok özlediğiniz, titizlendiğiniz bağımsız, tarafsız yargıya ülkemiz kavuşur.

plusbanner2x