“Türkiye Afrin’de kesin bir zafere ulaşsa dahi, Fırat’ın doğusundan  kaynaklanan tehdit, Türkiye’yi hedef almaya devam edecek. Zira ABD, Fırat’ın doğusunda bir PKK/PYD ‘Garnizon Devleti’ kurmaktan  vazgeçmiyor. Ayrıca ABD, Suriye’de bir ‘cephe gücü’ olarak gördüğü YPG’yi de terk etmiyor!..”

* * *

“Bölgede her an birbiriyle sıcak çatışmaya girebilecek iki ittifak var: Bunlardan birincisi, ‘Tahran- Şam- Beyrut- Hizbullah- Gazze’den oluşan Siyonist karşıtı ittifak, diğeri ise ABD ile İsrail’in oluşturduğu Siyonist ittifaktır. Suudi Arabistan tarafından da desteklenen Siyonist ittifakın temel amacı; İsrail için tehdit oluşturan Tahran- Şam- Hizbullah- Gazze ittifakının önünü kesmek, bölgede hegemon bir güç olarak yükselen İran’ı kuşatmak ve yayılmacılığını engellemektir. Siyonist ittifakın bir amacı da, İsrail’in kontrolündeki Golan Tepeleri’ni koruyacak 40 km derinlikteki bir tampon bölgeyi Suriye topraklarında oluşturmaktır...”

* * *

“ABD ve İsrail’in, Fırat’ın doğusunda kurma yolunda oldukları garnizon devleti, İran’a karşı uygulayacakları askeri operasyonların merkezi olarak kullanmayı öngörmelerinden kaynaklanıyor. Savaş sonrasında, İran üzerindeki denetimin de buradan yürütülmesi planlanıyor. ABD’nin İran’ı vuracağı hakkındaki spekülasyonların son 40 yıllık dönemde zaman zaman gündeme geldiğini, lakin kısa bir süre sonra unutulduğunu gördük. Ancak bu sefer durum çok daha değişik ve ciddi görünüyor. Nitekim, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster, 2018 Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, bölge için ciddi bir tehdit oluşturan İran’ın askeri gücünü ve bölgesel ağını devamlı artırdığını belirttikten sonra, “Şimdi İran’a karşı harekete geçmenin zamanının geldiğini düşünüyoruz” diyerek, İran’ı alenen tehdit etmekten de öte bir tür ültimatom vermiştir. Bu nedenle İsrail’in tampon bölge projesinin gerçekleştirilmesine Suriye ile İran’ın güçlü bir fiili direniş göstermeleri halinde, bu durumun söz konusu iki ittifak arasında savaşa yol açması kaçınılmaz olabilir. Suriye’deki dengeleri altüst edecek böyle bir gelişmenin, Suudi Arabistan’ı da içine çekerek, ABD ile İsrail’in İran’la büyük hesaplaşmasına dönüşmesi güçlü bir ihtimaldir...”

* * *

Sevgili okurlarım,
Bu sözleri, tüm öngörüleri doğru çıkan bilge diplomat, emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ ile 29 Şubat 2018 tarihinde yaptığımız söyleşiden alıntıladım.
Oyun büyük, hesaplar çok derin!..
ABD ve İsrail, Beşar Esad’ı devirmek için başlatıp, zaman içinde asıl büyük hedef olan İran’la devam edecekleri operasyona Rusya’nın -konvansiyonel silah gücünün yetersizliği nedeniyle- karşılık veremeyeceğini düşünüyorlar.
Böylece bir taşla birkaç kuş vurmayı amaçlıyorlar.
Bunları şöyle özetlemek mümkün:
Öncelikle Suriye’de Esad rejimini değiştirmek. Bu doğrultuda Suriye’nin. İran takviyeli askeri gücüne ağır darbe indirerek muhalifleri yeniden güçlendirmek. İran’ın yayılmacılığını ve hegemon güç olmasını engelleyip, sınırları içine dönmeye zorlamak. Rusya’nın Ortadoğu coğrafyasında artan prestijine ağır darbe indirmek.
Türkiye’yi de Rusya ve İran’la başlattığı ittifaktan koparıp, yeniden ABD’nin yanına çekmek...
Şimdilik en net fotoğraf budur!..
Bu ürkütücü ve tuzaklarla dolu sarmaldan çıkışın tek yolu, Suriye krizinin başından beri hep söylediğimiz gibi, Atatürk’ün yoludur!..

sozcu-banner-1