ugurdundar

Geçenlerde İstanbul’un çevre yollarından birinde hız limitine uyarak ve sağdaki ikinci şeritten gidiyorum.
Birden siren sesleriyle irkildim. Aracımın tüm aynalarında mavi kırmızı çakarlar yanıp sönüyor, megafonlardan sağa kaçın, sağa kaçın diye anonslar yapılıyordu. Koruma araçları seyir halindekilerin üzerine hışımla giderek yolu açıyordu. Korku ve telaşla en sağa kaçarken bariyerler çarpmama ramak kalmıştı. Hangi çok önemli kişinin, hangi çok acil işe yetiştirildiğini anlayabilmek için, ok gibi gelip geçenlere dikkatlice baktım. Ama bitmek bilmeyen upuzun konvoy arasında kim olduğunu göremedim. Hemen yanımdaki arabanın direksiyonundaki kişi meraklandığımı anlamış olmalı ki, camı açıp seslendi:
“Bakan abi, bakan... Çiçeği burnundaki bakanlardan biri!..”
Ben diyeyim 30, siz deyin 35 araçtan oluşan konvoy, trafiği yara yara, rüzgar gibi geçip gitti...

* * *

Tekrar şeridime dönerken, 2014 yılında Almanya’nın Köln kentinde tanık olduğum bir olayı hatırladım.
Büyük din alimi merhum Profesör Yaşar Nuri Öztürk ve o günün İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel (CHP İzmir Milletvekili) ile sosyal demokrat dostumuz Erdal Tekin’in bir Türk lokantasında organize ettiği kahvaltıdayız.
Kahvaltının konuşmacı konuklarından biri de, Köln Büyükşehir Belediye Başkanı Jürgen Roters...
Hukukçu Roters, uzun yıllar Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyaleti İçişleri Bakanlığı’nda bürokrat olarak çalışmış.
Daha sonra 6 yıl süreyle Köln-Leverkusen Emniyet Müdürlüğü görevinde bulunmuş.
Ardından Köln, Bonn, Aaachen ve Sieburg şehirlerinden oluşan bölgenin valiliğine getirilmiş.
Tüm görevleri sırasında sergilediği hukuka bağlı ve insan haklarına saygılı tutumu nedeniyle 2009 yılı seçimlerinde Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) Köln Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilmiş.
Seçimleri büyük başarıyla, yüzde 54 oranında oy alarak kazanmış.
Bölgede yaşayan Türkler’den de güçlü destek almış...

* * *

Kahvaltıda yan yana oturup sohbet ettiğim Jürgen Roters, diğer Alman entelektüelleri gibi, Türkiye’deki gelişmeleri kaygıyla izliyor.
Yakın zamana kadar icraatını başarılı bulduğu AKP iktidarının giderek artan antidemokratik uygulamalarını eleştiriyor.
Hukukun üstünlüğüne inanmış eski bir polis şefi olarak, demokratik protesto hakkını kullananlara polis şiddetiyle karşılık verilmesinin, şiddeti tırmandırabileceğini söylüyor.
Gerginlik ve kutuplaşmanın daha da artmasından korkuyor.
AKP iktidarının baskıcı ve özgürlükleri kısıtlayan tutumunu sürdürmesi halinde hem demokratik kazanımların, hem de ekonominin olumsuz yönde etkilenebileceğini düşünüyor.  (Lütfen dikkat: Bu satırlar 2014 yılına ait)

* * *

Roters, bölgede yaşayan yurttaşlarımızın çok sevdiği, içtenliğinden ve dürüstlüğünden övgüyle söz ettikleri mütevazı bir politikacı.
Kahvaltıya katılan yaklaşık 100 konuğa hitaben yaptığı konuşma büyük alkış alıyor...
Doğrusu konukseverliği ve sorularımıza verdiği net cevaplar bizi de etkiliyor.
Kahvaltının sonunda “Ben aracıma binip gideyim” diyerek izin istiyor.
Birlikte çıkıyoruz.
Bir de ne görelim?
“Aracım” dediği eski bir bisiklet!..
Eşininmiş!
Onunla ve tek başına gelmiş!
Ne zırhlı makam aracı, ne korumalar, ne de ışıldaklı eskortlar!..
Üstelik lokantanın önüne değil, 100 metre ötedeki resmi yere park etmiş!

* * *

Fotoğraf çektirip vedalaşıyoruz.
Tertemiz sokaklarda tek başına giden bisikletli başkanın ardından bakakalıyoruz!

* * *

Aradan yıllar geçti.
“Ben bu görevi bir dönem için kabul ederim” diyen Jürgen Roters öyle de yaptı. Süresi dolduğunda yeniden aday olmadı.
Şimdi bir hukuk firmasına danışmanlık yapıyor. Ayrıca bol bol bisikletine biniyor.

* * *

Kadim dostum, büyük mizah ustası Müjdat Gezen, geçen gün, Hollanda’da yaşayan biricik kızı Elif’le telefonda konuşuyor::
Bir dakika baba!
- Ne oldu kızım?..
Hiç baba!... Bir şey olmadı. Başbakan geçiyor da...
- Ama hiç siren sesi gelmiyor!..
Gelmez baba! Çünkü işine bisikletle gidip geliyor!..

* * *

Demem o ki, teker sayısı önemli değil!
Bu işler iki tekerle de oluyor!
Önemli olan liyakat!..

plusbanner2x