Suruç, Suriye’deki resmi adı Ayn El Arap olan, Kürt grupların “Kobani” dedikleri ilçeyle adeta iç içe geçmiş durumda. Mürşitpınar Sınır Kapısı’na uzaklığı 4 kilometre. Demiryolunun 30 metre ilerisinde Suriye toprakları başlıyor. Gireni-çıkanı belli olmayan, nüfusu 200 bine yaklaşan bu ilçe, Suriye bağlantılı olayların Türkiye’deki önemli bir merkezi sayılıyor.

Suruç, 2015 yılının Temmuz ayında “canlı bomba” eylemi sonucu 33 gencin hayatını kaybetmesiyle gündeme gelmişti. Canlı bombanın uzaktan kumandayla, telefonla patlatıldığı belirtilmiş, güvenlik birimleri tarafından 300’e yakın telefona el konulmuş, olay yerine yakın sinyal veren bu telefonlar uzmanlar tarafından incelenmişti. Aradan onca zaman geçti, olayın iç yüzü hâlâ aydınlanmış değil.

ÖRGÜT, GERİLİMLİ ORTAMI SEVER

Suruç, bu kez yine kanlı bir eylemle gündemde. Hatırlatalım, seçimlerde Suruç seçmeninin neredeyse yüzde 80’den fazlası HDP’ye oy veriyor. Terör örgütünün hedefindeki milletvekili İbrahim Halil Yıldız, önümüzdeki seçimde de yine aday. Yıldız, güvenlik yönünden sıkıntılı olan Suruç ilçesinde esnaf ziyaretlerinde bulundu. “Sıkıntılı” olduğu için Yıldız’ın yakınları da herhangi bir saldırı olasılığına karşı silahlıydı. Suruç’la ilgili olarak Cumhurbaşkanı, Başbakan, 9 bakan açıklama yaptı. Bunun bir PKK eylemi olduğunu belirttiler. Yıldız’ın, öldürülen kardeşinin cenazesinde de PKK’ya lanet okundu. Kuşkusuz olayın iç yüzünü soruşturmayı çok yönlü olarak yürütülen Cumhuriyet savcıları ortaya koyacaktır.

Olay anlatılırken, yaşananlar kan donduruyor. Çünkü, yaralananlardan birisi hastanenin acil servisini basan kişiler tarafından öldürülüyor. Israrla, bu olayın önceden planlanmış bir eylem olmadığı ve olayın silahla işyerine girme tartışmasından başladığı anlatılıyor. Bu tartışma nedeniyle milletvekili hemen ayrılıyor. Milletvekili uzaklaşırken, kardeşi Mehmet Şah Yıldız, esnaf ve onun oğluyla tartışıyor. Yaralanmalar olunca, silahlar patlayınca iki tarafın yakınlarının da karışmasıyla olay büyüyor. Kuşkusuz, bölücü örgütler böyle gerilimli ortamı çok iyi kullanır, olayları köpürtmeye çalışır.

Soruşturma devam ettiği için ayrıntıya tabii ki girmeyeceğim. Daha önce MHP’den milletvekilliğine adaylığını da koymuş, halen İYİ Parti Şanlıurfa İl Başkanı Rüstem Coşkun, “Bize göre olay AKP-PKK olayı değil” diyor, yaralılardan birisinin hastanede öldürüldüğünü bütün Suruçluların bildiğini söylüyor.

NE ALIRSAN 1 LİRA

Güvenlik güçlerinin aldığı sıkı önlemler, sağduyunun hakim olması sonucu seçimlere güvenli bir ortamda giriliyor. Ancak, karışıklık çıkarmak isteyenler kalan bir haftayı değerlendirmeye çalışacaktır. Suruç’ta öldürülen baba-oğulun işyerinde “Ne alırsan bir lira” olan ürünler satılıyordu. CHP’nin hukukçu Milletvekili Haluk Pekşen önemli kaynaklardan ulaşan bilgiyi şöyle özetliyor:

“AKP Milletvekili adayı Halil Yıldız, esnaf ziyaretinde bulunuyor. Yıldız, bir dükkana girmek isterken ellerinde Kalaşnikof silah olan korumaları da beraber dükkana girmek isteyince, baba-oğul esnaf ‘hoş geldiniz ama bu silahlarla gelmek ayıptır’ deyince tartışma başlıyor. Baba-oğulu dövüyorlar. Bu sırada baba-oğulun akrabaları geliyor ve olay büyüyor.  Baba- oğul hastaneye yaralı olarak götürülüyor. Birisi saldırı sonucu öldürülüyor. Olaylar sırasında milletvekilinin iki ağabeyinden birisi de öldürülüyor. Şanlıurfa halkı yaşanan bu olaydan dolayı son derece üzgün. Olayı farklı boyutlara çekmek isteyenler de oluyor. Gerilime yol açacak söylemlerden kaçınılması gerekir.”

BU OLAY KİME YARADI?

Bir eylem gerçekleştirildiği zaman polis önce “Bu eylem kime yaradı?” sorusunun cevabını arar. Suruç gibi kritik bir ilçemizde, olayın “uzun namlulu silahlar taşıyan korumaların işyerine girmesine tepki” üzerine çıktığını değişik kişiler söylüyor.

Öldürülen esnaf baba-oğulun PKK’ya sempati duydukları ve bu yüzden AKP’lilere saldırdığını AKP’li yetkililer belirtiyor. Şu soru da akla geliyor, ilçede uzun namlulu silahlarla dolaşılmasına nasıl izin veriliyor? Devletimizin güvenlik güçleri, kritik yerlerde milletvekili adaylarını korumak, seçim çalışmalarını özgür bir biçimde yapmasını sağlamakla da yükümlüdür. O zaman birileri yine görevini yerine getirmedi, ölümlerle sonuçlanan olay yaşandı. Dileriz bu son olur, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıları gerçekleri bir an önce ortaya koyar. Böylece, söylentiler de son bulur, gerçekler ortaya çıkar.

sozcu-banner-1