Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeler Birliği (AKTOB) tarafından Antalya’da gerçekleştirilen Uluslararası 8. Resort Turizm Kongresi’nin konusu “Geleceğin turizmi, turizmin geleceği”ydi. Turizm sadece güneş ve deniz değil. Sezon 3-4 ayla sınırlı kalmıyor, günümüzde 8 aya çıkarılmış durumda. Yeni hedef ise turizmi 12 aya yaymak…

40 yıldır turizmin içinde olan Yusuf Hacısüleyman’dan ilginç bir anı dinledim. Süleyman Demirel’in başbakanlığı döneminde, bakanlardan birisi Demirel’in kaldığı otele çiğköfte gönderiyor. Ancak, Yusuf Bey çiğköfteyi otele güvenlik gerekçesiyle aldırtmıyor. Karşılıklı telefon konuşmaları, atışmalar derken Demirel, “Yusuf Bey sen çiğköfte yaptır. Biz onu yiyelim. Dışarıdan gelen çiğköfteyi de alın ama yine bana vermeyin. Böylece ben çiğköfte yemiş olurum, sen de onların gönderdiği çiğköfteyi otele almış olursun, sorun çözülür.” Böyle yapılır, sorun da Demirel zekasıyla çözülür.

FİLM MERKEZİ

Antalya’da otellerin yüzde 86’sı Ankara merkezli şirketler. Onların sahiplerinin önemli bir bölümü de Doğu ve Güneydoğu kökenli. Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde turizm teşvikleri Antalya’yı bugün 20 milyon turiste ev sahipliği yapacak konuma getirmiş. Denizbank CEO’su Hakan Ateş’e de turizme desteklerinden dolayı teşekkür ediliyordu.

AKTOB yönetiminde turizme gönül vermiş Fikret Demirtürk gibi önemli bir isim de var. AKTOB Başkanı Dr. Erkan Yağcı, “Değişen dünya, değişen turizm anlayışı var. Almanya ve Rusya kaynak pazarımızı koruyup Avrupa’dan orta ve üst gelir grupların turist olarak gelmelerini sağlamalıyız. Turist başına bin dolar harcanmasını hedefliyoruz. Turizmi 12 aya yaymak için her şeyimiz var. Ana rakibimiz İspanya yerinde sayarken, biz yol almaya devam ediyoruz” diyor. Yağcı’nın Antalya’dan sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de (KKTC) 2 bin yataklı bir otel açtığını, KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu’ndan öğreniyorum. Ataoğlu, KKTC’de 12 ay turizme yıllar önce geçildiğini de ekledi.

Yapılan araştırmalar, turistlerin yüzde 95’inin Türkiye’den memnun ayrıldığını ortaya çıkarıyor. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’le konuştuğumuzda, Antalya’da 200’ün üzerinde mavi bayraklı tesis olduğunu, 32 arıtma tesisiyle denize bir litre bile arıtılmamış su bırakılmadığını anlatıyor. Türel’den şunu da öğreniyoruz: Los Angeles’tan sonra film çekimi için güneş ışığının en uygun ikinci yeri Antalya’ymış. Antalya’ya sinema endüstrisini çekmeyi hedeflediklerini, film stüdyoları kuracaklarını belirtiyor.

GÖZLERİ TÜRKİYE’DE

Turizmcilerin en çok tartıştığı “Her şey dahil sistemi” oluyor. Bunun iyi mi, kötü mü olduğu konusunda da dünyanın gözünün kendilerine çevrili olduğunu biliyorlar. Bu sistemden vazgeçilmesi gerektiğini savunanlar da az değil. Açıkçası, her şey dahil sisteminden birden vazgeçilmeyecek ama onun yerini alması için kültür turizmi canlandırılacak. Turisti otelden çıkaracak seçenekler üzerinde önemle durulacak. Yani, kaldırılacaksa bile bu birden olmayacak. Yapılan anketlerde, turizmde kalifiye eleman bulunmasında zorluk çekiliyor. Siyasi gelişmelerin de turizmi önemli ölçüde etkilediği belirtiliyor. 2019’da Avrupa pazarının önemli ölçüde artırılacağı, iç pazar payının da yüzde 20 azalacağı değerlendiriliyor. Ekonomik beklentiler konusunda iyimserlik yüzde 80’i buluyor. Önemli bir istek ise turizmin devlet politikası haline getirilmesi. Buna karşı olmasına rağmen sessiz kalan da çok.

BU UYARIYA DİKKAT!

Eski Turizm Bakanlarından Bahattin Yücel’in yapılmak istenen bir yönetmelik değişikliğine şiddetle itirazı var. Bakanlık, 24 Haziran 2018’den önce 1. sınıf lokantalara işletme belgesi verilmesini kaldırdı. İşletme el değiştirmesi halinde de daha önce verilmiş olan işletme belgesi de iptal edilecek. Böylece, içkili olmaktan çıkarılacak.

Birinci sınıf lokanta belgelendirmesinin iptalinden sonra gastronomi turizm tesisi kavramı getirilmiş. Yücel, “Meslekten gelen birisi olarak, bunun son derece tehlikeli olduğunu ve yanlış anlaşılacağını” belirtiyor. Çünkü bu sistem lokanta zinciri olanların ve otellerin işine yarayacak. Bahattin Yücel, “Bu durumda Antalya’da ünlü bazı lokantalar zincir olmadıkları için belgelendirilemeyecek, içkili olması yasaklanacak, meyhaneler olmayacak” diyor.

Yücel, getirilmek istenen düzenleme için “Pakistanlaştırma modeli” diyor. Yönetmelik taslağını hazırlayan bakanlık yetkilileri bu konuda ısrarcı mı olacak, yoksa uyarıları dikkate mi alacak, göreceğiz.