Van Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın Fetullahçı olduğu biliniyordu. Şemdinli’de kitabevine 9 Kasım 2005 tarihinde yapılan bombalı saldırı, ardından ilçede çıkan olayları soruşturma görevi Ferhat Sarıkaya’ya verildi. PKK’nın organizasyonu, birden devletin aleyhine kullanılmaya başlandı. Meğer bunlar da planın parçasıymış.

Şemdinli iddianamesinde dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt’ın yanı sıra Güneydoğu’da terörle mücadelede görev yapan Korgeneral Selahattin Uğurlu, Tümgeneral Ali Karababa, Tümgeneral Ahmet Yavuz, Albay Aziz Ergen’in de aralarında bulunduğu toplam 37 komutan da hedef alınmıştı. Dava dosyası Yargıtay Genel Kurulu’na geldiğinde, üyelerden Hamdi Daver Aktan, yaklaşık 70 sayfalık analiz bölümünün birden çok kişi tarafından yazıldığını belirtmişti. Aradan yıllar geçtikten sora, o iddianamenin gerçekten Sarıkaya tarafından yazılmadığı da kendi açıklamalarıyla ortaya çıktı.

DÜN ÖYLE, BUGÜN BÖYLE

Amaçlarına ulaşmak isteyenler Ferhat Sarıkaya’yı “Temiz eller savcısı” diye tanıtıyordu. Dönemin Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Sarıkaya’yı meslekten çıkardığında örgüt onu ve çocuklarını yurtdışına götürmüştü. Sarıkaya’yı yeniden mesleğe döndürmek için CHP’lilerin karşı çıktığı “Sarıkaya yasası” dediği yasa çıkarıldı. Yani, kumpasçı el üstünde tutuluyordu.

Görevini birilerinin çıkarları doğrultusunda kullanan, günü geldiğinde bağlı olduğu örgütünün aleyhine de konuşur. Nitekim, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Sarıkaya itirafçı olmuş, örgütün istekleri doğrultusunda neler yaptığını anlatmıştı. Anlaşılmayan durum ise bu kişinin itirafçı olmasının üzerinden 26 ay geçtikten sonra ancak meslekten ihraç edilmesi oldu.

SORUN ANLATSIN

İhraç edildikten iki gün sonra FETÖ üyeliğinden gözaltına alındı. Daha önce hakkında soruşturma izni verildiği için de emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve eski Astsubay Ali Kaya’nın avukatı Yurdakan Yıldız’ın şikayeti üzerine Erciş C. Savcılığı tarafından Sarıkaya hakkında iddianame hazırlandı.

Kendi ifadesiyle ortaya çıktı ki bu iddianame Ankara’da FETÖ’cü hukukçular tarafından hazırlanmıştı. Hemen belirtelim, o isimlerden bugün hâlâ görevde olanlar var mı? Ferhat Sarıkaya sorgulanırken sorun anlatsın... Onlardan bazılarının bugün de görevde olabileceğini göz ardı etmeyin.

BÜYÜKANIT SÖZCÜ’YE KONUŞTU

Yaşar Büyükanıt, Diyarbakır’da görev yaptığı dönemde yanında çalışan Astsubay Ali Kaya’yı kendisine soran gazetecilere “İyi çocuktu” demişti. İşte bu söz gerekçe gösterilip Büyükanıt’a söylenmedik, yazılmadık hakaret kalmadı.

Yaklaşık iki yıl önce Ferhat Sarıkaya’ya, o dönem yaptıklarından pişman olup olmadığını sorduğumda pişman olduğunu söylemişti. Dahası, “Yaşar Paşa’dan helallik almak istiyorum” demişti. Bu durumu, Yaşar Paşa’ya söylediğimde, asla hakkını helal etmeyeceğini söylemişti.

Büyükanıt’a 13 yıl önce nasıl kumpas kurulduğuna ilişkin iddianamenin Erciş Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesi, Sarıkaya’ya yurtdışı yasağı konulması nedeniyle dün yine Büyükanıt’ı aradım. Eşi Filiz Hanım yapılan haksızlıklara, iftiralara çok tepkiliydi. “İşte, o sıkıntılı, iftiralar atıldığı günlerin acısı bugün sağlık problemlerimizle uğraştırıyor” dedi ve şöyle devam etti:

“FETÖ’cü savcı itirafçı olduğu zaman da onun helallik istediğini söylemiştiniz. O gün Yaşar Paşa, ‘şeytana havale ediyorum’ demişti. Onların yazdıklarını, söylediklerini çoğu kişi ciddiye almamıştı ama bizi çok üzdüler. O günleri hatırlamak bile istemiyoruz. İnanın üzüntümüz hâlâ geçmiş değil.”

BUNLAR MAŞA

Filiz Hanım, “Ben yine ölçülü  konuşuyorum. Yaşar Paşa daha fazlasını söylerdi” diyor. Rahatsızlığı nedeniyle Yaşar  Paşa ile sohbetimiz kısa oluyor. Büyükanıt, er veya geç bu iftiraların ortaya çıkacağını bildiğini hatırlatıyor ve şunları söylüyor:

“Terörle uğraşan, mücadele eden  komutana ‘terör örgütü yöneticisi’ dediler. Akıl, mantık alacak gibi değil. Aynı adam benden helallik istiyor. Bunlar maşa oldukları için hepsi Allahı’ndan bulsun. Memleketin gerçek savcı ve hakimlere ihtiyacı var. Yalan, iftira ve pislik atan bu kişileri son nefesimde bile affetmen. Gerçek olmayan, onur kırıcı tutum içinde bulunanlar, gerçeklerin geç de olsa bir gün ortaya çıkacağını bilmeli.”

Bu konuda TBMM’de çok şeyler yaşandı. Onları da hatırlatırız.