Kırmızı etteki şarbon riski nedeniyle beyaz et talebinde büyük artış oldu.
Bu arada fiyatlar da jet hızıyla yükselmeye başladı.
İddiaya göre; beyaz ete 9 ayda gelen yüzde 200’lük zamla, döviz kurları gerekçe gösterilerek fırsatçılık yapıldı!..
★★★
Sevgili okurlarım,
Beyaz et, en ucuz hayvansal protein kaynağı olması nedeniyle toplumumuz için yaşamsal bir önem taşıyor.
Hatırlayacaksınız;
2006 yılında yaşadığımız kuş gribi paniği sürecinde satışlar dibe vurmuş, sektör batma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı.
Bu büyük risk üzerine, entegre üretim yapan tesisler bir araya gelerek “Sağlıklı Tavuk Bilgi Platformu”nu kurmuşlar ve bu kuruluşlardan çıkan ürünlerde en ufak kuş gribi riski bulanmadığını bilimsel verilerle topluma anlatmaya çalışmışlardı.
Ancak tüm çabalara karşın halktaki kuş gribi korkusu bir türlü giderilememişti.
Panik öylesine ürkütücü boyuta ulaşmıştı ki, tüketiciler bırakın tavuk eti almayı, onu görmekten bile korkup kaçar hale gelmişlerdi!..
★★★
Çağrılar ve başvurular üzerine devreye biz girdik.
Güvenilir bilim insanlarının katkılarıyla bir araştırma yapıp, entegre tesislerden, kuş gribi virüsü taşıyan ürün çıkması ihtimalinin neredeyse sıfır olduğunu belirledik.
Böylece hazırladığımız bilgilendirici video ve kampanya ile tüketicideki korkuyu gidermeyi başardık.
Tek kuruş almaksızın, hatta cebimizden harcayarak bu sorumluluğu üstlenmemizin ve mesleki birikimimizle, inandırıcılığımızı riske etmemizin iki nedeni vardı:
Öyle ya, bir kişinin kuş gribine yakalanması, yarım asırlık mesleki saygınlığımızın bitmesi ve yaşam boyu vicdan azabı çekmemiz anlamına geliyordu.
Nedenlerin birincisi ve en önemlisi; beyaz etin en ucuz hayvansal protein kaynağı olmasıydı. Orta ve dar gelirli ailelerin çocukları zaten tahıl ağırlıklı bir beslenme alışkanlığıyla büyüyor, kırmızı etin pahalı olması nedeniyle yavrularımızın hayvansal protein gereksinimleri karşılanamıyordu. Yoksul aile çocuklarının beyaz et yiyememeleri, hayvansal proteinden tamamen mahrum kalmaları anlamına geliyordu. Bu da fiziksel ve zihinsel gelişimleri için büyük risk demekti.
İkincisi; kuş gribi kriziyle başlayacak çöküş, çoğu kırsal kesimde yaşayan ve entegre tesislere fason üretim yapan yaklaşık 2 milyon insanımızı açlığa mahkum edebilecekti.
★★★
Özetle o tehlikeli misyonu, çocuklarımız tavuk eti tüketebilsin ve 2 milyon insanımız bu sektörden ekmek yemeye devam etsin diye üstlendik.
★★★
Sonuçta toplum söylediklerimize inandı ve dibe vuran tavuk eti satışları adeta füze gibi yükselmeye başladı!..
★★★
Fahiş zam ve fırsatçılık iddialarına karşın Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESDBİR) Başkanı Sait Koca bu söylemlerin bilgisizlikten kaynaklandığını savunarak, “Bizim doları bahane edip fiyatları yükselttiğimizi söylemek tamamen yanlış. Üretimi, maliyet artışlarını ve diğer faktörleri bilmeden yorum yapıyorlar. Yem fiyatlarında dolara bağlı olarak ciddi artışlar yaşandı. Yurt dışında fiyatlar artınca yerli mısırın fiyatı dahi yükseldi. Yem, tavukçuluk sektöründe maliyetin yüzde 70’ini oluşturuyor. Sadece yeme değil, karton kutulara, ürünü sardığımız ambalaja ve ürünü içine koyduğumuz strafor köpüklere bile zam geldi. Fırsatçılık yaptığımız yok. 2 ay öncesine kadar para kazanabiliyorduk ancak şu an artan maliyetleri bile tam olarak fiyatlara yansıtmadık. Evet zam yaptık ama halen sattığımız fiyatlar maliyetin altında” diyor.
★★★
Sektöre en zor zamanda yaşamsal katkıda bulunan bir gazeteci olarak demem o ki;
Türkiye zor zamanlardan geçiyor. Tavuk eti konusunda çok dikkatli olmak “fırsatçılık” iddialarının ortaya çıkmasına bile imkan vermemek gerekiyor.
Zira yukarıda anlattığım nedenlerle tavuk etinde fırsatçılık yapanların, halkın ekmeğiyle oynayanlardan hiçbir farkı bulunmuyor!..
Beyaz et üreticileri fırsatçılık mı yapıyor?
Uğur Dündar
Yayınlanma: