Bizim yargıda yanlış bir anlayışın yarattığı hukuk dışı uygulamalar vardı. Açılan birçok davanın iddia bölümü “Silahlı terör örgütüne üye olmak” veya “Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek” gibi cümlelerle başlıyordu.
Oysa sanıklar hayatlarında ellerine silah bile almamışlardı. Suçları sadece muhalefet yapmak, iktidarı eleştirmekti.
Bu şekilde suçlananların çoğu daha sonra beraat etti ama hapis yattıkları aylar, hatta yıllar, yanlarına kâr kaldı!
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konuda aldığı son karar, ülkemiz için önemli bir uyarıdır. AİHM diyor ki:
- “Hükümetleri eleştirmek ve ülke liderlerinin ulusal güvenliğe aykırı gördüğü bilgileri yayınlamak ceza davası açılmasını gerektirmez! Terör örgütüne üyelik ya da anayasal düzeni devirmeye
çalışmak suçlaması yapılamaz!”
- “Alt mahkemelerin Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymaması kabul edilemez. Anayasa Mahkemesi’nin otoritesi sarsılır ve hukukun üstünlüğü ilkesi zedelenir.”
Eğer demokratik hukuk devleti olduğumuzu iddia ediyorsak AİHM’nin bu uyarılarına dikkat etmemiz şart!