Siz, yıllardır terörle mücadele edilen bu ülkede, kolu bacağı kopmuş, bedeninin her yanı bomba parçalarıyla dolmuş ağır yaralı bir askere sağlık hizmeti sunmanın, hele hele eski adıyla GATA’da (Gülhane Askeri Tıp Akademisi) doktor, hemşire veya personel olarak görev yapmanın ne anlama geldiğini bilir misiniz?..

* * *

Son bir umutla GATA’ya yetiştirilen ağır yaralı bir Mehmetçiğin ya da gencecik bir subay, astsubay veya uzman çavuşun son nefeslerini o askeri hemşirelerin kucaklarında verdiklerinden haberdar mısınız?..

* * *

Bir şehidin göz kapaklarını titreyen ellerle indirmenin, bir insanın ruhunda ne gibi depremler yaratacağını, rüyalarına girecek kadar acı izler bırakacağını, acaba hiç düşündünüz mü?..

* * *

Yatağa zor sığan heybetli Mehmetçiğin birazdan hayata veda edeceğini bilmenin kahredici ruh haline rağmen, gözlerinin içine  bakıp gülümseyerek “İyileşeceksin arslanım” demenin... Ya da gözyaşlarını saklayıp bir daha hiç yürüyemeyecek kahramana “Yürüyeceksin yiğidim yürüyeceksin, hatta birlikte koşacağız, yeter ki dayan ve iyileşeceğine inan” diyerek direnme gücü ve moral vermenin...
Kurtarılamayarak şehit olan silah arkadaşının durumunu sorduğunda “Yaşıyor, o da seni soruyor” deyip, yaşama tutunmasını sağlayabilmenin...
Maaşla, parayla pulla izah edilemeyecek görevler olduğunu hiç aklınızdan geçirdiniz mi?..

* * *

Göğsünü vatana siper eden kahraman bir subayın eşi doğum kliniğinde ilk çocuklarını dünyaya getirirken, kendisinin  o sırada aynı hastanenin acil servisinde insanüstü çabalara karşın şehit düşmesinin, nöbetteki tüm sağlık personelinde onarılmaz travmalar yaratacağını birileri size hiç anlattı mı?..

* * *

Ağır yaralı bir Mehmetçiğe verilen kan torbaları tükendiğinde, saatlerdir çırpınmaktan bitap düşmüş olmasına karşın “Benim aynı gruptaki kanım bu yiğide son damlasına kadar helal olsun” diyerek, kolunu uzatan doktor, hemşire veya hastabakıcıdaki vatan ve insan sevgisinin göz yaşartan boyutlarını hiç hayal ettiniz mi?..

* * *

Siz, günlerce uykusuz kaldıktan sonra nihayet derin bir uykuya dalmış bir doktor veya hemşirenin acil çağrıyla yatağından fırlayıp, yolda giyinmeye çalışarak, sanki huzur içinde deliksiz bir uyku çekmişçesine müthiş bir enerji ve azimle can kurtarmaya koşmasının, sözcüklerle ifade edilemeyecek kadar yüce bir davranış olduğu konusunda hiç kafa yordunuz mu?..

* * *

Mayın patlaması sonucunda ayağı bileğinden kopmuş bir Mehmetçiğe ilk müdahaleyi yapmanın, helikopterle getirildiği askeri hastanede bazen 10, bazen de 15 saat süren mikrocerrahi ameliyatlarıyla kopuk ayağı yerine yerleştirmenin ve ardından sabırla sürdürülen rehabilitasyon sürecinin sonunda onu eskisi gibi yürütebilmenin, çok özel uzmanlık gerektirdiği konusunda acaba bilgi sahibi olabildiniz mi?..

* * *

Ey Türkiye’yi yönetenler!
Savaşan bir ülkede “Sağlık personelinin askeri sivili olmaz” diyerek askeri hastaneleri ve oralarda çalışmayı yaşam biçimi edinmiş uzman personeli sivilleştirmenin nasıl büyük bir yanlış olduğunu...
Bu vahim yanlıştan hemen dönmeniz gerektiğini -başarıyla sonuçlanmasını yürekten dilediğimiz Zeytindalı Harekatı sırasında- acaba anladınız mı?..