Kimi okuyucu sanıyor ki...
Üç gündür futbol yazıyorum! Bugün yazdığımı da futbol yazısı sanabilirl! Oysa...
İngiliz futbol eleştirmeni Simon Kuper’in kitabına koyduğu isim gibi, futbol sadece futbol değildir. Örneğin...
Futbol, siyasetin/ ve özellikle de diktatörlerin  meşrulaşma aracıdır. Çünkü futbol; az bilginin çokça cehaletin olduğu bir oyun alanıdır.
- Her ne kadar M.Ö 600’ler başında Çin’de ortaya çıksa da- kapitalizmin ürünü modern futbolun bugün tek ölçüsü var; başarılı olmak.
Politikacı, büyük kitleleri etkileyen bu başarıyı kullanmak istiyor. Böylesine etkili politik aracı kim kullanmak istemez? Düşünün: Birleşmiş Milletler’in/BM 186, Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’nin/FİFA 198 üyesi var!
Futbolun insanları bu derece etkilemesine politikacılar kayıtsız kalamadı/kalamaz. Öyle ya...
- Politikacılar mitinglere il takımlarının formaları/bayraklarıyla niye çıkıyor?
- 24 Haziran seçimi hemen öncesi Erdoğan, İngiltere Premier Ligi’nde oynayan Mesut Özil, Cenk Tosun ve İlkay Gündoğan’la Londra’da niye bir araya geldi?
Tek sebep politik faydacılık/pragmatizm değil mi? Bu hal...
Alman milli takımında oynayan Mesut Özil ve İlkay Gündoğan’ı zor duruma sokmadı mı?
Yıldız futbolcuları Erdoğan’ın huzuruna getirenler de, Mesut Özil ve İlkay Gündoğan’ı ıslıklayıp ırkçı saldırılar da bulunanlar da, özünde futbolun kitleleri etkileyici gücünü kullanarak siyaset yapmıyor mu?
Bir örnek vereceğim...

Soyunma odasındaki kadın


Tarih: 22 Kasım 2005.
Angela Merkel şansölye/başbakan seçildi.
İlk yaptıklarından biri, futbolun kurallarını öğrenmek oldu. Çünkü Almanya Dünya Futbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapacaktı.
Düne kadar futbola ilgisiz Merkel ateşli bir taraftar oluverdi! Almanya’nın maçlarını kaçırmadı. Her gol attıklarında ayağa fırlayıp elini yumruk yaptı! Ve Almanya’da bir ilki gerçekleştirdi:
Tarih: 9 Ekim 2010.
Avrupa Şampiyonası grup eleme maçında Berlin Olimpiyat Stadyumu Türkiye-Almanya maçına sahne oldu. Alman takımında Mesut Özil de vardı. Her topu ayağına aldığında tribündeki binlerce Türk tarafından ıslıklandı!
Almanya maçı 3-0 kazandı; ikinci golü Mesut Özil attı.
Maç bittikten sonra Merkel, Alman soyunma odasına gitti. Daha duşlarını bile yapmamış yarı çıplak futbolcular Merkel’i görünce şaşırdı. O güne kadar hiçbir şansölye milli takım oyuncularının soyunma odasına girmemişti.
Merkel, üstü çıplak Mesut Özil’e elini uzattı; “Mesut” diye adıyla hitap ederek şöyle dedi:
“Islıklar sizi etkilemedi; harika oynadınız; bir de güzel gol attınız; tebrik ederim...”
Merkel ile Mesut’un tokalaşma fotoğrafı dünyaya servis edildi. Mesaj açıktı:
“Almanya’da göçmenlerle hiçbir sorun yoktur!”
Merkel’in politik rant için futbolcuların soyunma odasına girmesine bir kişi çok sert karşı çıktı. Kim miydi?

Hava döndü


Theo Zwanziger...
Almanya Futbol Federasyonu/DFB Başkanı idi.
Aynı zamanda -Merkel’in partisi- Hristiyan Demokrat Birlik/CDU eski milletvekiliydi.
Irkçılığa karşı mücadele eden Yahudi Leo Baeck Enstitüsü’nden, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık ve aşırı sağa karşı çıkışlarından dolayı 2009’da ödül aldı.
Merkel’in futbolcuların soyunma odasına girip, Mesut Özil ile fotoğraf çektirip dünyaya servis etmesine/ yani futbolun siyasete alet edilmesine karşı çıktı. Şöyle dedi:
“Ben siyasetin futbolla, futbolun ihtiyacı olduğu zaman ilgilenmesini arzu ederim!”
Peki Zwanziger’in bu çıkışından sonra ne oldu:
Zwanziger 2 Aralık 2011’de federasyonda çalışmak istemediğini açıkladı.
Ve Merkel, futbolcuların soyunma odasına girmeye devam etti. 2014 Dünya Futbol Şampiyonası’nda Almanya, Portekiz’i 3-0 yendiğinde soyunma odasında Mesut Özil ve Polonya göçmeni Podolski ile Klose’ye yabancı düşmanlığı yaşayıp yaşamadığını sorması yine dünya medyasına servis edildi!
Oysa...
Tarih: 18 Eylül 2005.
Almanya erken genel seçime gidiyordu. Hristiyan Sosyal Birliği/CSU, “Müslüman bir ülke olan Türkiye bizim kültürümüzle uyuşmuyor. Türkiye’nin AB üyeliği Almanya için kader sorunudur” diye imza kampanyası başlattı.
CDU lideri Merkel ZDF televizyonuna, “Türkiye’nin AB üyeliğine karşı bir imza kampanyasını mümkün görüyorum” dedi. Fakat...
Almanların yüzde 68’i imza kampanyasına karşı çıkınca Merkel U dönüşü yaptı! Hele seçimlerde yüzde 3.4 oranında oy kaybedince Türkiye konusundaki görüşlerini kamuoyu önünde yapmamayı tercih etti.
Ardından Mesut Özil ile tokalaşma gösterilerinin  vb. dünyaya servis edilmesi geldi.
Bugün ise Almanya’da politik hava döndü. Sosyal demokratlar, Yeşiller, Sol’un rüzgarı esmiyor. Irkçı AfD üçüncü parti artık...
- Bu nedenle futbol arenasına ırkçılık hakim...
- Bu nedenle ilk başarısızlıklarında kimi futbolculara göçmen kimlikleri hatırlatılıverdi...
Evet, futbol sadece futbol değildir; politikanın da oyun sahasıdır!

plusbanner2x