Devlet, terörü sonlandırmak adına 21 Mart 2013’de “Çözüm süreci” başlattı. Terör örgütü, devletin bu adımını lehine çevirmek ve yeni kazanımlar elde etmek için kullanmaya başladı. Örgüt, yalnız Türkiye’de değil, Suriye, Irak ve İran’daki çalışmalarını da artırdı. Abdullah Öcalan’ın isteğiyle 50 bin kişilik bir ordu kurulması hedefi de bu dönemde dile getirildi. Suriye’de faaliyet gösteren PYD, YPG gibi örgütleri, Suriye’de faaliyet gösteren PKK’nın türdeşiydi. Hatta, PKK’lıların PYD’lilere eğitim verdikleri, ortak eylemler yaptıkları da biliniyordu.

Mardin Emniyet Müdürlüğü’ne 8 Kasım 2013 tarihinde bir ihbar geldi. Eve baskın yapıldı ve birisi Suriyeli 4 kişi gözaltına alındı. Zübeyde Aydın’ın üzerinde bulunan hafıza kartları incelendiğinde terör örgütüyle bağlantıları, YPG armalı eğitim kıyafetleri giydikleri anlaşılmıştı.

ARANDIĞI DÖNEMDE GELİYORDU

Sorgulamaları fezlekeye döküldü. PYD’nin, PKK ile amaç ve hedef birliği bulunduğu fezlekede belirtildi. Sanıklar, mahkemeye sevk edildi. Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi 27 Eylül 2014 tarih ve 2014/93 sayılı kararıyla PYD, YPG ve YPJ’yi terör örgütü olarak kabul etti. Salih Müslim, PYD’nin başı. Aynı zamanda, Ankara’da Suriyeliler tarafından gerçekleştirilen patlamaların da emrini verdiği öne sürülen ve bu yüzden sanıklar arasında da bulunan kişi.

Suriye’deki PYD, YPG ve YPJ örgütlerinin PKK ile ilişkileri belgelenmesine, Mardin Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 21 Mayıs 2015 tarihinde bu kararı onamasına rağmen, örgütün başı Salih Müslim, Türkiye’ye gelip gidiyor, devletimizin üst düzey yetkilileriyle görüşüyordu. CHP Milletvekili Avukat Mahmut Tanal, bu durumu yargıya taşıdı, arandığı zamanda Müslim’in görüştüğü kişiler hakkında işlem yapılmasını istedi.

BAKAN SOYLU’DAN ÖĞRENEMEDİK

Hakkında uluslararası yakalama ve tevkif müzekkeresi niteliğinde olan “kırmızı bülten” çıkarılması için, Türkiye, Interpol Genel Sekreterliği’ne başvurmuştu. Bunun anlamı, Interpol üyesi bütün ülkelerde arandığıdır. “kırmızı bülten”le aranan kişinin yakalanması, onun iade edileceği anlamına gelmez.

Müslim yakalandı ama üzerinden acaba hangi ülkeye ait pasaport çıktı? Değişik ülkelerin desteğini gören, o ülkelere arandığı dönemde bile gidip gelen ve mahkeme tarafından, terör örgütünün başı olduğuna ilişkin karar verilen, bu yüzden “kırmızı bülten”le aranan kişinin hangi ülkeye ait pasaport taşıdığı da önemli.

Bölücü örgüt PKK’nın başı Abdullah Öcalan, Suriye’den 9  Ekim 1998 tarihinde çıkarıldığında üzerinde Abdullah Sarıkurt adına düzenlenmiş pasaport bulunuyordu. Kenya’ya, Yunan istihbaratı tarafından götürüldüğünde Güney Kıbrıs Rum Devleti tarafından Öcalan’ın fotoğrafının bulunduğu pasaport bu kez Lazaros Mavros olmuştu. İşte bu pasaportlar, akla Salih Müslim’in pasaportunun hangi ülke tarafından verildiğini getirdi?

Yakalandığında üzerinden çıkanlarla ilgili, Interpol dairesine bilgi verilir. Türkiye’ye de bilgi verildi ve bunlar İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya iletildi. İşte, Müslim’in üzerinden çıkan pasaport bu nedenle önem taşıyor. Kim vermiş, nasıl vermiş, pasaportun rengi nedir soruları cevap bulmalı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan, Salih Müslim’in üzerinden çıkan pasaportun hangi ülke tarafından verildiğini öğrenmemiz mümkün olmadı. CHP’li Mahmut Tanal, soru önergesi verir ve Soylu da bunu cevaplandırırsa belki öğrenebiliriz.

15 GÜNÜMÜZ KALDI

Geçmişte, kırmızı bültenle aranan bazı teröristler, Türkiye’nin zamanında belgeleri ilgili ülkeye göndermemesi nedeniyle serbest bırakılmıştı. Aranan kişi yakalandığında, iade amacıyla 18 gün geçici olarak tutuklanabiliyor. Bu sürede, arayan ülkenin, yakalandığı ülkenin ilgili birimlerine, o ülkenin diline çevrilmiş olarak suç iddialarını, arama gerekçelerini, mahkeme kararlarını bildirmesi gerekiyor.

Belgeler için 15 günümüz kaldı. Çekya adli makamları, Salih Müslim’in iade edilip edilmeyeceğine belgeleri inceledikten sonra 40 gün içinde sonuçlandırmak durumunda. Adli makamın karar vermesi de yetmiyor. Ülkemizde olduğu gibi bu konuda ayrıca Bakanlar Kurulu’nun da iade kararını onaması gerekiyor.

Türkiye ile Çekya arasında suçluların iadesiyle ilgili sözleşme var. Ama, bu sözleşmeler iadeye yetmiyor. Son 15 yılda iade edilenlerin sayısı da 15’i geçmez. Terörden çok canları yanmadığı için Avrupa ülkeleri, ülkemizin yetkili makamlarının baktığı gözle teröristlere bakmıyor. O nedenle, Salih Müslim’in Türkiye’ye iadesi çok zor. Peki zor diye Türkiye bunun peşini bırakmalı mı? Asla...